Sandstorm translate Turkish
353 parallel translation
Unless we have a sandstorm.
Tabii kum fırtınası yoksa.
That sandstorm- -
Kum fırtınası...
They probably got lost in the sandstorm.
Kum fırtınasında kaybolmuşlardır.
They might have give out in that sandstorm- -
Belki kum fırtınasında vazgeçmişlerdir.
- Sandstorm in the direction of Tobruk.
- Tobruk yönüne doğru kum fırtınası efendim.
- Sandstorm?
- Kum fırtınası?
Sandstorm.
Kum fırtınası!
- A strong sandstorm.
Güçlü bir kum fırtınası. - Teşekkürler.
Use the sandstorm.
Fırtınayı kullan.
That's a sandstorm all right.
Evet, bu bir kum fırtınası. Hızla geliyor.
It's a sandstorm all right.
Bir kum fırtınası var efendim.
Sandstorm.
Kum fırtınası.
Looks like a sandstorm is kicking up.
Galiba kum fırtınası geliyor.
30,000 people showed up for the concert. But Benny didn't. His plane was delayed by a sandstorm.
Konsere 30 bin kişi geldi ama Benny gelmedi.
- There's a sandstorm coming, Ian.
- Kum fırtınası geliyor, Ian.
- Susan, it's a sandstorm!
- Susan, bu bir kum fırtınası!
It's a sandstorm.
Bir kumfırtınası var.
Ah, it's probably got buried in that sandstorm.
Büyük ihtimalle kum fırtınasında kumların altında kalmıştır.
That's quite a respectable sandstorm he's sending our way.
Oldukça iyi olduğum söylenemez... Bir kum fırtınası çıkacak galiba?
We're bigger than a little local sandstorm.
Fakat bu yerel bir kum fırtınasından daha büyük görünüyor.
The sandstorm'll make it more difficult, won't it?
Kum fırtınası işi daha çok zorlaştırıyor gibi görünüyor., öyle değil mi? 286 00 : 26 : 41,678 - - 00 : 26 : 45,223 Ne? ne diyorsun sen?
The day began with a sandstorm of disturbing proportions.
Gidişat, açıkça her yönden bir çarpışmayı gösteriyordu.
We start with the sandstorm.
Kum fırtınası ile başlayalım.
Make sure no one strays in the sandstorm!
- Hiçkimsenin fırtınasında kaybolmadığından emin ol!
I can't whip a six-year-old girl in a fair fight but I can blow a man's eyeballs out at a hundred yards in a sandstorm.
Bir kavgada 6 yaşında bir kızı bile dövemem ama bir kum fırtınası içinde yüz metreden adam vururum.
Tight as a camel's arse in a sandstorm.
Taştan yağ çıkar, ondan çıkmaz.
What's lacking is a sandstorm to cover our tracks.
İzlerimizin kaybolması için kum fırtınasına ihtiyacımız var.
Or a landslide or sandstorm or dust storm?
Ya da toprak kaymasının, kum veya toz fırtınasının?
About a year after the Pharaoh returned to Egypt, the city of Tanis was consumed by the desert in a year-long sandstorm.
Firavun'un Mısır'a dönmesinden yaklaşık bir yıI sonra Tanis şehri bir yıI süren bir çöl fırtınasında çöle gömüldü.
- Sandstorm.
- Kum fırtınası.
I could find a penguin in a sandstorm.
Bir çölde penguen bulurum.
Kind of like finding a penguin in a sandstorm.
Çölde penguen aramak gibi bir şey.
- Carson City says we got a hell of a sandstorm down there.
- Carson Şehri aşağıda bir kum fırtınası olduğunu söylüyor.
I think I can help you find out who it was, but it's going to have to wait till the sandstorm is over.
Kim olduğunu bulmana yardım edebilirim, .. ama kum fırtınası geçene kadar beklemeliyiz.
Here on the border of the Sahara desert Jax-Ur and Mala created a sandstorm that toppled buildings and buried others.
Sahra Çölü sınırında Jax-Ur ve Mala bir kum fırtınası çıkartarak bazı binaları kumla kapladılar. Diğerleri de kumlar altında kaldı.
My head is spinning like a dreidel in a sandstorm.
Başım fırtınada kalmış gibi dönüyor.
The witch and her son were last seen driving a thopter into a sandstorm.
Cadıyla oğlu en son bir kum fırtınasına doğru hopterleriyle giderken görülmüş.
The sandstorm blows, but we sing on
Kum fırtınası esiyor, fakat biz şarkı söylüyoruz.
- And formed a sandstorm.
- Ve bir kum fırtınası oluşturdu.
Sandstorm!
Kum fırtınası!
We can't leave some guy stranded out here in a sandstorm.
Bu kum fırtınasında dışarıda onu korunmasız bırakamayız.
And you say he mentioned killer coyotes in a sandstorm?
Kum fırtınasında ortaya çıkan katil çakallardan bahsetmişmiydi peki?
More like a sandstorm made up of killer coyotes who were made up of sand.
Kum fırtınasından oluşan katil çakallardan çok Çakaldan oluşan kum fırtınası diyebiliriz,
A sandstorm?
Bir kum fırtınası mı?
Well, we were just attacked by a pack of phantom coyotes in a sandstorm.
Hayalet çakal sürüsüyle karşılaştık çöl fırtınasında,
And as if by a sandstorm, it simply wears down and weathers away.
Ve bir kum fırtınasına yakalanmışçasına, yavaşça tükendi ve aşınarak yok oldu.
He thought it was a sandstorm, so he told no one.
Bir kum fırtanası olduğunu düşündü ve kimseye söylemedi.
"Sandstorm" in position.
"kum fırtınası" pozisyon aldı.
Copy that, Sandstorm.
Anlaşıldı, kum fırtınası.
Well, that's not how I'd like to go in, but it is your call, Sandstorm.
Içeri girmek istemediğimden değil ama, bu senin seçimin kum fırtınası.
- Like a Bedouin in a sandstorm.
Kum fırtınasına yakalanmış bir bedevi gibi.