Shem translate Turkish
69 parallel translation
- One apiece. - They mean it, Shem.
Kararlılar Shem.
Shem.
Shem.
Hello, Shem.
Selam Shem.
Shem gave his word a long time back.
Shem uzun zaman önce söz verdi.
Jube could use some of that help, Shem.
Jube'un o yardıma ihtiyacı olabilir Shem.
Shem?
Shem?
Me and my sons will be proud to ride alongside you, Shem.
Ben ve oğullarım, sana eşlik etmekten şeref duyarız.
Shem oughta be warned.
Shem'i uyarmalıyız.
Shem, you're the only friends I have.
Siz tek arkadaşlarımsınız.
Shem... Japheth and Ham.
Sam Yafet ve Ham.
Ham, Shem, load hay and grain.
Ham, Sam, saman ve tahılı yükleyin.
Shem... care for the animals with hooves that cheweth the cud.
Sam sen geviş getiren toynaklı hayvanlarla ilgilen.
Shem, the red hart has not eaten of his corn.
Sam, kızıl geyik mısır yemiyor.
The sons of Shem :
Sam'ın oğulları :
Noah begat Shem... and Shem, Arphaxad... and after him was Salah, who begat Eber... and his son was Peleg... the father of Reu, who begat Serug... the father of Nahor... and Nahor begat Terah... whose son was Abraham, my father.
Nuh, Sam'ın babasıydı Sam, Arfaksat'ın. Ondan sonra Salah geldi, Eber'in babası ve onun oğlu da Peleg'di Reu'nun babası. Reu, Serug'un babası onun oğlu Nahor ve Nahor'un oğlu Terah.
Music composed by : Shem-Tov Levi Director of Photography :
Çeviri :
Noah's son's, Shem and Ham
Nuh'un oğulları, Shem ve Ham
Shem, he still uses that bog, the soft git.
Shem, bu herif hâlâ bu tuvaleti kullanıyor.
Your Shem.
Oğlun Shem.
Hey Shem.
- Hey Shem.
Shem, Shem, Shem, Shem.
Shem, Shem, Shem, Shem.
Hey, you there, Shem.
- Hey, sen!
Hey, you takin'the piss?
Shem! Ne yapıyorsun?
Shem. Whoah!
Shem!
His real name is Joshua Shem.
Gerçek adı Joshua Shem.
Shem, Joshua. He's 28.
Shem, Joshua. 28 yaşında.
Excuse me. I'm Madeline Shem.
Adım Madeline Shem.
- When we wanted to lama - shem...
- Lama-shem yapmak istediğimizde...
All the same, though, it's a far cry from tying the knot with one of the sons of Shem, wouldn't you say?
Fark etmez, onlarla kan bağı kurmak çok alçaltıcı. Siz ne dersiniz?
Excuse me, Shem, but this attitude that I'm getting... it makes me think you're intentionally obstructing an FBI investigation.
Affedersin Shem, senden aldığım izlenim bana bir FBI soruşturmasını kasıtlı olarak engellediğini düşündürüyor.
May Ha-Shem have mercy on all of you.
Rabbim hepinize merhamet etsin.
All Rome's wealth is not enough to buy what Ha-Shem has given me.
Bütün Roma'nın serveti bile Tanrı'nın bana verdiğini karşılamaya yetmez.
Again with Ha-Shem.
Yine Tanrı saçmalıkları.
Let Ha-Shem make me a living.
O zaman benim geçimimi de Tanrı sağlasın.
Shma Israel Adonai Alohaina Adonai Ahad Barukh Shem Kvod Malkhuto Leolam Vaed.
Shma Israel Adonai Alohaina Adonai Ahad Barukh Shem Kvod Malkhuto Leolam Vaed.
An old story of the first flight. The most ancient civilization that we have on record, the Sumerian culture, has left us evidence of what's called a shem. MARTELL :
Kayıtlarımız doğrultusunda, En eski antik medeniyet,
And this shem is where priests would go into the shem to interact with the gods, or anytime man was ascending or descending into heaven.
Ve bu Şem'de, rahiplerin, tanrılarla iletişim kurmak istediklerinde gittikleri veya bir insanın göklere çıkmak veya inmek için kullandığı şeydi.
Shem.
Şem.
This is Shem.
Bu Şem.
They'll kill you! Shem!
Seni öldürecekler!
I am Shem.
- Ben Şem.
- Shem!
- Şem!
You have Mother, Shem has Ila.
Sen ve annem varsınız, Şem'in de Ila'sı var.
Whatever he's done or said, Shem is very fond of you.
Şem'in söylediklerine veya yaptıklarına aldırma, sana çok bağlı.
Shem needs a woman.
Şem'in bir kadına ihtiyacı var.
You should find one for Shem, too.
Şem için de bulmalısın.
Shem's loyalty. Japheth's kindness.
Şem'in sadakati, Japhet'in iyiliği.
Shem is blinded by desire. Ham is covetous.
Şem'in gözünü şehvet bürümüş.
Shem promised me berries.
Şem, bana böğürtlen sözü vermişti.
Shem!
Sam!
- Shem.
- Shem.