Screen translate Turkish
6,957 parallel translation
Everyone has us on the screen, anywhere, Everyone knows us,
Şu anda, bütün ekranlarda biz varız, bizi artık herkes biliyor.
We don't even have a tox screen.
Biz bile bir zehir testi yok.
Once the screen breaks, your information's in the Twitterverse, man.
Ekran bir kere giderse tüm bilgilerin Twitter aleminde adamım.
The tox screen showed he wasn't drunk or stoned.
Toksin testi alkol ya da uyuşturucu göstermedi.
I ran every tox screen I can think of, gone over every inch of remaining arterial tissue for incisions, and found nothing that points to cause of death.
Aklıma gelen bütün toksin testlerini yaptım. Kalan bütün atardamar dokularını inceledim. Kesik aradım ama ölüm sebebi olacak hiçbir şey yok.
Oh. Well, what did the tox screen say?
Toksin testinden ne sonuç çıktı?
Go back a screen.
Geriye gelir misin? Dur.
The tox screen flagged diphenhydramine in his system.
Toksin raporuna göre bünyesinde diphenhydramine var.
Protestors have the courage to stand out in front for what they believe in, not hide behind a computer screen.
Protestocuların inandıkları şeylerin önünde durma cesareti olur. Bilgisayar ekranının arkasında saklanmazlar.
- Look, come on. Blow it up on your screen.
Bilgisayarın ekranını büyütsene.
I ran a full drug screen on the sample of heart blood you sent.
ROBBINS : Ben kalp kan numunesi üzerinde tam bir ilaç ekran koştu göndermiş.
We'll put up a screen.
Perde koyacağız.
'Details of the vehicle will appear on the screen shortly.'
Aracın ayrıntıları kısaca ekrandan geçecek.
The screen didn't even turn on.
Ekran açılmadı bile.
- There is no screen.
- Ekran yok.
I need a new LCD screen for my computer and Kazoku has the best technology.
Bilgisayarım için yeni bir LCD ekran gerek ve Kazoku da en iyi teknolojiye sahip firma.
How is Kazoku's screen the moon?
- Kazoku'nun ekranı nasıl Ay oluyor?
Hey, I see you told them the good news about the LCD screen.
Hey, gördüğüm kadarıyla LCD ekranlar hakkındaki güzel haberi vermişsin.
And without the adipocere, I can't do a proper tox screen.
Adiposir olmadan düzgün bir toksin raporu çıkaramam. Cooper'ı kim gömdüyse,..
But if a toxin was injected into Cooper, why didn't it show up on the tox screen?
Ama Cooper'a bir toksin verildiyse neden tahlillerde çıkmadı?
But we know she didn't, because the M.E. report says the tox screen was negative.
Kullanmadığını biliyoruz ama çünkü tabibin raporunda toksik analiz negatifmiş.
Wow. You may recognize my - - my screen name,
Ekran adimi hatirlarsiniz belki ;
You know, a pinball machine, flat-screen TV, potter's wheel.
Tilt oyunu, düz ekran televizyon, çömlekçi çarkı falan.
This TV screen, no joke, plays 3-d movies.
Bu televizyon, şaka yapmıyorum, 3D film oynatabiliyor.
Her screen name is Judy.
Kullanıcı adı Judy olarak gözüküyor.
All I have is a screen name.
- Sadece kullanıcı adı var.
But it's going to require a smoke screen and a big-ass truck.
Ama kamuflaj dumanı ve büyük bir kamyon gerekiyor.
"The movie screen is torn. It's a lower stall seat."
Beyazperde yırtıldı, şimdi yerine oturma zamanı.
90 days is what it took for you to hit "Power," and start seeing a flashing red screen.
Açma düğmesine bastığınızda kırmızı ışıklı ekranın gelmesi 90 gün sürerdi.
You know the flashing red screen, where you have to look at the ground or look away, or you have a seizure right then and there?
Hatırladınız mı? Işık yanınca sara nöbeti geçirmemek için başka yere bakılırdı.
If you had a big-screen TV and there was lines going through the middle, how would you fix it?
Eğer büyük ekran televizyonunun ekranında çizgiler varsa ne yapardın?
Let you try that method tonight on a flat-screen, and see what happens.
Bu gece düz-ekran televizyonlarınızda bunu deneyin, bakın ne oluyor?
" Stupid flat-screen.
" Aptal düz-ekran.
I started yelling at the screen more, and my girl hears me, so she comes in.
Ekrana o kadar bağırdım ki, eşim geldi.
I go, "Look at the screen. Look at the screen." " What?
"Ekrana bak."
Relax. " "Look at the screen." "Calm down." So she starts reading.
"Ne? Sakin ol." "Ekrana bak." "Sakin ol." Okumaya başladı.
If we can get a look at the computer screen or Peter's fingers on the keyboard, maybe we can figure out where that money came from.
Eğer bilgisayar ekranına ya da Peter'ın parmaklarına iyice bakabilirsek, paranın nereden geldiğini anlayabiliriz.
But the angle is over the monitor, we can't see the screen.
- Ama açı monitörün ters tarafında. - Ekranı göremiyoruz.
Get me a screen grab.
- Ekran görüntüsünü al.
This partner goes by the screen name "LookingGlass419."
İşbirlikçisinin ekran ismi "Ayna419".
OH, AND A SERIOUS PHONE ADDICTION. I BET YOU STARE AT THAT SCREEN
Ciddi bir telefon bağımlılığın var gibi.
And there's very little tissue remaining, but there should be enough for a tox screen.
Çok az doku kalmış. Ama toksin testine yetecek kadar çıkar.
Deal. I'm gonna run this tissue for DNA and run a tox screen.
Dokuya DNA ve toksin testi yapacağım.
Cam's tox screen came back negative for all drugs, even the beta blockers.
Cam'in toksin testi beta engelleyiciler dâhil her türlü ilaç için negatif çıktı.
That's my screen saver.
Bu benim ekran koruyucum.
It's, uh, what people call a screen name. You know.
Bilirsiniz, ben Kevin.
She's not doing anything. She's just staring at her computer screen.
Hiçbir şey yapmadan bilgisayar ekranına bakıyor.
It doesn't care that our integrated LCD screen makes the Giant a featherlight 15 pounds, that it's fully portable, fully compatible, and sexy as hell.
Dahili LCD ekranımızın Dev'i 6,80 kg'dan daha hafiflettiğiyle tamamıyla taşınabilir, tam uyumlu ve dehşet seksi olmasıyla ilgilenmez.
- Read the screen.
Ekrana bak.
Giant screen TV over here.
Şu tarafa dev ekran televizyon.
Ooh! It's my screen saver.
Ekran koruyucuma bakman yeterli.