English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / She didn't say

She didn't say translate Turkish

1,708 parallel translation
She didn't say anything about exotic dancers. Did she?
Egzotik dansçılar hakkında bir şey söylemedi, öyle değil mi?
When she came out, she... she didn't say anything.
Kız çıktığında hiçbir şey demedi.
She wanted to know where we're going, but I didn't say.
Nereye gittiğimizi öğrenmek istedi ama ben söylemedim.
She didn't say a thing to the Node.
Bir daha ona O.N.D.E isminden bahsetmedi.
And if the only way to get her off is for the son of the guy She's accused of killing to stand up in court and say she didn't do it? Then that's what has to happen.
Ve eğer onu kurtarmanın tek yolu öldürmekle suçlandığı adamın oğlunun mahkemeye çıkıp o yapmadı demekse o halde yapılması gerek budur.
She didn't say - wouldn't say.
Söylemedi. Söylemezdi.
The bottom line is she didn't say no.
Sonuç olarak itiraz etmedi.
Didn't she say how long she's planning to stay?
Ne kadar kalacakmış, söyledi mi?
Look, I didn't even know what she was talking about. That doesn't count! Okay?
Bak, neden bahsettiğini bile bilmiyordum, bu sayılmaz, tamam mı?
I'm the first one they come looking for, of course, but Kate could truthfully say she didn't know that I was doing it, so she might still get to bring up Zachary and get him started, even if I go to prison in Canada.
- doğal olarak aramaya gelecekleri ilk kişi bendim -... Kate tamamen yalansız bir şekilde benim ne yaptığımı bilmediğini söyleyecekti. Böylece Zachary'yi büyütebilecek ve ben Kanada'da hapse girsem bile onunla yeni bir hayata başlayabilecekti.
I bet she didn't say that, though.
Bahse girerim ki bunu sana söylememiştir.
Chloe, she - - was nine months... but, I mean... the last two didn't really count'cause she was away and I was away.
Chloe dokuz ay sürmüştü ama... Son iki ayı sayılmaz, çünkü birbirimizden uzaktaydık.
She didn't say that it might be stress-related?
Stresten kaynaklanabileceğini söylemedi mi?
A guy attacked her 20 years ago and she didn't say anything then when she was alive.
20 yıl önce birisi ona saldırıyor ve yaşarken birşey anlatmıyor.
She didn't say anything to me about it.
Bana bu konudan hiç bahsetmedi.
- She didn't have much to say.
- Pek fazla şey söylemedi.
Look, she didn't want me to say anything.
Bak, benden herhangi bir şey söylememi istedi.
- She didn't say stalker.
- Sapık demedi.
He was driving, but he said to say that she was, and he said that--that if I didn't, that- - That he would go to jail, a-and I would be all alone.
Arabayı o kullanıyordu, ama annemin kullandığını söyledi ve bana, dediğini yapmazsam hapse girebileceğini ve tek başıma kalacağımı söyledi.
She didn't say any more.
Başka bir şey demedi.
She didn't say her name, but she had blonde hair, boobs.
Adını söylemedi ama sarı saçlıydı, iri göğüslü.
No, but she did say she didn't think you were over me.
Hayır, ama benimle ilişkini bitirmediğini sandığını söyledi
No, she didn't say anything to me.
Yo, bir şey demedi.
She didn't say.
- Bir şey söylemedi.
- She didn't say anything.
- Bir şey söylemedi ki.
I didn't get a chance to say goodbye, and she wouldn't give me her phone number.
Hoşça kal deme fırsatım olmadı ve... O bana telefonunu vermedi.
- I don't know. She didn't say.
Söylemedi.
They say she didn't feel any pain.
Acı çekmediğini söylediler.
Didn't I hear him say, "where is she?"
"O nerede" dediğini ben işitmedim mi?
I'm afraid she didn't say his name.
Adamın ismini söylemedi.
She was punctual and clean and didn't say much
Dakik, temiz ve çok konuşmazdı.
- She didn't say that.
- Hayır, öyle birşey demedi.
Jenny--she didn't say anything to you?
Jenny sana bir şey söylemedi mi?
Don't you think it's weird she didn't say anything about it last night?
Sence de dün gece hakkında bir şey söylemesi gerekmez miydi?
She didn't say.
- Söylemedi.
I don't really know. She didn't say.
Gerçekten bilmiyorum, söylemedi.
Didn't you say she was a whore?
Fahişe olduğunu söylemedin mi?
She didn't say anything.
Bir şey söylemedi.
She didn't have to say much.
Çok bir şey söylemek zorunda değildi.
She would point at him and she would say, "He didn't do it!"
Müvekkilimi göstererek "O yapmadı" diyebilir.
If I didn't say something nasty, she'd never stop
Eğer iğrenç bir şeyler söylemeseydim, duracağı yoktu.
I didn't want to say anything in front of Berivan, but she's right.
Yengenin yanında söylemeyeyim dedim ama haklı.
I don't know what you mean when you say she didn't want to die.
Ne demek istiyorsun? Annen ölmek istememişti derken ne demek istediğini anlamadım.
I just only didn't say anything because, you know, figured she wasn't your type.
Sadece tek birşeyi söylemedim, senin tipin olmadığını.
She didn't say anything.
Kendisi bana hiçbir şey demedi.
She didn't say that she'd seen anything she didn't really say anything to me.
Bir şey gördüğünü söylemedi bana hiçbir şey söylemedi.
She didn't say she was saying about you.
Senin hakkında ona ne dediğini söylemedi.
She didn't say goodbye.
Hoşça kal demeden çekip gitti.
- Did she say that or didn't she?
- Söyledi mi söylemedi mi?
- She didn't say any more than that.
- Sadece bunu söyledi.
I didn't say she was my soul mate.
Ruh ikizim olduğunu söylemedim ki.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]