Say a prayer translate Turkish
413 parallel translation
Let's go and say a prayer for a boy who couldn't run as fast as I could.
Gidip benim kadar hızlı koşamayan çocuk için bir dua okuyalım.
Say a prayer, quickly.
Kötü şans getirir. Çabuk dua et.
Take a good look at it and say a prayer!
İyice bakın ve dua edin.
Did you say a prayer for them?
Onlar için dua ettin mi?
"... look at Mary and say a prayer. "
Bak ve Meryem'e dua eyle. "
Mikkel, let the parson say a prayer first.
Mikkel, önce papazın dua etmesine izin ver.
I'll say a prayer for him.
Onun için dua edeceğim.
I'll say a prayer for you, too.
Sizin için de dua edeceğim.
Say a prayer, Jube.
Bir dua oku, Jube.
- Lousy white trash, say a prayer.
- Rezil pislik, duaya başla.
Say a prayer for me, too.
Benim için de bir dua oku.
It might do you some good to say a prayer over him.
Bunun sana da faydası olabilir onun için bir dua oku.
Say a prayer For me tonight
Bu gece benim İçin dua edin
Say a prayer
Dua edin
We ought to say a prayer.
Dua etmeliyiz.
Better say a prayer for the soul of your deputy.
Sheriff için dua etmeye başlasan iyi olur.
And say a prayer.
Ve son duanızı edin.
I'm going to say a prayer for your ma, Luke.
Annen için dua edeceğim Luke.
Would you like to say a prayer?
Dua etmek ister misin?
Let's say a prayer.
Hadi dua edelim.
Say a prayer for me sometime.
Arada benim için dua ediver. Sadece "Kulun Rodyon'u bağışla" de.
- I must say a prayer at this shrine.
- Bu mezarlıkta dua etmeliyim.
Say a prayer for me, will you?
Benim için de dua et.
Say a prayer. I'll say one with thee.
Dua et. Ben de seninle edeceğim.
From the look of him, I'd say a prayer would be better.
Görünüşüne bakıyorum da, dua etmeliyiz bence.
I just wanted to... I want to say a prayer.
Yalnızca dua etmek istedim o kadar.
Say a prayer for the dead.
Ölülerin ruhları için dua et.
"You heard me say a prayer for..."
"Beni dua ederken duydun..."
I figured I'd ride over there and say a prayer for you boys.
Oraya gidip sizin için dua ederim.
Say a prayer!
Dua et!
Say a little prayer for me.
Benim için de küçük bir dua et.
I'll say a special prayer to our Holy Mother for your spiritual and temporal aid -
Sizin adınıza Kutsal Ana'mıza dua edeceğim ki sizleri ruhen ve bedenen korusun ve...
He would say a few sentences, sometimes broken by silence sometimes linked up with the monotonous continuity of a prayer
Birkaç cümle söylerdi. Bu bazen sessizlik yüzünden vazgeçilen bazen ise bir duanın yavan devamlığıyla bitirilen sözler olurdu.
All of us here, and no one can even say a little prayer.
Herkes burada ama kimse kısacık bir dua olsun bilmiyor.
You go to sleep... and say a nice prayer of thanks, huh?
Julie, şimdi uyu, ve şükran duanı et.
She doesn't say a word, Reverend Mother, except in prayer.
Sana bir şey söyledi mi? Ağzını bıçak açmıyor, başrahibe.
Say a quick prayer.
Son dualarınızı edin, soysuzlar!
Will say a Christmas prayer
Noel dualarını edecekler
And you will say a few words of prayer over the remains.
Dua etmeyi de unutmayın.
I would like to be able to say a... a prayer... but I don't... really know how to say it.
Ben bir dua okumak istiyorum fakat gerçekten nasıl okuyacağımı bilemiyorum.
There is nothing more to say. It was a childish thought that occurred to me as I was saying my evening prayer.
Akşam duamı ederken, aklıma çocukça bir düşünce geldi.
Just say a little prayer that I find a little something.
Sadece birilerini bulabilmem için dua et.
He turned first to the east to say farewell to the god of Ise and then to the west to recite a prayer to the Amida Buddha.
Önce doğuya dönüp, adanın tanrısına elveda dedi, sonra batıya dönüp, Amida Buda'sına bir dua okudu.
Now, if we'll just say a little prayer... asking that he not be in his cups.
- Evet hanımefendi. Şimdi dua edelim de burada olsun.
I think you ought to say a little prayer.
Bence kısa bir dua etmelisin.
Gordon, I'd like to say a short prayer now.
Gordon, madem ki hepimiz buradayız, kısa bir dua etmek istiyorum.
Murdo wants to say a short prayer.
Murdo, kısa bir dua etmek istiyor.
There's not a prayer that they could say for me Tomorrow night Tomorrow night, tomorrow night Tomorrow night
# Benim için dua edecek biri yok # yarın gece # yarın gece, yarın gece, yarın gece
I would close my eyes and say a little prayer.
Gözlerimi kapatır ve küçük bir dua okurdum.
But maybe now you can forgive me... and even say a little prayer... for poor Ugolin and me.
Ama belki şimdi beni affedebilirsin.. benim ve zavallı Ugolin için... küçük bir dua bile yeter.
Sheila is going to say "a jolly good prayer" for you... so you may get your wish to come to England.
Sheila, dileğinin gerçekleşmesi... ve İngiltere'ye gelebilmen için çok dua ediyor.