English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / See what you can find

See what you can find translate Turkish

432 parallel translation
Look around. See what you can find to break that lock.
Kilidi kıracak bir şey bulalım.
Vogel, go speak to her. See what you can find out.
Vogel, Git konuş, bir şeyler öğrenmeye çalış.
Get into their apartment on some pretext or other and see what you can find out
Sanırım oraya gidip etrafı bir kolaçan etmekten zarar gelmez.
Check around the building and see what you can find out.
Binayı bir turla, bakalım ne öğreneceksin.
See what you can find in the medical locker.
Bak bakalım ecza dolabında bir şey var mı.
Get over to Bondi's house and see what you can find out.
Bondi'nin evine gidip ne öğrenebileceğine bak. Tamam.
See what you can find out here.
Burada neler bulabileceğinize bir bakın.
See what you can find out about him and get back to me, will you, sweetie?
Hakkında öğrenebileceklerine bak ve beni ara.
I know it was D'Amato's field, but see what you can find out.
D'Amato'nun sahası olduğunu biliyorum ama ne bulabilirsiniz bir bakın.
But see what you can find out.
Ama öğrenebildiğini öğren sen.
Martin, go outside, see what you can find out.
Martin, git bilgi topla.
Poke around a bit. See what you can find.
Neler bulabileceksin görelim.
# Just stay out there, on the town and see what you can find
Sadece orada kasabada kal, ne bulabiliyorsun bir bak.
Go up there, see what you can find out.
Ve oraya git ne bulabileceğine bir bak.
Get ahead and see what you can find.
İlerle, bak bakalım ne bulabileceksin.
Yeah, I gotta go. See what you can find out, and spare...
Beni dinle.Gitmem lazım.Evet, gitmem lazım.
See what you can find.
Bak bakalım ne bulacaksın.
- See what you can find in the manual.
Kullanım kılavuzu. Bir şeyler bulmaya bak.
- See what you can find out.
- Bak bakalım neler bulabileceksin.
See what you can find about the accidental deaths.
Şu tesadüfen ölümlerle ilgili bir şey bulmaya çalış.
See what you can find.
Bilgi toplayın.
See what you can find on him.
Neler bulabileceğine bir bak.
See what you can find.
Ne bulabileceğine bir bak.
I want the two of you to analyze the alien generator, then see what you can find out about this SOS call.
İkinizin bu yabancı jeneratörü [br ] inceleyip sonra da bu SOS çağrısı hakkında ne öğrenebileceğinize [ br] bakmanızı istiyorum.
See what you can find, Bruno.
Bak bakalım ne bulabileceksin Bruno.
Go down to the planet and see what you can find.
Gezegene in ve ne bulabileceğine bir bak.
See what you can find out without giving anything away.
İpucu vermeden bir şeyler öğrenmeye çalış.
Perhaps you should, uh, circulate nearer the field and see what you can find.
Belki de sahanın etrafını turlamalısınız. Bakın bakalım, bir şey var mı?
Daniel, get back to that temple. See what you can find out.
Daniel, tapınağa dön, bak bakalım ne bulabiliyorsun.
Dr Jackson, see what you can find out... but don't tell her anything she doesn't know.
Dr Jackson, birşeyler öğrenmeye çalışın... ama bilmediği birşeyi de söylemeyin.
- See what you can find out about the kid.
- Çocukla ilgili ne bulabiliriz, bir bak.
WHY DON'T YOU BOYS SEE WHAT YOU CAN FIND?
Neden sizler ne bulabileceğinize bir bakmıyorsunuz?
See what you can find around the fuel tanks.
Yakıt depolarının oraya bak.
Oh, while you're at it see what you can find out about a planet named Daltron 7.
Bu arada gitmişken Daltron 7 adındaki gezegenle ilgili ne öğrenebileceğine bir bak.
What do you know? Since you like it so much, I'll see if I can find more for you.
Madem bu kadar hoşuna gitti, sana birkaç görev daha vereyim bari.
And see if you can find out what's going on.
Siz - ve... neler döndüğünü bulabilecek misiniz bir bakın.
See if you can find somebody that knows what happened.
Bakalım neler olduğunu bilen birilerini bulabilecek misin?
Let's see what we can find to amuse you with.
Sizi eğlendirecek bir şeyler bulalım.
See what else you can find.
Ah... bak bakalım, başka neler bulabileceksin.
You want me to re-establish contact, accept his offer and see what I can find out?
Aracıyla yeniden iletişim kurup teklifini kabul edip, bilgi almamı mı istiyorsunuz?
Let's see, what you can find.
Bakalım ne bulacaksınız?
AND SEE IF YOU CAN FIND OUT WHAT'S UNDERNEATH.
Bu çok kötü bir his.
You see what else you can find out from Tillis.
Sen, Tillis'ın yanında kal onun hakkında bir şeyler öğrenmeye çalış.
Find your friend Cooms and see what you can get from him.
Arkadaşın Cooms'u bul ve. bak bakalım ondan neler öğrenebileceksin.
Well, Ralph, see if you can find out what's bothering him, okay?
Şey, Ralph, bakalım onu sıkanın ne olduğunu anlayabilecek miyiz, tamam mı?
Let me get you some towels and I'll see what we can find for you to wear.
Sana havlu getireyim ve giyebileceğin bir şeyler bulayım.
Many men find it extra hot to make eye contact at this point, so he can see how much you love what you're doing.
Birçok erkek eylem sırasında gözgöze gelmeyi tahrik edici bulur, böylece yaptığınız şeyi sevgiyle yaptığınızı görebilir.
Let me see if we can find what you want.
İstediğini bulabilecek miyiz bakalım.
See if you can find out what is going on in the Devron system.
Devron sisteminde olanları öğrenebilecek misiniz bakın bakalım.
See what else you can find on him from the NCIC..... and call me back - at this number, or on my cellular. - I just examined the girl.
- Kızı inceledim.
Xander, see if you can find out what they're taking, or at least how they're taking it.
Xander, Onların ne aldığını, yada en azından ; nasıl aldıklarını bulabilmeye bak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]