English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Shakin

Shakin translate Turkish

249 parallel translation
Shakin'the blues away Unhappy news away
Dertleri sallayıp atmak Kötü haberlerden kurtulmak
Shakin'the blues away
Dertlerini sallayıp atmak
Shakin'hands.
El sıkışın.
I come in their room, and that girl, she's shakin'her hand at the baby.
Odalarına gittim ; o kız bebeğe elini kaldırmıştı.
You were shakin with cold, ma'am.
Soğuktan titriyordunuz, hanımefendi.
Now maybe an action shot... like you just signed your contract and you're shakin'hands.
Tamam mı? Gülümseyin.
Way he's been shakin', I wouldn't trust him with a firecracker.
Bir fındık fişeği için fazlasıyla titriyor.
I must have been inside tryin'to get that piece of junk shakin'.
- Farketmedim. İçeride şu çöp yığınını çalıştırmaya uğraşırken geçmiş olmalı.
Ain't nothin'shakin'.
- Çek elini. Bir şey yok dedim.
Shakin'. I was always lookin'for girls.
Titreyerek sürekli kızlara bakardım.
Shakin', tenderizin'. Down you go.
Lime lime eder, götürür.
Shakin'all over.
Her tarafım titriyor.
"Dugout Doug MacArthur lies a-shakin'on the Rock, safe from any danger and any sudden shock."
"Dugout Doug MacArthur Kayanın üzerinde yatıyor tehlikeden ve ani saldırıdan uzakta."
We seen trees that the leaves are shakin'... and it looks like shadows of guys comin'at you and stuff.
Yaprakları sallanan ağaçlar gördük. Üzerinize doğru gelen gölgeler gibiydiler.
'Cause the ground will be shakin
Yer gök titreyecek
Hey, what's shakin', guys?
Hey, neler karıştırıyorsunuz beyler?
- Hey, chiquita, how's it shakin', baby?
- Hey çikita, nasılsın bebek?
What's shakin'?
- Neler karıştırıyorsun?
What's shakin'?
Neler dönüyor?
According to Mr. Ross, he was shakin'down your operation, and you guys ratted.
Bay Ross'un dediğine göre, işlerinizi karıştırıyor diye onu gammazlamışsınız.
Switek, how's it shakin'?
Switek, nasıl gidiyor?
Big "W." What's shakin'?
Koca W, n'aber?
You're shakin'all over.
Heryerin titriyor.
A whole lotta shakin'goin'on.
"A whole lotta shakin'goin'on".
Everybody knows "whole lotta shakin"'is what humping'is all about.
Herkes "whole lotta shakin"'in vuruşmakla ilgili olduğunu biliyor.
- Play somethin'else. - I can play anything, anywhere, anytime, but that "Shakin"'song has got'em all beat.
- Ben her şeyi, her zaman, her yerde çalabilirim ama "Shakin" hepsini ezer geçer.
- Let's do that "Shakin"'song.
- Hadi şu "Shakin"'şarkısını çalalım.
"Whole Lotta Shakin"'is bein'banned by radio stations all over the South.
"Whole Lotta Shakin" güneydeki bütün radyolarda yasaklandı.
"Whole Lotta Shakin"'has sold 200,000 copies, has hit number ten on the pop charts, and is zooming higher every day.
"Whole Lotta Shakin" 200,000 kopya sattı, listelere on numara olarak girdi ve ilerlemeye devam ediyor.
Y'all probably know him from that blasphemous "Shakin"'song he put out.
Büyük ihtimal onu çıkardığı o kafir "Shakin" şarkısından tanıyorsunuzdur.
Just point me at a piano and in 15 minutes I'll have'em shouting'and a-shakin'and a-shiverin'and a-shackin'.
Piyanoda bana 15 dakika verin onları bağırtayım, titreteyim ve oynatayım.
We're shakin'! Yeah!
Sallıyoruz, değil mi?
SHE WAS SHAKIN'ALL OVER, AND I THOUGHT SHE WAS GONNA CHOKE TO DEATH.
Bütün vücudu titriyordu, boğulup ölecek sandım!
YOU DON'T SUPPOSE ALL THAT SHAKIN'IS CAUSED BY HER BEIN'HARD OF HEARIN', DO YA?
Bu titremelerin işitme sorunuyla ilgisi var mı acaba?
Come out of there shakin'and cryin'.
Titreyerek ve ağlayarak döndü.
I'm shakin'like a leaf.
Heyecandan ne diyeceğimi bilmiyorum.
Shakin'Al Junior and the Pips.
Küçük Al'i ve cevherleri sallamak.
They're shakin'hands.
Tokalaşıyorlar.
" She's the girl all dressed in blue I'll let you know just what to do shakin'those hips, she moving'a thigh she got the motion and a look in her eye, yeah she's a rocker she's a roller
[şarkı] : " tamamen mavilere bürünmüş o kız ne yapacağını sana söyleyeceğim kalçalarını sallıyor, bacağını oynatıyor kız orada salınıyor, ve gözlerindeki o bakış, ah o bir rocker o bir roller
He's been shakin the till, paying'off gambling debts.
Zimmetine para geçirip kumar borçlarını ödüyor.
- How about you two shakin'hands?
- El sıkışmaya ne dersiniz?
Yeah, shakin'hands over top of the stone.
Evet, taşın üstünde el sıkışın.
And if you aren't shakin'There's somethin'very wrong
Korkudan titremiyorsan Yanlış bir şeyler olmalı
I would be shakin'in my shoes right now.
Şu an korkudan titriyor olurdum.
? Come on over, baby whole lotta shakin'goin'on, let's go...? ?
Hadi bebek her şeyini salla hadi gidelim
I can't stop my hand from shakin'.
Elimin titremesini durduramıyorum.
- I can't stop my hand from shakin'!
Elimi durduramıyorum adamım.
What's shakin'?
Nasıl gidiyor?
That... kid? He lays his hand on the deer while it's still shakin'... and then he touches me at the same time.
O çocuk, elini hâlâ titreyen o geyiğin üzerine koydu, ve aynı anda beni de tuttu.
Now, I can't figure out why...'til my heart starts poundin'and I'm shakin', and I'm feelin'myself hurt and scared shitless, slippin'away in the goddamn dark.
Ancak şu an anlayabiliyorum neden... o an kalbim o kadar sıkıştı, ve kendimi sefil bir bok gibi hissettim, Kahrolası karanlıklara doğru kayarken.
I've heard about guys impersonating'cops, shakin'people down.
Bazılarının başkalarını taklit ederek işler yaptığını biliyorum. Polisler falan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]