English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Safari

Safari translate Turkish

507 parallel translation
I can see a huge safari with you at the head... bearing ivory down to the coast.
Seni büyük bir safarinin başında görebiliyorum. Kıyıya fildişi taşıyorsun.
That's rather a large safari you're organizing for a hunt.
Avlanmak için fazla büyük bir safari düzenliyorsunuz.
More than the largest safari can carry back.
En büyük safarinin bile taşıyamayacağı kadar çok.
What about our safari?
Ya bizim adamlarımız?
But I got one safari across.
Ama bir kere oraya bir safari yaptım.
Need safari boy, bwana.
Safari için adam lazım.
All boy gone make safari with Bwana Pierce and Bwana Van Ness.
Bütün adamlar Bwana Pierce ve Bwana Van Ness ile safariye gitti.
Let's go without safari.
Safarisiz gidelim.
- Van Ness safari boy, bwana.
- Van Ness'in adamlarından biri.
Yes, Tarzan, that's our safari.
Evet Tarzan. Safari ekibimiz.
- Safari boys, curious about the music.
- Yerliler müziği merak etmiş.
Go on and see what's happened to the safari.
Safaride neler oluyor gidip bir bak.
We have to get the safari started.
Safarinin yola çıkmasına yardım etmeliyiz.
Only the largest and most completely equipped safari could hope to fight through.
Sadece büyük ve iyi teçhizatlı bir safari grubu oradan geçebilir.
In the third place, no safari native could be induced to disregard the juju.
Üçüncü yolda jujuyu kimse göz ardı etmemeli.
Well, if you're in a position to adequately equip a safari under the direction of a well-qualified man, Captain Fry, for instance...
İyi bir safari ekibini karşılayabilecek durumdaysanız ve Kaptan Fry gibi bir başkanınız olursa...
If you and your brother care to join me I'll be making safari for the Mutia Escarpment at 7 : 00 tomorrow morning.
Ağabeyinizle katılmak isterseniz yarın sabah 7'de Mutia kayalığına safari düzenliyorum.
We're making safari at 7 : 00 tomorrow morning.
Yarın sabah 7'de safariye çıkıyoruz.
No, the most powerful tribe of all lives about a day's safari west of here.
Hayır, aralarındaki en kötü kabile batıda ve bir gün uzaklıkta.
Tarzan, believe me when the moon has made safari three times three times, and when she comes out of the river, big and round and looks in on us here, she'll find us as we are now.
Tarzan inan bana ay üç kez safari yaptıktan sonra, üç kez nehirden kocaman ve yuvarlak çıkınca bize bakacak ve ay bizi şimdi olduğu gibi burada bulacak.
And my safari will be over forever.
Benim safarim sonsuza kadar bitecek.
For safari, one day.
Bir günlük safari.
One of my safari boys.
Gruptaki çocuklardan biri.
Captain Fry, isn't this rather an unusual way of making a safari?
Kaptan Fry bu garip bir safari yolu değil mi?
- Bomba, safari.
- Bomba, safari.
But there hasn't been a safari here in years.
Ama yıllardır buraya safari yapılmıyor.
It wasn't a safari exactly.
Safaricileri aramıyoruz.
- Sande, get the safari boys.
- Sande, çocukları topla.
I was in Nairobi on my own safari the year that all Kenya rang with your exploits.
Yıllık safarim için Nairobi'deydim ki, tüm Kenya başarılarınla çalkalandı.
Safari can't cross mountain.
Safari dağı yok geçmek.
Tarzan take safari up escarpment.
Tarzan safariyi götürmek yamaç.
Sun make one safari for Jane and Tarzan.
Güneş yapar Safari, Jane ve Tarzan için.
Safari go.
Safari git.
White men no longer make safari.
Beyaz insan safari yapmıyor.
Tomorrow sun make new safari.
Yarın sabah güneş yeni safari.
How soon can you get this safari in shape?
Ne kadar sürede bu seferi düzenleyebilirsiniz?
Friends help Boy change Tarzan's mind and lead safari.
Dostlar çocuğa, Tarzan'ın fikrini değiştirmesi ve safariye götürmesi için yardım etmek.
After safari leave, Boy will forget.
Onlar ayrıldıktan sonra Çocuk unutacak.
We go with safari.
Yaya olarak gidelim.
Then my uncle, Aunt Mary went on a safari
Amcamın, Mary Halamla safariye gittiği...
When we started on this safari, you made it clear... I was just a job with no joy in it, remember?
Bu işe koyulduğumuzda benim sadece bir iş olduğumu bunun hiç eğlencesi olmadığını açıkça beyan etmiştin, unuttun mu?
If you'll pardon my subtlety... I'm not so sure I'd want you on safari in the first place.
Ayrıca nezaketimi hor görmezseniz sizin safariye gelmenizi de pek istemezdim.
He's going on safari.
Safariye gelecek.
Again, to be frank, it's a difficult safari, and it doesn't fit with my schedule.
Tekrar dürüst olmama gerekirse, bu zor bir safaridir ve benim programıma da uygun değildir.
You've been here on some sort of safari?
Buraya Safari için mi geldiniz?
Full safari, I suppose.
Sanırım komple bir safari yapacağız.
You know how it is on safari.
Safarinin nasıl olduğunu bilirsin.
The rest of our trip was a Tertiary safari.
Yolculuğumuzun geri kalanı.. üçüncü zamanda bir hayvanat bahçesinde bir gezi gibiydi.
So make it the Safari, huh?
Şunu Safari yapalım mı?
As a matter of fact, on our last safari, he was trampled by zebras. Oh?
Aslında, son safarimizde, bir zebra tarafından tepelendi.
I did not agree with that. We're scientists and explorers, not hunters.
Bizim bilimsel bir görevimiz vardı, safari değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]