English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sewing

Sewing translate Turkish

1,086 parallel translation
I better go in the sewing room and finish it.
Dikiş odasına gidip bitirsem iyi olur.
Sewing room!
Dikiş odası!
- I have some sewing to do.
Dikiş dikmem gerekiyor.
- What sewing?
Ne dikişi?
I saw myself sadly sewing for her.
Ama kendimi ona dikiş yaparken buldum.
A sweet girl sits on the porch, tumba, tumba, tumba-la sewing on a white dress...
# Tatlı bir kız sundurmada oturuyor, tumba, tumba, tumba-la #
You can learn sewing, Like Webartikelen... but to shoot talent is needed.
Webartikelen gibi dikiş öğrenebilirsiniz... Ancak yeteneği çekmek gerekiyor.
I watched her struggle for years, giving guitar lessons for coffee, sewing that paid for your clothes, Bud.
Yıllarca çırpınışlarını izledim. Kahve karşılığı gitar dersi verdi. Giyimin için dikiş dikti Bud.
I also manufacture radios and sewing machines.
Aynı zamanda radyo ve dikiş makinası üretimi yapıyordum.
Like sewing up a wound, or delivering a baby, what have you.
Dikiş atmak, doğum yaptırmak falan gibi.
It looks like just a sewing machine needle.
Dikiş makinası iğnesine benziyor.
You're pretty good at sewing, Ichi!
Bayağı güzel dikiyorsun, Ichi!
You any good at sewing an amputated leg back on?
Bir bacağı kesmek ve dikmek konusunda iyisindir sen, değil mi?
For sewing things.
Bir şeyler dikmek için.
And you weren't exactly sewing canvas.
Ve çadır bezi dikiyor sayılmazdın.
We spend a lot of time sewing on their buttons.
Düğmelerini dikmek için epey vakit harcıyoruz.
How do you find time to do all that... between sewing buttons on for the Japanese... and helping the film director downstairs and... seeing your girlfriends through all their crises?
Japonların düğmelerini dikmeye, aşağıdaki yönetmen arkadaşına yardım... etmeye ve arkadaşlarının dertleriyle... uğraşmaya nasıl vakit buluyorsun?
The board of trade has ratified a trade agreement with the Soviet Union for the sale of 600 low-gear, electric sewing machines.
Ticaret kurulu Sovyetler Birliği ile 600 adet ağır elektrikli dikiş makinesi için bir ticaret anlaşmasını onayladı.
So cease your prattling, woman, and get sewing.
O yüzden çeneyi bırak, örmeye bak.
If we stay here much longer, she'll have me sewing flags like Betsy Ross.
Burada daha fazla kalırsak, beni Betsy Ross bayrakları gibi dikecek.
I find the sewing of the labels isn't up to Bergdorf's usual standard.
Etiketlerin Bergdorf'un standartlarında olmadığını gördüm.
I sweat blood, sewing all day.
Bütün gün dikiş dikmekten anam ağlıyor.
- Me cooking, you sewing.
- Ben yemekte, sen dikişte.
But I have found someone who will sell me his used sewing machine!
Elden düşme dikiş makinesi satmak isteyen birini buldum.
But first, I wanted to save enough for my own sewing machine...
Hele bir dikiş makinesi alacak parayı biriktireyim...
Motel keeps talking about a sewing machine.
Motel dikiş makinesinin sözünü edip duruyor.
But... couldn't you take a second and get him his sewing machine?
Ama... bütün bu felaketlerden uzaklaşıp, bir dikiş makinesi bulamaz mısın?
It's a sewing machine!
Bir dikiş makinesi!
Rabbi, is there a blessing for a sewing machine?
Haham Efendi, dikiş makinesi için bir dua var mı?
A baby and a sewing machine.
Bir bebek ve bir dikiş makinesi.
Wooden comb and sewing kit The cotton prints
Tahta tarak, dikiş iplikleri pamuk kağıtları
We're like factory workers in a sewing plant.
Dikiş atölyesindeki işçiler gibiyiz.
I think about sewing, making pretty things for my family while my hands are still steady.
Ellerim titremeye başlamadan dikiş dikmek, ailem için güzel şeyler yapmak istiyorum.
Mother'listen to this : "Last year 25.000 of Elias Howell's" " "sewing machine with wheel were produced and sold" " " "In America." " Doesn't mother want a sewing machine?
Dinle Anne : "Amerika'da geçen sene Elias Howell'in ayaklı dikiş makinelerinden 25000 adet üretildi ve satıldı." Annem dikiş makinesi istemiyor mu?
Got half of the women in town sewing bed sheets together.
Kasabadaki kadınların yarısına çarşafları birbirine ekletiyor.
I don't know if I'll find the sewing things.
Dikiş malzemelerini bulur muyum, bilmiyorum.
~ Sewing in the morning Sewing seeds of kindness ~
# Sabahları dikelim İyiliğin tohumlarını dikelim.
I'd like to have the sewing concession when they want to shorten those dresses.
Elbiseleri kısalttıracakları zaman, dikiş imtiyazını almak isterdim.
The doctor's sewing him up.
Doktor yarasını dikiyor.
We were sewing lots of slippers.
Çok terlik diktik.
It refers to any accoutrements, belongings, personal items, even fishing gear or a sewing kit.
Bu kelime her türlü teçhizat, eşya kişisel eşya, hatta olta takımı ya da dikiş takımları.
I practically had to take to sewing my pants shut.
Fermuarım patlayacak gibi olmuştu.
You're always sewing or weaving.
Durmadan dikiş dikiyorsun, nakış işliyorsun.
You're actually sewing a flag!
Hakikaten bir bayrak dikiyorsun!
It's about, uh sewing.
Dikiş hakkında bir kitap.
Sewing.
Dikiş.
You weren't even a tailor yet when I was sewing clothes for 12 tomans.
Ben 12 tomana kıyafet dikerken sen daha terzi bile değildin.
I sold sewing machines and automobile parts hairbrushes and electronic equipment.
Dikiş makineleri, otomobil parçaları saç fırçaları ve elektronik aletler sattım.
Nothing. I was just thinking. Well, I wish you'd stop it.
Phos Free'nin yapımcılarından, yepyeni, etkili bir seri, "Sewing with Susie."
The makers of Phos Free, the newer, brighter detergent, bring you "Sewing with Susie."
Hey, Ellen! Ellen? Neler oluyor?
She sure doesn't have much to her name, but she does have a sewing machine... and maybe will make me a new dress or somethin'.
İsminden çok fazla emin görünmüyor ama bir dikiş makinesi var. Belki bana bir elbise falan diker bir gün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]