Sealed translate Turkish
3,754 parallel translation
♪ Sealed, delivered, I'm yours ♪ ♪ You got my future in your hands ♪
♪ Sealed, delivered, I'm yours ♪ ♪ You got my future in your hands ♪
♪ You got my future in your hands ♪ ♪ Sealed, delivered, I'm yours ♪
♪ You got my future in your hands ♪ ♪ Sealed, delivered, I'm yours ♪
♪ Here I am, signed, sealed, delivered, I'm yours ♪
♪ Here I am, signed, sealed, delivered, I'm yours ♪
♪ Sealed, delivered, I'm yours ♪ ♪ You got my future in your hands, baby ♪
♪ Sealed, delivered, I'm yours ♪ ♪ You got my future in your hands, baby ♪
♪ Yeah, yeah ♪ Signed, sealed, delivered ♪
♪ Yeah, yeah ♪ Signed, sealed, delivered ♪
♪ Ooh, here I am ♪ Signed, sealed, delivered ♪
♪ Ooh, here I am ♪ Signed, sealed, delivered ♪
Signed, sealed, delivered.
İmzalı, mühürlü, teslim edildi.
Mr McDonald stated that he thought that what had been said was very important - that the secondary O - ring was in a position to sealed during the time of blow-by.
Bay McDonald, söylenenlerin çok önemli olduğunu düşündüğünü belirtti. ikinci conta sızıntı esnasında sızdırmazlığı sağlamaktaydı.
We're sealed out of the docking bay.
Rıhtımın dışında kapalı kaldık.
Jeff, it's a sealed government file.
Jeff bu mühürlenmiş bir devlet dosyası.
I need you to keep this scene sealed for a couple of days.
Birkaç günlüğüne suç mahallini kapatmanızı istiyorum.
She got sealed in!
- İçinde kapalı kaldı!
And keep your food sealed, because I don't need chipmunks or roaches in here trying to get their Cup O'Noodles on, plus that poor excuse for food stinks to high heaven...
Ayrıca yiyeceğin kapalı kutularda kalsın çünkü burada erişte yemeye çalışan böcek istemiyorum. Ayrıca o yiyecek o kadar kötü kokuyor ki...
But wait, my dad said the testimony was sealed.
Bekle bir dakika, babam ifadenin mühürlü olduğunu söyledi.
All units, I want every entrance and exit sealed.
Bütün birimler, Tüm giriş ve çıkışların kapatılmasını istiyorum.
When the grand jury investigation was dropped, Volker's lawyers had all the evidence and court documents sealed from the case, including Jones'deposition.
- Jüri heyeti soruşturması düşünce Volker'ın avukatları tüm delilleri almış ve Jones'un yeminli ifadesi de dahil davaya ait tüm mahkeme evrakları mühürlenmiş.
They're sealed documents, Jane.
Onlar mühürlü evraklar Jane.
The documents were sealed.
Evraklar mühürlendi.
The deposition was sealed by a grand jury.
Yeminli ifade jüri heyeti tarafından mühürlenmiş.
Double-shot espresso, G., sealed and untouched.
Çift etkili espresso, G., Açılmamış ve dokunulmamış.
The pact is sealed.
Anlaşma mühürlendi.
My military file is sealed.
Askeri dosyam mühürlü.
Or... why your I.D. is... in a sealed evidence bag?
Ya da neden kimliğinin bir kanıt torbasında mühürlü olduğunu?
Drew Thompson was wanted in a sealed federal witness warrant.
- Drew Thompson gizli federal tanık listesindeymiş. - Neye tanık olmuş?
That's what "sealed" means.
"Gizli" bu anlama geliyor.
We sealed it thoroughly.
Tamamen kapadık.
Because if you don't, your fate is sealed.
Çünkü, inanmazsan kaderin, mühürlenmiş olacak.
These walls are supposed to be sealed, and it got out.
Duvarların kapalı olması gerekiyordu ama yine de sızdı.
Formidable, once sealed.
Kapatıldığı vakit geçmesi zordur.
We flee to Melia Ridge, if they have not already sealed escape.
Kaçış yolunu kapatmadılarsa Melia Ridge'e gidiyoruz. Kocam...
But most of the exits are sealed permanently.
Ama çıkışların çoğu kalıcı olarak kapatılmış.
They were in a sealed plastic package.
Plastik poşet içinde koymuşlar.
It's sealed off.
Orası da kapatıldı.
- Yeah. - The deal's signed and sealed.
Anlaşma imzalanıp mühürlendi.
He sealed the back door.
- Arka kapıyı mühürledi.
It differs from the blueprint, the windows are sealed.
Mavi baskıda farklıIık gösterir, pencereler kapalı.
There was a back door but it's been sealed.
- Arka kapı var ama mühürlenmiş.
"Sealed with a kiss" through the door while I bathed?
Ben banyo yaparken "Sealed with a kiss" söylemen?
Sealed, they don't know what it is, but they know to send it to press if I don't phone in every two hours.
Mühürlü, ne olduğunu bilmiyorlar ama her iki saatte bir aramazsam basına göndermesini biliyorlar.
I came to get my copy of Understanding Macro-Evolution before you guys sealed the place off.
Siz buraya girmeyi yasaklamadan önce "Makro Evrimi Anlamak" kitabımı almaya geldim.
Those things got a virus, is that why they're sealed?
Bu yüzden mi mühürlendiler?
Vincent must have sealed them in first.
Vincent onları içeri hapsetmiş olmalı.
During tomorrow's mission, the A Team situation room will be completely sealed.
Yarınki görev sırasında TF-A'nın ofisi mühürlü olacak.
Breaking news, the leak was located and sealed.
Çatlagin yeri belirlendi, bütün kapilar kapatilacak.
This sealed nest is the safest place these leaf-folding frogs can find to protect their precious brood.
Burası, kurbağaların kıymetli yavrularına... bulabilecekleri en korunaklı yuva.
If we had a sealed hearing, how would you rule on tossing the confidentiality?
Eğer kapalı bir duruşma olursa havaya atılan bu mahremiyet hakkında ne karar verirdin?
That's why this rock is vacuum-sealed in nitrogen.
Bu kayanın vakumlanıp nitrojen içinde mühürlenmesinin sebebi de bu.
Records are sealed, but when you're being tracked by a secret organization, you acquire basic hacking skills.
Kayıtlar gizlendi, ama gizli bir organizasyon tarafından takip ediliyorsan, temel hack'leme becerileri kazanıyorsun.
Those walls are magnetically sealed.
Bu duvarlar manyetik olarak mühürlendi.
The pipe end caps were loosely sealed, so the detonation would have been all flare, no bang.
Boru tıpaları gevşekçe bağlanmıştı böylece infilak sadece alevden oluşacaktı, ses olmadan.
My lips are sealed.
- Ah.