Seatbelt translate Turkish
479 parallel translation
- Please fasten your seatbelt.
- Lütfen kemerinizi bağlayın.
Better fasten your seatbelt, Mr. Carsini, we're landing.
Kemerini bağlasan iyi olur, Bay Carsini, iniyoruz.
Fasten your seatbelt please.
Lütfen kemerlerinizi bağlayın.
Put your seatbelt on. It's on your right.
Kemerini tak.
Sir, would you fasten your seatbelt, please?
Efendim, kemerinizi çabuk takarmısınız, lütfen?
Better put your seatbelt on.
Emniyet kemerini taksan iyi olur.
Fasten your seatbelt!
Kemerlerinizi bağlayın!
Seatbelt?
Kemerler mi?
Please return to your seat and fasten your seatbelt.
Lütfen yerlerinize dönüp kemerlerinizi takın.
Put your seatbelt on, boy!
Kemerini tak, oğlum!
I don't ride with anybody without a seatbelt.
Benim arabamda herkes kemer takar.
I noticed the pilot's seatbelt.
Pilotun kemerine dikkat ettim de...
We were both wondering why your seatbelt wasn't fastened at the time of the crash.
İkimiz de merak ediyoruz kaza sırasında kemeriniz neden bağlı değildi?
And to do that, I had to unbuckle my seatbelt.
Bunu yapmak için de kemerimi açmam gerekti.
I'm trying to put on my seatbelt.
Emniyet kemerini takmalıyım.
Fasten your seatbelt, kid.
Kemerini bağla, ufaklık.
I'm caught in this goddamn seatbelt.
Bu lanet emniyet kemerine takıldım.
Ladies and gentleman, the captain has just turned on the no smoking and fasten your seatbelt sign for taxiing and take off.
Bayanlar baylar kaptanınız konuşuyor. Sigaralarınızı söndürün ve kalkış için kemerlerinizi bağlayın.
Daryl, fasten the seatbelt.
Daryl, emniyet kemerini tak.
Oh, and fasten your seatbelt.
Ayrıca kemerinizi de bağlayın.
- Where's my seatbelt?
- Emniyet kemeri nerede?
Don't forget to wear your seatbelt.
Emniyet kemerini takmayı unutma.
... your seatbelt, move.
Emniyet kemerini çöz.
- Seatbelt!
- Kemerin.
Seatbelt!
Kemerin. Kemerin.
You put on your seatbelt.
Emniyet kemerini tak.
And next time, wear your seatbelt a little tighter.
Gelecek sefere, emniyet kemerini biraz daha sık.
Seatbelt, I think you should put it on.
Kemeriniz, bağlasanız iyi olur.
A grown boy who doesn't wear his seatbelt.
yetişkin bir çocuk emniyet kemerini takmıyor.
Scotty, who doesn't wear his seatbelt.
Scotty emniyet kemerini takmayan çocuk.
You know, for somebody who doesn't wear his seatbelt, Scotty sure is nosy.
Emniyet kemerini takmayan birisi... Scotty her şeye burnunu sokar!
Wear your seatbelt!
Emniyet kemerini tak!
Mrs. Sutphin! No! I'll wear my seatbelt, Mrs. Sutphin.
Bayan Sutphin, emniyet kemerimi takacağım!
Fasten your seatbelt.
Kemerini bağla.
You might want to put your seatbelt on.
Emniyet kemerini bağla istersen.
Seatbelt!
Kemer!
Put your seatbelt on.
Kemerini tak.
They show you how to use the seatbelt, in case you haven't been in a car since 1965.
Size nasıl emniyet kemeri kullanacağınızı gösterirler, tabii 1965'ten beri hiç arabaya binmediyseniz.
Your seatbelt's loose.
Emniyet kemerin bağlı değil.
I guess we can turn off the "Fasten seatbelt" sign now.
Galiba artık "kemerleri bağlayın" ışığını kapatabiliriz.
Seatbelt, please.
Kemer, Iütfen.
I want you to stay seated and wearing a seatbelt, but now you can unplug your air mask.
Ben oturmuş ve emniyet kemerlerini, giyen kalmak istiyorum ama şimdi senin hava maske çıkarabilirsiniz.
Put on your seatbelt
Emniyet kemerini tak.
Well, when somebody slams into us and you go sailin'through the windshield that's liable to be uncomfortable too Now put on your seatbelt
Biri bize çarparsa ön camdan uçmak... da rahatsız edici olabilir. Şimdi tak şu emniyet kemerini.
Ma'am, I need you to turn around and put your seatbelt on.
Bayan, önünüze dönüp kemerinizi bağlamalısınız.
I just made the most important decision in my entire life... and you want me to put on the seatbelt?
Hayatımın en önemli kararını alıyorum ve sen... bana kemerimi bağlamamı mı söylüyorsun?
She made him put his seatbelt on while he was driving.
Araba kullanırken onu emniyet kemeri takmaya zorlamış.
Put your seatbelt on. Right.
- Yine de emniyet kemerinizi takın.
Seatbelt.
Emniyet kemeri.
I want you to stay put with your seatbelt fastened.
Kemerin bağlı şekilde içeride kalmanı istiyorum.
Use the seatbelt, please.
Emniyet kemeri lütfen.