English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sheep

Sheep translate Turkish

4,051 parallel translation
I've got a sheep!
Bir koyunum var.
I think the sheep would recognize that.
Yoksa koyun onu anlardı.
I lost our sheep.
Koyunumuzu kaçırdım.
[Sheep bleats] Yeah.
Evet.
Rut may have been having fun with his sheep...
Rut koyunuyla eğleniyor.
Let's see how that sheep did in the back of your Astro.
Şu koyunun senin Astro'nun arkasında ne yaptığını görelim.
Rut won the livestock challenge, but that had nothing to do with his minivan and everything to do with his way with sheep.
Canlı hayvan müsabakasını Rut kazandı, ama onun minivanıyla hiç alakası yoktu, ve herşey koyunuyla alakalıydı.
- Friendly sheep.
- Koyun dostu.
You had a friendly sheep.
- Koyunla dostluk kurdun.
You and I are black sheep, Elena.
Sen ve ben siyah koyunlarız, Elena.
It wasn't like, it wasn't like branding a sheep.
Bir koyunu damgalamak gibi bir şey değildi.
He'd do better with sheep.
- Koyunlarla daha iyi çalışır.
My grandfather was a tenant farmer in Galway, black-faced sheep.
Dedem Glaway'de kiracı bir çiftçiydi, kara yüzlü koyunları vardı.
My grandfather was a sheep farmer in Ireland.
Büyükbabamın İrlanda'da koyunları vardı.
I'm just a little sheep here, walking, doing sheep things.
Ben sadece burada yürüyen ve koyunca şeyler yapan küçük bir koyunum.
Sorry, but I'm siding with the sheep on this one.
Üzgünüm, ama bu konuda koyunların tarafındayım.
And that's what we'll have to do with these sheep.
Ve bu koyunlarla bunu yapacağız.
Sheep!
Koyun!
Hey, sheep!
Hey, koyun!
Stray sheep!
Başıboş koyun!
- Just bringing'my lost sheep back to the flock.
Sadece kayıp koyunlarımı sürüsüne geri götürüyorum.
Was that before or after you learned to use sheep's blood to lift a witch's curse?
Cadı lanetini kaldırmak için kuzu kanı kullanmayı öğrenmenizden önce mi sonra mı?
You're white as a sheep.
Yüzün bembeyaz!
Aren't you supposed to be a sheep?
Senin koyun olman gerekmiyor mu?
Pasteur found that in low doses, giving sheep the Anthrax bacteria gave them immunity rather than the disease.
Pasteur, koyunlara düşük dozda verilen şarbon bakterisinin hastalık yerine onlara bağışıklık kazandırdığını buldu.
June, you are a sheep just following the herd.
June, sen sadece sürüyü takip eden bir koyunsun.
You're a sheep.
Sen bir koyunsun.
I am a sheep.
Sen kazandın.
Chloe was right. ( Sighs ) We're just sheep.
Bizler birer koyunuz.
And if I'm a sheep, I'm just glad that you all are my shepherds, and I'm sure that my mother is... ( Southern accent ) shoving this down her girdle right now... ( Normal voice ) as we speak, so thank you.
Ve eminim annem şu anda biz burada konuşurken, bunu aşağı bölgelerine sürtüyordur. Teşekkür ederim.
- We're not sheep, David!
- Biz koyun değiliz, David!
Achmed, could we please stop with the sheep jokes?
Achmed, lütfen şu koyun esprilerini kesebilir misin?
When a man and a sheep love each other very much...
Bi adam ve bi koyun birbirini çok severse...
That's what the sheep always say.
Bu koyunun sürekli söylediği şey.
Jesus said, "my sheep hears my voice."
İsa dedi ki "Koyunlarım beni duysun".
But there's one group of people who stand completely outside this story, and they are the nomads, living on grassland which is too thin for farming but is wonderful for sheep and yak and goats, and so they move with the seasons.
Fakat bu anlatımın tamamen dışında kalan tarım için çok elverişsiz ama koyun, yak ve keçi gibi hayvanlar için oldukça elverişli çayırlarda yaşayan ve mevsimsel göçler gerçekleştiren göçebe bir halk vardır.
It tastes like sheep feces.
Tadı koyun dışkısı gibi.
You want to be a sheep? Follow the herd?
Koyun gibi nereye giderlerse oraya mı gitmek istiyorsun?
Or are we just all sheep, dressed in Virginia Woolf's clothing?
Ya da hepimiz koyun muyuz, Virginia Woolf'da giyinen?
I have a lost sheep for you.
Senin için kayıp bir koyunum var.
The contestants are lining up for the sheep lug.
Yarışmacılar koyun taşıma için sıraya girdiler.
It's a good day for lugging sheep, Mulch.
Koyun taşımak için güzel bir gün, Mulch.
Every day's a good day for lugging sheep.
Her gün koyun taşımak için güzel bir gündür.
You've spiked your last sheep, snotfang.
Son koyununu çiviledin, Snotfang.
Even when a bunch of sheep attack me, ( Counting sheep to fall asleep. )
Bir koyun sürüsü bana saldırdı bile, ( Uyumak için koyun saymak. )
We are the "South Sheep Farm"!
Biz, " Güney Kuzu Çiftliğiyiz!
( Please leave your messages on "South Sheep Farm" Facebook. )
"Güney Kuzu Çiftliği" Facebook sayfasına mesajınızı bırakın.
This girl's name is "Yang ( sheep )."
Bu kızın adı, "Yang ( kuzu )."
Every day, she draws a sheep on the exam paper.
Her gün sınav kağıdının üzerine kuzu çizer.
She even comes up with the name, "South Sheep Farm".
"Güney Kuzu Çiftliği" ismi bile ondan çıktı.
Although her boss promotes her "South Sheep Farm" with such zest, the students never respond to her sheep.
Patronu jest yaparak onu "Güney Kuzu Çiftliği" ne terfi ettirse de öğrenciler kuzusuna hiç cevap yazmadı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]