English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sanity

Sanity translate Turkish

651 parallel translation
He said he was close to a discovery so terrific that he doubted his own sanity.
Aklını yitirecek kadar olağanüstü bir buluşa çok yakın olduğunu söyledi.
Tell me, have you taken it upon yourself to rob me of my last shred of sanity?
Söyle bana, akıl sağlığımın kalan son kırıntısını elimden almak için mi bütün bunları yapıyorsun?
That's what they call a sanity clause.
Buna yasal yeterlik hükmü denir.
There ain't no Sanity Claus.
Öyle bir hükümet yok.
Will you put me in charge of your safety and sanity?
Güvenliğiniz ve akıl sağlığınız için beni görevlendirecek misiniz?
Regarding the sanity hearing of Longfellow Deeds...
Longfellow Deeds'in akıl sağlığı duruşması...
- Law and sanity.
- Kanun ve mantık.
I said law and sanity.
Kanun ve mantık dedim.
But one that brings him down to the level of a sideshow entertainer - - And reflects on the sincerity and sanity of the highest body of lawmakers.
Kendisini sokak soytarısına benzeten kişi senatörlerin içtenliği ve akli dengesi üzerine de iyice düşünmelidir.
I would talk to you by the hour if we could do so with calmness and sanity.
Makul ve sakin olduğun bir zamanda konuşalım.
This expert, Dr. Egelhoffer, the thinker from New York was giving Williams a sanity test in the sheriff's office.
Dr. Egelhoffer, New York'lu psikolog Williams'a akıl testi yapıyormuş.
It wouldn't make for sanity, would it, living with the devil?
Şeytanla yaşamak insanda akıl bırakmaz, değil mi?
He says I'd be risking your sanity.
Akıl sağlığını riske atıyorsun, diyor bana
Well, then I can tell you in addition to other dangers there's a danger of Jacqueline losing her sanity.
Size başka tehlikelerden de bahsedebilirim. Jacqueline'in akıl sağlığıyla ilgili tehlikeler.
You believe yourself to be Judge Harper. Yet no one questions your sanity because you are Judge Harper.
Siz kendinizin hakim Harper olduğuna inanıyorsunuz... ama kimse sizin hakim Harper olduğunuz için akıl sağlığınızı sorgulamıyor.
I think they figured that something which might drive a normal person insane... might shock an insane person back into sanity.
Sanırım normal bir insanı delirtecek bir şeyin deli bir insanı tekrar akıl sağlığına kavuşturacağını düşünüyorlardı.
Some selfishness is a good sign of sanity.
Biraz bencillik akıl sağlığı açısından iyi bir göstergedir.
I'm just a high-priced messenger boy who's beginning to doubt the sanity of astronomers.
Hayır, ben astronomların akıl sağlığından şüphe etmeye başlayan yüksek ücretli bir kuryeyim sadece.
Now that calm and sanity have returned to the textile industry, I feel it my duty to reveal something of the true story behind the recent crisis -
Hazır tekstil endüstrisi sakinleşip, aklıselim hale gelmişken son krizin arkasındaki gerçek hikâyeyi ifşa etmenin görevim olduğunu hissediyorum.
It became my one link with sanity.
Beni delirmekten kurtaran tek şey o oldu.
Sanity?
Delilik?
The clue to this man's sanity is not in a vial of medicine.
Bu adamın aklını ilaç şişesinde bulmak mümkün değil.
I fought to save my sanity.
Aklımı kaybetmemeye çalıştım.
Paranoids walk a thin dividing line between sanity and lunacy.
Paranoyaklar delilikle normallik arasında gidip gelen hastalardır.
Actually, excessive sanity is not a necessary qualification... for that particular institution.
Aslında, akıl sağlığının ileri düzey olması bu kurumun aradığı başlıca özelliklerden birisi değil.
After a million years of shining sanity...... they could hardly have understood what power was destroying them.
Bir milyon yıl süren parlak zekadan sonra onları mahveden gücün ne olduğunu anlayamadılar.
They'll question your sanity.
Aklınızdan şüphelenirler.
Is breaking into my house to read my scribbles an indication of sanity?
Karalamalarımı okumak için evime zorla girilmesi aklıselimlik göstergesi midir?
I did the one thing I could to try and bring peace and sanity here.
Buraya huzur ve mantık getirebilmek için tek bir şey yaptım.
But in one last moment of sanity, of being himself, he sent us a telegram, warning us not to accept any mushrooms, by special delivery.
Fakat aklının başında olduğu, kendisinde olduğu son anda, bize telgraf gönderip, özel teslimat suretiyle gönderilen mantarları almama hususunda uyarıda bulunmuştur.
Have you formed an opinion about the defendant's sanity on the night of the shooting?
Cinayet gecesi sanığın akli durumuna dair... bir fikir sahibi oldunuz mu?
But in it there is one sanity :
Tek bir makul şey var :
- The side of sanity.
- Sağduyunun.
Cogent proof of sanity, wouldn't you say?
Akıl sağlığının ikna edici kanıtı mı derdin?
SOMEWHERE UP THE ROAD, HE'S LOOKING FOR SANITY
Yolun ilerisinde bir yerde akıl sağlığını bulmayı umuyor.
And the Society for the Prevention of Distorting the Truth in Fairy Tales, and the Committee for Sanity of Married Men.
Peri Masallarının Çarpıtılmasını Engelleyen Birlik ve Evli Erkekler Komitesi.
IF YOU STOP, MAYBE SANITY WILL GET YOU BY THE THROAT.
Evet. İyisi mi sen yürümeye devam et. Şu anki görevin bu.
Oh, strange and complex sanity of man.
İnsanoğlunun garip ve karmaşık aklı.
They do have flashes of sanity.
Demek ki, tamamen delirmemişler.
Well, you tell Swanee, Boden's apt to snap back to sanity at any moment... and when that happens - I'll crack that jigsaw.
Swanee'ye Boden'in aklının her an düzelebileceğini ve bu olduğunda yapbozu bitireceğimi söyle.
Honey, the border I'm crossing over is the border of sanity, honey.
Tatlım, aşmakta olduğum sınır aklıselimin sınırı, tatlım.
Instead of my blood pressure I think Horace should worry about my sanity.
Bence Horace, tansiyonumun yerine... akıl sağlığım için endişelenmeli.
But 25-year friendship aside, the day may yet come when the name Jordan Lyman and "sanity" will come out as one word.
25 yıllık arkadaşlığımızı bir kenara koyuyorum, bir gün gelecek... "akıllılık" ın ifadesi ile Jordan Lyman adı tek bir kelime olarak ortaya çıkacak.
Sanity and reason become things of the past.
Akıl ve mantık, geçmişte kaldı artık.
If I have to come home to my wife in such a bad mood... my health and sanity won't last.
Evdeki karıma kötü bir ruh halimle gelirsem sağlığım ve ruh sağlığım iyiye gidemez.
My sanity?
Akıl sağlığım?
You've got your new deal and I have my sanity back.
Ben yeterince para kazanıyorum. Sen sözleşmeni aldın, ben de akıl sağlığımı geri aldım.
- Leave the matter of your sanity to the doctors, David.
- Bence akıl sağlığınla ilgili konuları doktorlara bırakalım David.
One valid definition of sanity is someone who isn't in an insane asylum.
Aklı başında bir şeyler söylemek için akıl hastanesinde olmamak gerekir.
I do not think we could have kept our sanity living too long on this accursed planet.
Bu gezegende akıl sağlığımızı kaybetmeden daha fazla kalamazdık.
Vulcan was necessary to my sanity.
Vulcan aklı selim kalmam için gerekliydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]