English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Serious injury

Serious injury translate Turkish

178 parallel translation
I'll do my best though to go through the act without any serious injury.
Bu gösteriyi kazasız belasız atlatmak için elimden geleni yapacağım.
If it isn't here why did you risk serious injury to prevent my searching?
Madem burada degil... neden beni engellemek için yaralanmayi göze aldiniz?
He may do himself a serious injury.
Kendisine ciddi bir zarar verebilir.
He has serious injury from childhood, and last days he underwent torture.
O Günlerce işkence gördü.
It's not a serious injury.
Önemli bir yara değil.
It resulted in the death of a mother and father, and serious injury to their son.
Bu saldırı bir anneyle babanın ölümüne, oğullarının ağır yaralanmasına yol açtı.
A serious injury can change us.
Böylesi kötü bir hastalık, hepimizi değiştirebilir.
Our master suffered a serious injury.
Efendimiz çok hasta.
'Serious'- -'Serious injury list :
"Ağır", "Ağır hasar listesi." : "Charlie Babbitt".
Charlie Babbitt'? 'Serious injury list'?
"Ağır hasar listesi" mi?
Taking your book is not a serious injury.
Defterini almak muhakkak ki "Ağır hasar" değildir.
For serious injury, look at the red book.
"Ağır hasar" lar kırmızı defterde. Elindeki defter mavi.
That was a very serious injury.
Yaralarının çok ciddi olduğunu duymuştum.
It's better to find out in rehearsal... that you don't have a hope of beating a particular rival... than to suffer serious injury later on.
Yenme umudunuzun olmadığı bir rakiple daha sonra dövüşüp acı çekeceğinize bu işi provada çözmek daha iyidir.
When you conceal a serious injury and put my life at risk, I consider that my problem.
Ağır bir yarayı sakladığında benim hayatımı riske atıyorsun. Bunu kendi sorunum olarak görüyorum.
- A serious injury.
- Ciddi bir yaralanma mı?
And to add insult to serious injury,
Buna ciddi yaralanmayı da ekleyin.
This is a serious injury, and I don't see you taking a bull for your partner.
Sizin partneriniz için boğaya meydan okuyacağınızı sanmam.
Cheering for one individual to inflict serious injury on another hardly seems like an activity you'd enjoy.
Bir bireyi acı çektiği ve ciddi şekilde yaralandığı için alkışlamak hoşlandığınız birşey gibi görünüyor.
You could have a serious injury.
Ciddi bir yaran olabilir.
Opening your mouth and flashing your teeth... usually intimidates rivals and prevents any serious injury.
Ağzını açıp dişlerini göstermek genelde rakiplerin gözünü korkutup ciddi bir yaralanmanın önüne geçiyor.
But no-one who works for me has ever sustained a serious injury.
Ama benim için çalışanların şimdiye kadar hiç ciddi yarası olmadı.
He has at least escaped serious injury, but his problems are just beginning.
Ciddi olarak yaralanmadan kaçtı fakat problemleri henüz yeni başlıyor.
Better to retreat intact than risk serious injury.
Ciddi şekilde yaralanma tehlikesini almaktansa geri çekilmek daha iyidir.
There is a blood trail as well. He must have sustained a serious injury.
Kan izleri, ciddi şekilde yaralandığını gösteriyor.
Did your vest protect you from serious injury?
Çelik yeleğiniz sizi ciddi bir yaralanmadan korudu mu?
What we're looking at right through here is the ACL and what this shows is that he's had a fairly significant, fairly serious injury.
Bu, diz ön çapraz bağı... ve tarama sonucu şunu gösteriyor ki... oldukça önemli ve ciddi bir şekilde sakatlanmış.
Right through here is where the injury is and it looks like you've had a pretty serious injury to that part of your knee significant enough that I have concerns about what you can do from here on.
Hasarlı bölge işte burası. Görünen o ki, dizinin bu bölümünde... ciddi bir hasar var. O kadar ciddi ki, bundan sonra... yapabileceklerin konusunda kaygılarım var.
That's a serious injury.
Bu ciddi bir yaralanma.
Such haste means the temperature and sharpness of the blade varies, resulting in sloppy cutting and serious injury to the bird.
Bu acele nedeniyle bıçağın sıcaklığı ve keskinliği değişiyor, bu da beceriksiz kesimler dolayısıyla kuşta ciddi yaralanmalara neden oluyor.
The head injury is not serious.
Kafasındaki yara ciddi değildi.
You're lucky your injury isn't serious.
Ciddi bir yaran olmadığı için şanslısın.
For example, in previous wars, each injury has resulted in a very serious loss to the taxpayers, the loss of a most expensively trained soldier- - or fighting unit, as we call him now.
daha önceki savaşlarda her yaralanma... vergi mükelleflerine ciddi maliyetler getirmekteydi. Bu pahalı bir eğitimden geçirilmiş bir askerin kaybı demekti, şimdiki adıyla bir taaruz biriminin.
I trust this will cause no serious personal injury.
Ciddi bir yaralanmanın sözkonusu olmayacağını umuyorum.
.. that any more than common injury to the nerve root is always serious.
... meydana gelen yaygın hasarın ciddi olabileceği akılda tutulmalıdır.
The injury is serious, then?
- Yarası ciddi demek?
All right, but you should know that sudden, serious brain injury causes the victim to bite down hard.
Pekala, fakat bilmelisin ki ani, ciddi beyin hasarı kurbanın daha sert ısırmasına neden olur.
Your injury isn't serious but you might need psychological help.
Yaranız ağır değil, ama bakıma ihtiyacınız var.
No, his injury alerted us to a much more serious problem.
Hayır, yaralanması bize daha ciddi bir sorununu fark ettirdi.
Fortunately, the injury DAndreï was not serious.
Neyse ki Andrej'nin yarası ağır değildi.
You had a pretty serious head injury in that car accident, didn't you?
- Kazada kafanızdan yaralanmıştınız değil mi?
Any knee injury can be very serious.
Diz yaralanmaları çok ciddi olabilir.
His injury doesn't seem serious, but he won't let me close enough to treat him.
Yaraları ciddi değil,... ama yardım etmek için yanına yaklaştırmıyor.
I'm glad the injury wasn't serious.
Yaranın ciddi olmamasına sevindim.
The injury could've been quite serious.
Büyük bir yaralanma olabilirdi.
The criminal sustained serious head injury
Suçlunun kafasında kalıcı bir hasar oluşmuş.
And I am the only one who can prevent serious workplace injury.
Ve ben ciddi işyeri hasar önleyebilir tek kişi benim.
Her father broke some ribs, but Lucy suffered a serious head injury.
Babasının birkaç kaburgası kırıldı. Lucy ciddi şekilde kafasından yaralandı.
Jack O'Callahan, returning after a serious knee injury, making a big contribution with that hit on Krutov.
Garden'daki önemli bir sakatlanmadan sonra, yine burada bu gole büyük katkıda bulundu.
We still don't know how serious the head injury is.
Kafa travmasının ne kadar ciddi olduğunu henüz bilmiyoruz.
If this had been a category two, injury or serious property damage,
Eğer bu ikinci kategori yani ciddi bir hasar veya yaralanma olsaydı,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]