English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sharpe

Sharpe translate Turkish

394 parallel translation
Well, Colonel Sharpe?
Peki, Albay Sharpe?
Colonel Sharpe, there's a war going on a few miles south of here.
Albay Sharpe, buradan birkaç mil güneyde devam eden bir savaş var.
Your information about Jamie could only have come from George Sharpe.
Jamie hakkındaki bilgiyi sadece George Sharpe'dan alabilirdin.
Colonel Sharpe?
Albay Sharpe?
And that gin-pot bartender and your trooper friend Ferguson are pushing up daisies.
Demek Albay Sharpe, Ferguson ve sen bize oyun oynuyorsunuz ha?
That and the murder of Colonel Sharpe.
Albay Sharpe'ın öldürülmesi olayı da.
If these rifles are everything Colonel Sharpe hoped for, we'll have plenty of firepower.
Eğer bu tüfekler Albay Sharpe'ın umduğu gibi çıkarsa Çok güçlü ateş gücümüz olacak.
And so were Colonel Sharpe, Captain Tennick and those other brave men who willingly sacrificed their lives.
Albay Sharpe, Yüzbaşı Tennick ve seve seve hayatlarını feda eden diğer cesur adamlar da öyleler.
But Richard Sharpe is.
Ama Richard Sharpe uygun.
Richard Sharpe?
Richard Sharpe mı?
Let Sharpe do all the dirty work... and Simmerson and that obnoxious nephew of his get all the glory.
Bırakalım Sharpe bütün kirli işleri yapsın... ve bütün şanı Simmerson ve o çirkin yeğeni kazansın.
Not Sharpe?
Sharpe'ı değil.
"That fellow Sharpe, Hogan who saved my life is that fellow still alive Hogan?"
"Şu adam Sharpe, Hogan, hayatımı kurtaran. Bu adam hala hayatta mı Hogan?"
"Hogan," says he, "Hogan, tell Sharpe he'll never make captain nursing his health" His very words
"Hogan," dedi, "Sharpe'a söyle. Kendisine hastabakıcılık yaparak,... asla yüzbaşı olamaz" Tam olarak böyle dedi.
Give Lieutenant Sharpe a drink, Pat.
Teğmen Sharpe'a bir içki ver Pat. En iyi brendi Richard.
On top of that, destroy that bridge at Valdelacasa, and, mark my words, it'll be Captain Richard Sharpe.
Üstüne üstlük, Valdelacasa'daki bu köprüyü yok edersen,... sözlerimi bir kenara yaz, Yüzbaşı Richard Sharpe olursun.
"Hogan" says he "Sharpe will need a crack company"
"Hogan," dedi, "Sharpe'ın vurucu bir bölüğe ihtiyacı olacak."
"Hogan, I don't care if you have to steal the best regiment in the army, but you find Sharpe his crack company." His very words.
"Hogan, ordudaki en iyi alayı çalıp çalmayacağın umurumda değil, fakat Sharpe'ın vurucu bölüğünü bul." Tam sözleri bunlar.
The South Essex, Sharpe.
South Essex, Sharpe.
SHARPE Chosen Men!
Seçilmişler!
We ain't going to get ourselves killed... just so Sharpe can become a captain.
Sharpe yüzbaşı olabilsin diye kendimizi öldürtmeyeceğiz.
You want Sharpe to know his place, the same way he knew your place when you first joined the Rifles?
Sharpe yerini bilsin istiyorsunuz. Tüfekli birliğe ilk katıldığınızda onun sizin yerinizi bildiği gibi mi?
That was Sharpe of the 95th.
O 95.den Sharpe'dı. Ne?
Sharpe's a killer.
Sharpe bir katildir.
Sharpe would have shot out your left eye at a minute past six, and you'd have spent tomorrow looking at nothing with the other.
Sharpe altıyı bir geçe seni sol gözünden vurmuş olurdu. Ve diğeriyle hiçbir şey görmeden yarını geçirirdin.
Sharpe is a dead man.
Sharpe ölü bir adam.
Sharpe's special
Sharpe'ın spesiyalitesi.
Sharpe, isn't it?
Sharpe, değil mi?
- Lieutenant Sharpe, sir.
- Teğmen Sharpe, efendim.
With respect, Sir Henry, the situation is that General Wellesley has placed Lieutenant Sharpe and his men in my disposition.
Tüm saygımla Sir Henry, durum şu ki,... General Wellesley Teğmen Sharpe ve adamlarını benim emrime verdi.
Also, there are certain exigencies of engineering to which Lieutenant Sharpe is particularly suited.
Ayrıca istihkamın bazı zorunlulukları vardır ki Teğmen Sharpe bunun için özellikle uygundur.
Well, you may get to fight, too, Sharpe.
Belki sen de savaşabilirsin Sharpe.
By God, Sharpe!
Tanrı aşkına Sharpe!
Mighty pleased to meet you, Mr Sharpe.
Tanıştığımıza çok memnun oldum Bay Sharpe.
- I hope you know your place, Sharpe.
- Umarım yerini biliyorsundur Sharpe.
Do you know, Mr Sharpe?
Siz biliyor musunuz Bay Sharpe?
And what makes a good soldier, Sharpe?
Bir askeri iyi yapan şey nedir Sharpe?
You think you could do better, Mr Sharpe?
Daha iyisini yapabileceğinizi mi düşünüyorsunuz Bay Sharpe?
Carry on Sharpe
Devam et Sharpe.
SHARPE Bites the cartridge pours the powder spits the bet
Hartuç ısırılır... Barut dökülür... Mermi tükürülür...
Did you think that Mr Sharpe had stolen me away?
Bay Sharpe'ın beni alıp kaçtığını mı düşündün?
Stop showing off, Sharpe.
Gösterişi bırak artık Sharpe.
SIR HENRY Captain Leroy tell Sharpe to get a move on
Yüzbaşı Leroy, Sharpe'a acele etmesini söyle.
Sorry about this, Sharpe.
Kusura bakma Sharpe.
Sharpe brought it on himself, sir.
Sharpe buna kendisi sebep oldu.
You want to pay him, Mr Sharpe?
Ona ödemek mi istiyorsunuz Bay Sharpe?
- Think you've got the tin, Sharpe?
- Paran var mı sanıyordun Sharpe?
Making eyes at Sharpe, making little of you.
Sharpe'a gözlerini dikmesi, seni küçümsemesi.
SHARPE How about this?
Buna ne dersin?
Sharpe. Yes, sir?
Evet efendim?
LENNOX Sharpe!
Sharpe!
sharp 483

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]