English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Shoplifting

Shoplifting translate Turkish

515 parallel translation
Shoplifting.
Dükkan hırsızlığı.
Have you taken to shoplifting?
Artık eşya yürütmeye mi başladın? Kitty, şekerim.
Served three months for shoplifting served one year for playing in a badger-game setup.
Mağaza soymaktan üç ay yatmış bir erkeği tuzağa düşürmekten de bir yıl.
Every day retired officers and schoolteachers were caught shoplifting.
Her gün, emekli subaylar ve öğretmenler hırsızlık yaparken yakalanıyordu.
Of course, I do my shoplifting at the finest stores.
Elbette, en iyi mağazalardan mal aşırırım ben.
String of convictions, burglary, shoplifting, credit cards.
Nereden aldın?
Next week, we shall be back with another story and some shoplifting hints.
Gelecek hafta, bir başka öyküyle ve bazı mağaza hırsızlığı ipuçlarıyla döneceğiz.
She was caught shoplifting.
Dükkandan bir şeyler aşırırken yakalanmış.
Shoplifting in the lingerie department.
İç çamaşırı bölümünde hırsızlık olayı.
She drew a suspended for shoplifting a year ago.
Bir yıl önce mağaza hırsızlığından takibe alındı.
It was in the nature of shoplifting.
Dükkan hırsızlığı niteliğindeydi.
Or should I tell you that Lee and I once heard rumors... about a shoplifting incident concerning somebody in this room?
Yoksa Lee ve benim bazı dedikodular duyduğumu söylemem mi gerekiyor? mesela bu odada mağaza hırsızlığı ile suçlanan birine ait dedikodular desem?
Big shoplifting day.
Büyük market hırsızlığı günü.
Have you been shoplifting again?
Yine dükkanlardan eşya çalmaya mı başladın?
You have been convicted of taking and driving away shoplifting, violent behaviour and, in spite of your undertakings to the court you have made no attempts to secure yourself a job.
Araba kaçırma, hırsızlık, şiddet içerikli davranış ve bu kadar mahkeme önüne çıkarılmış olmana rağmen kendine iş bulmak için hiçbir girişimde bulunmamışsın.
But it's burglary, shoplifting, TDA - touching the dog's arse taking and driving away - and back you go to court.
Hırsızlığa, araba çalmaya devam ettin ve tekrar mahkemeye düştün.
it's like three-card-monte and pick pocketing and shoplifting and graffiti defacing our public and private walls.
üç kartlı monte gibi ve cebe atmak ve hırsızlık ve graffiti bizim özel ve kamu alanlarımızı kirletiyor.
It was like shoplifting, buying this horse.
Bu atı satın almak mağazadan bişey araklamak gibi bişeydi.
- Shoplifting?
- Mağaza hırsızlığı.
Her latest thing, shoplifting.
Son marifeti, dükkan soymak.
- Better than shoplifting.
- Çalmaktan daha iyidir.
- This is not shoplifting.
- Bu hırsızlık değil
I arrested her for shoplifting once.
Onu tutuklamıştım, markette hırsızlık yapmıştı.
Then he ran away to begin a life of crime, including convictions for shoplifting, possession of marijuana and grand theft auto, all before the age of 18.
Daha sonra suç dolu bir hayata başlamak için, kaçtı hırsızlık, esrar bulundurma ve araba çalma, bunları yaptığında daha 18 bile değildi.
- They don't execute for shoplifting.
- Mal aşırmaktan adam asmazlar.
- You think we're booked for shoplifting?
- Bununla mı suçlanıyoruz sanıyorsun?
You're being booked for shoplifting.
Sen mal aşırmakla suçlanıyorsun.
I'm booked for accessory to shoplifting.
Bense hırsıza yardımdan.
They thought they were getting arrested for shoplifting a can of tuna.
Onlar, dükkandan ton balığı aşırdıkları için tutuklandıklarını sanıyor.
Marriage is punishment for shoplifting in some countries.
Evlilik, bazı ülkelerde hırsızlık için ceza sayılıyor.
Shoplifting is a crime!
Bu yaptığın suçtur!
Don't tell anyone, but, uh, Marge Simpson was arrested for shoplifting.
Kimseye söyleme ama, Marge Simpson market hırsızlığından tutuklandı.
Looks like she's shoplifting pillows.
Sanki dükkandan mal çalmak için yastık koymuş gibi.
Stores use subliminal messages in their ambient music to deter shoplifting.
Bazı marketler, bu tip mesajları, daha çok satış olsun diye kullanmışlardı.
Shoplifting? Purse-snatching? Cross-dressing?
Dükkân hırsızlığı, kadın çantası çalma kıyafet, ne?
A briefcase here, car keys there, light shoplifting.
şurdan bir çanta, burdan bir araba anhtarı belki biraz tezgahtan aşırma.
Are you guys shoplifting?
Hırsızlık mı yapıyorsunuz?
Shoplifting is a victimless crime... like punching someone in the dark!
Hırsızlık birini karanlıkta yumruklamak kadar zararsız bir suç.
I'm here today to give you the skinny on shoplifting, thereby completing my plea bargain... with the good people at Foot Locker of Beverly Hills.
Bugün size hırsızlık hakkında bir şeyler söylemek için buradayım. Böylece Beverly Hills'teki Foot Locker mağazası çalışanlarıyla pazarlığımı tamamlayacağım.
Shoplifting began here in ancient Phoenicia.
Mağaza hırsızlığı eski Fenike'de başladı.
Your son, Bart, has been caught shoplifting.
Oğlunuz hırsızlık yaparken yakalandı.
When I was younger, I used to have this problem with shoplifting.
Ben gençken, dükkan hırsızlığı sorunu yaşıyordum.
How many times were you arrested for shoplifting?
Dükkan hırsızlığından dolayı kaç kez tutuklandın?
In that case, try shoplifting.
O halde çarşı pazar dolaşmayı dene.
Because shoplifting is theft, which is a crime, and despite what you may believe, there is no such entity as victimless crime.
Dükkân soymak, hırsızlık olduğundan dolayı ki, bu suç teşkil eder. Sandığınızın aksine, eroin kurbanı olmak gibi bir şey söz konusu değil.
Weren't you arrested for shoplifting?
Hırsızlıktan tutuklanmıştınız hani?
For the most part not many of them hide their candy and few have been caught shoplifting.
Genellikle şekerini saklayanlar pek yoktur dükkanlarda çalarken yakalananlar.
And here, shoplifting conviction.
- Yaratık mı o? - Sanırım.
Shoplifting from Brach's.
Suçlama ne, Kvorka?
1st shoplifting 1968
İlk hırsızlığım. ( 1968 )
Weeklong parties joy riding shoplifting burglary, arson grand theft.
Iris Thawne. Kulaga hos geliyor degil mi? iki soyadi kullanacagina dair içime bir his doguyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]