English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Salata

Salata translate Turkish

2,413 parallel translation
Steak, asparagus, corn and salad?
Biftek, kuşkonmaz, mısır ve salata mı?
FYI, no salads.
Salata olmasın.
Salad tongs.
Salata maşası da olur.
Maybe I'll make some pasta and a salad and...
Ben makarna yaparım, salata ve...
Yeah, yeah, but it'll probably still taste like salad, like the world needs more salad.
Evet, ama tadı büyük ihtimalle salata gibidir. .. sanki Dünya'nın daha çok salataya ihtiyacı var da...
With a side salad.
Yanında da salata olsun.
If the salad is on top, I send it back.
Salata üstünde olursa, geri gönderirim.
You can't barrow salad dressing or condiments or anything else...
Tanrım, salata sosunu, baharatları ya da üzerinize süreceğiniz herhangi bir şeyi ödünç alamazsınız.
What's a trash barrel but a big salad bowlfilled with trash?
Çöp kovası içinde çöp olan büyük bir salata kasesinden başka nedir ki?
Algasalas, Alganests the full range!
salata, yuva dopdolu bir program!
Well, that was just a nickname, and we don't call him that anymore.
O sadece takma adı, Ve salata reyonuna geçtiğinden beri
Their flavor clashes with my salad dressing.
Onların tadı salata sosumla hiç uyuşmuyor.
The wine's denting, pasta's on the stove, salad's in the fridge, Martin Gaye's on the CD player.
Şarap süzülüyor, makarna fırında salata buzdolabında, Marvin Gaye de CD çalarda.
lunch today will be a choice of chicken tostadas or spaghetti with a marinara sauce and side salad.
Bugün yemekte fırınlanmış tavuk ya da marinara soslu spagetti ve salata olacaktır.
Sugar, salad?
Şeker, salata?
You smell like a dinner salad.
Salata gibi kokuyorsun. Evet, evet.
- Salad plane, coming through.
- Salata uçağı geliyor.
We got, uh, chicken chow mein here. - Pork with snow peas.
Burada tavuklu salata, bezelyeli domuz.
Chicken, broccoli, pasta, salad, and red wine.
Tavuk, brokoli, makarna, salata ve kırmızı şarap.
All the women I take out just order a salad.
Bütün kadınlar "sadece salata sipariş edeceğim" der!
OK... Small salad, a bottle of water...
Küçük salata, bir şişe su.
Small salad, a bottle of water...
Küçük salata, bir şişe su...
But I helped her with the salad.
Ama bende salata için ona yardım ettim.
Vegan barbecue salad with seitan edamame and cashew soy cheese.
Vejetaryen ızgara ve yanında seitan edamame ile peynirli salata.
The salad I ordered had figs.
Ben incirli salata demiştim.
My friends and family didn't come all the way over here to be met with some lackluster salad.
Arkadaşlarım ve ailem onca yolu tatsız tuzsuz bir salata yemek için mi geldiler?
-... of flavors.
- Süper bir salata.
20 YEARS FROM NOW YOU WILL HAVE CANCER- - THE DOCTOR WILL MAKE YOU A SALAD.
20 yıl sonra kanser olduğunda doktor sana, salata yemeni söyleyecek.
Eating an $ 18 salad?
- 18 Dolarlık salata yiyorsun.
And if this is gonna become some running diatribe I can find an overpriced salad a lot closer to home.
Bu küçük düşürme olayı devam edecekse evime daha yakın bir yerde de pahalı salata yiyebilirim.
- It's like a salad.
- Salata gibi.
Yeah. It's a great salad.
- Evet, salata gibi.
Reese, pass Mrs. Khan the salad.
Reese, Bayan Khan'a salata ver.
Sid, you've gone with the chicken salad, have ya?
Sid, sen tavuklu salata yiyorsun, değil mi?
- And you eat salad a lot?
- Genellikle salata yer misin?
Bring me something fresh.
Taze bir şeyler getir. Salata falan.
I make salads, potato, roast beef.
Salata, patates salatası, biftek.
- Soup or salad?
- Çorba mı salata mı?
You're welcome to some salad.
Salata alabilirsin.
All you had all day was that salad.
Bütün gün sadece salata yedin.
You want some salad, Dad?
Biraz daha salata ister misin, baba?
Do I smell oatmeal and salad?
Yulaf ezmesi ve salata kokusu mu alıyorum?
Fries or salad?
Yanında kızartma mı salata mı istersiniz?
Uh, I'll get the salad with dressing on the side.
Salata alayım ama sosları yanında olsun.
Looks like it. I'm just getting a salad.
Öyle gibi görünüyor. Ben salata alacağım sadece.
I'm not one of those salad-eating chicks.
Ben o salata yiyen kızlardan değilim.
The salad looks good.
Salata güzel görünüyor.
I can make a salad.
Salata da yapabilirim.
- Salad...
- Salata?
- I hope we have more in common than that.
Onunla salata süsleme hakkında konuşabilirsin.
... and one corner, number 30, out in press coverage - Sean, salad.
Sean, salata al.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]