See what you can find out translate Turkish
225 parallel translation
Vogel, go speak to her. See what you can find out.
Vogel, Git konuş, bir şeyler öğrenmeye çalış.
Get into their apartment on some pretext or other and see what you can find out
Sanırım oraya gidip etrafı bir kolaçan etmekten zarar gelmez.
Check around the building and see what you can find out.
Binayı bir turla, bakalım ne öğreneceksin.
Get over to Bondi's house and see what you can find out.
Bondi'nin evine gidip ne öğrenebileceğine bak. Tamam.
See what you can find out here.
Burada neler bulabileceğinize bir bakın.
See what you can find out about him and get back to me, will you, sweetie?
Hakkında öğrenebileceklerine bak ve beni ara.
I know it was D'Amato's field, but see what you can find out.
D'Amato'nun sahası olduğunu biliyorum ama ne bulabilirsiniz bir bakın.
But see what you can find out.
Ama öğrenebildiğini öğren sen.
Martin, go outside, see what you can find out.
Martin, git bilgi topla.
Go up there, see what you can find out.
Ve oraya git ne bulabileceğine bir bak.
Yeah, I gotta go. See what you can find out, and spare...
Beni dinle.Gitmem lazım.Evet, gitmem lazım.
- See what you can find out.
- Bak bakalım neler bulabileceksin.
I want the two of you to analyze the alien generator, then see what you can find out about this SOS call.
İkinizin bu yabancı jeneratörü [br ] inceleyip sonra da bu SOS çağrısı hakkında ne öğrenebileceğinize [ br] bakmanızı istiyorum.
See what you can find out without giving anything away.
İpucu vermeden bir şeyler öğrenmeye çalış.
Daniel, get back to that temple. See what you can find out.
Daniel, tapınağa dön, bak bakalım ne bulabiliyorsun.
Dr Jackson, see what you can find out... but don't tell her anything she doesn't know.
Dr Jackson, birşeyler öğrenmeye çalışın... ama bilmediği birşeyi de söylemeyin.
- See what you can find out about the kid.
- Çocukla ilgili ne bulabiliriz, bir bak.
Oh, while you're at it see what you can find out about a planet named Daltron 7.
Bu arada gitmişken Daltron 7 adındaki gezegenle ilgili ne öğrenebileceğine bir bak.
Stay on him and see what you can find out.
- Onu araştır. Bakalım ne bulacaksın.
Aeryn, stay with him, see what you can find out about the sphere!
Aeryn, onunla kal, küreyle ilgili ne öğrenebileceksin bak bakalım!
You know, Alex, maybe you should see what you can find out about cadmium-x.
Alex, belki kadmiyum-x le ilgili ne bulabileceğine bakmalısın.
You ask around, see what you can find out.
Etrafa bir sor bakalım ne öğrenebileceksin.
See what you can find out.
Bir yol bulacaksın.
See what you can find out.
Bakalım neler bulacaksın.
See what you can find out about them.
Onlar hakkında ne öğrenebilecekseniz bir bakalım.
See what you can find out.
Ne bulacaksınız bakalım.
Now, you get yo ass down there and see what you can find out!
Şimdi, kıçınızı oraya götürün ve neler bulabileceğinizi görün.
See what you can find out.
Bak bakalım ne bulabileceksin.
See what you can find out.
Bak bakalım bir şey bulabilecekmisin.
Martin, call the US Attorney's office... see what you can find out about the Gregorian case.
Martin, savcılığı ara bakalım Gregorian davası hakkında ne bulacaksın.
See what you can find out.
Neler bulabileceğine bir bak.
And see if you can find out what's going on.
Siz - ve... neler döndüğünü bulabilecek misiniz bir bakın.
You want me to re-establish contact, accept his offer and see what I can find out?
Aracıyla yeniden iletişim kurup teklifini kabul edip, bilgi almamı mı istiyorsunuz?
AND SEE IF YOU CAN FIND OUT WHAT'S UNDERNEATH.
Bu çok kötü bir his.
# Just stay out there, on the town and see what you can find
Sadece orada kasabada kal, ne bulabiliyorsun bir bak.
You see what else you can find out from Tillis.
Sen, Tillis'ın yanında kal onun hakkında bir şeyler öğrenmeye çalış.
Well, Ralph, see if you can find out what's bothering him, okay?
Şey, Ralph, bakalım onu sıkanın ne olduğunu anlayabilecek miyiz, tamam mı?
See if you can find out what is going on in the Devron system.
Devron sisteminde olanları öğrenebilecek misiniz bakın bakalım.
Xander, see if you can find out what they're taking, or at least how they're taking it.
Xander, Onların ne aldığını, yada en azından ; nasıl aldıklarını bulabilmeye bak.
See what you can find out.
Bakalım ne bulabileceksin.
Listen, check with the library and see what else you can find out.
Kütüphaneye bak. Bakalım başka neler bulacaksın.
If you wait here, I'll go check and see what I can find out.
Gidip durumunu öğrenmeye çalışayım.
I want to see if maybe we can find somebody down there who can figure out what's wrong with you.
Belki aşağıda sana ne olduğunu anlayacak birini bulabiliriz.
He's the cultural attache with the Tunisian mission here in D.C. See what else you can find out about him.
Tunus Elçiliğinde Kültür Ataşesi. Bak bakalım onun hakkında başka neler bulabileceksin.
I'll swab your gums, see if we can find out what made you pass out.
Diş etlerinizi çubukla sileyim. Bakalım sizi neyin bayılttığını bulabilecek miyiz.
You see what else you can find out about that boy.
Bu çocuk hakkında bir şeyler öğreneceğimiz birilerini bul.
See if you can find out what's wrong.
Sana neyin yalnış olduğunu bulabiliriz.
Let's get you in a room and see if we can't find out what's going on.
Sebebi bu olabilir. Sana bir oda bulalım ve neyin olduğunu anlamaya çalışalım.
See what he can find out for you.
Elinden bir şey gelebilir.
I can only see you if I'm not hurt nor saddened because only then, could I find out what you like and how you think
Canım acımıyor ve acı çekmiyorsam bu sadece seni görebildiğim içindir. Çünkü ancak o zaman senin nelerden hoşlandığını öğrenebilirdim.
I want you to check out that alien settlement... see what you can find.
Yabancı türlere ait yerleşkelere bakmak istiyorum... bak bakalım bulabilecek misin?