English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sandalwood

Sandalwood translate Turkish

86 parallel translation
When you have been bathed in scented water, when your limbs have been caressed by sweet oils and your hair combed with sandalwood, there will be no time for tears.
Kokulu sularda banyo yapınca, kol ve bacakların tatlı yağlarla okşanıp, saçların gülağacıyla taranınca, gözyaşı dökmeyeceksin.
- Sandalwood.
- Sandal ağacı.
It's sandalwood.
Sandal ağacı.
"It combines the traditional floral scent with the musky aroma of sandalwood."
"Geleneksel çiçek kokusunu, sandal ağacının misk aromasıyla harmanlıyor."
"Perles d'Huile de Bain Aromatique", with a base of sandalwood, patchouli and incense, calming effect ;
"Perles d'Huile de Bain Aromatique", sandal ağacı, silhat esansı ve tütsü sakinleştirici etkiyi ;
It's a sandalwood candle.
sandalağacı mumu.
You use too much French in everyday conversation. I think that sandalwood stinks.
günlük konuşma için fazla fransızca kullanıyorsun bence bu sandalağacı kötü kokuyor.
- It's like sandalwood.
- Sandal ağacı kokusu gibi.
It has a sandalwood fragrance but with a dopamine-like boost.
Sandal ağacı kokusu var ama dopamin benzeri bir enerjisi.
I said peaberry, not sandalwood!
Sandalağacı kokulu değil, Kahve aromalı demiştim!
If you can't move sandalwood, you don't belong here!
Eğer sandalağacı kokusunu çıkaramıyorsan, burada işin yok!
Uh, let's see... you... you strike me as a... sandalwood.
Ah, bakalım... Siz... Bana şeyi çağrıştırdınız...
Sandalwood.
Sandal ağacı.
Okay, we're gonna need six candles, white and purple, some burning cinnamon, frankincense and sandalwood.
Tamam altı tane, beyaz ve mor muma ihtiyacımız olacak. Biraz yanan tarçın, tütsü ve sandal ağacı.
This is sandalwood vanilla.
Sandal ağacı vanilyası.
HMM. A FLOUR-LESS ANNIVERSARY CAKE. SANDALWOOD CANDLES.
Unsuz yıl dönümü pastası, sandal ağacı kokulu mumlar.
I promise you, everyday I shall wear flowers in my hair... apply a dot of sandalwood paste on my forehead and go to office
biliyormusun baba adi şimdi konsantre olmak zorunda... sedece filmler onun kariyeri artık Pooja ve ben, fabrikanı yöneteceğiz.
Chandan, the powder of the sandalwood tree, that relieves the pain of remembering.
Çandan ; Sandal ağacının tozu, hatıraların verdiği acıyı hafifletir.
Oh, sandalwood... oh, er, uh, that won't do, banana leaf?
Ah, sandalağacı, aa, em, yok, o olmaz.
It is the best sandalwood incense.
En iyi sandalağacı tütsüsü.
A flirtatious swagger in her walk sprinkles the air with her sandalwood-swnted body
O fingirdek yürüyüşü... O tatlı kokusunu havaya saçar
For example, I'm wearing essence of wet-leaf compost with just a hint of sandalwood.
Evet. Mesela ben ıslak yaprakla biraz sandal ağacı karışımı sürdüm.
Chandankumar ( Sandalwood )
Chandankumar ( Sandalwood )
Did you trip and fall onto sandalwood musk and a hint of spicy citrus or is that cologne?
Tökezleyip sandal ağacı, misk ve baharatlı limon üzerine mi düştün yoksa bu bir parfüm mü?
Now I smell like dirt, sweat... and sandalwood.
Şimdi toprak, ter ve sandal ağacı kokuyorum.
Sandalwood. It was like her own personal scent.
Tıpkı kendi doğal kokusu gibiydi.
It's sandalwood.
Sandal ağacındandır.
No, but it would smell a lot like sandalwood.
Hayır ama daha çok sandal gibi kokuyordur.
Dr. Muir was wearing a ton of hair gel that smelled just like sandalwood.
Dr. Muir, sandal gibi kokan, tonlarca jöle sürmüştü.
Sandalwood candles.
Sandalağacı mumları.
It was sandalwood.
Sandalağacıydı.
You hate sandalwood.
Sen o kokudan nefret edersin.
okay, here--here comes the sandalwood.
İşte sandalağacı da geliyor.
It's that smell.It's that sandalwood.
Koku. Sandal ağacı.
Oh, wait.I-I thought that you liked sandalwood.
Bekle. Sandalağacını seviyorsun sanıyordum.
Sandalwood.
Sandal ağacından.
Gayatri, bring the vermillion and sandalwood.
Gayatri, sülyen ile yağı getir.
That would be sandalwood.
Sandal ağacı olabilir.
Sandalwood.
Sandal ağacı tütsüsü.
No, Mysore sandalwood.
Hayır, sandalağacı.
Then I need you to be back by noon to make the bathroom smell like sandalwood before I wreck it.
Sonra öğlene kadar dönüp ben banyoyu harap etmeden önce tüm banyomu sandal ağacı gibi kokutmanı istiyor.
What else? A touch of angelica oil, some Jasmine, and a little bit of sandalwood.
Bir tutam melek otu yağı, biraz yasemin ve çok az da sandal ağacı.
I'll send her to your home, wrapped in silk paper, warmed in a lukewarm herbal bath with sandalwood.
Sandal ağacı dalıyla sıcak banyoda bekletilip, ipek kağıdına sarılı olarak evine yolluyorum.
I once had a boyfriend who wore sandalwood behind his ears.
Bir zamanlar kulaklarının arkasına sandal ağacı takan bir erkek arkadaşım vardı.
They're calling her Arti, and a spot of sandalwood honours her arrival.
Onu Arti diye çağırıyorlar, Bir sandal ağacı onun varışını onurlandırıyor.
It also contains sandalwood, clove and a hint of jasmine.
Aynı zamanda sandal ağacı, karanfil ve yasemin de içeriyor.
Imagine Surya sir is a log of sandalwood.
Surya'yı ağaç kütüğü olarak hayal et...
Sandalwood, yuck!
Sandal ağacı, ıyyk! *
Sandalwood, huh?
Sandal ağacı. Sandal ağacı, ha?
The grandfather will now christen his grandson ln sandalwood, the baby is bathed... may joys abound in his life... may the world bow at his feet
lshu!
- Sandalwood.
Sandal ağacı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]