Shouldn't you be in bed translate Turkish
45 parallel translation
Larry, shouldn't you be in your bed?
Larry, yatağında olman gerekmez mi?
Hasse, shouldn't you be in bed?
Senin yatakta olman gerekmiyor mu?
Darling, shouldn't you be in bed?
Tatlım, yatakta olman gerekmiyor mu?
- Shouldn't you be in bed? - Possibly, but, please, do not fuss.
- Senin yatakta olman gerekmiyor mu?
Shouldn't you be in bed or something?
Yatman falan gerekmiyor mu?
- Shouldn't you be home in bed?
- Senin evinde yatağın içinde olman gerekmiyor mu? - Enerji fazlası.
Constable, shouldn't you be in bed?
Komiser, yatakta olman gerekmiyor mu?
Shouldn't you be in bed?
Senin yatakta olman gerekmiyor mu?
Shouldn't you be in bed, Miss Mabel?
- Sizin yatağınızda olmanız gerekmiyor muydu?
Oh! - Shouldn't you be in bed?
Adres, lütfen.
Shouldn't you be in bed?
Yatman gerekmez mi?
- Shouldn't you be in bed?
- Senin yatakta olman gerekmiyor muydu?
- Shouldn't you be in bed?
- Yatmis olman gerekmiyor mu?
Gob, shouldn't you be in bed?
Gob, senin yatakta olman gerekmiyor mu?
- Shouldn't you be in bed?
- Yatakta olman gerekmiyor mu?
Shouldn't you be in bed?
Yatakta olmalıydın?
Shouldn't you both be in bed?
İkinizin uyuyor olması gerekmiyor muydu?
- Shouldn't you be in bed?
- Yatakta olman gerekmiyor muydu?
Shouldn't you be in bed?
Yatakta olman gerekmez miydi?
kyle, shouldn't you be in bed?
Kyle, senin yatakta olman gerekmiyor mu?
Shouldn't you be in bed?
Yatakta olman gerekmiyor muydu?
Shouldn't you be in bed?
Sizin yataklarınızda olmanız gerekmiyor muydu?
Shouldn't you be staying in bed? No.
Yatakta kalman gerekmiyor mu?
Shouldn't you be in bed?
Yatakta olmanız gerekmiyor mu? Hayır!
Shouldn't you be in bed?
Senin şu an uyuman gerekiyordu.
Shouldn't you be in bed?
Yatman gerekmiyor mu senin?
Shouldn't you be in bed?
yatakta olman gerekmiyormuydu?
Shouldn't you be rolling around on a bed covered in test answers?
Senin sınav cevaplarıyla dolu bir yatakta yuvarlanıyor olman gerekmiyor mu?
Shouldn't you be in bed?
Senin uyumuş olman gerekmiyor muydu?
You shouldn't be here. You should be lying in a hospital bed.
Burada ne halt ediyorsun, hastanede yatıyor olman gerekiyordu.
Shouldn't you be in bed?
Yatağında olman gerekmiyor muydu?
Shouldn't you be resting in bed?
Kalkmışsın.
Shouldn't you be in bed?
Senin bu saatte yatakta olman gerekmiyor mu?
Well, you shouldn't have wimped out last night, Eli. You'd be right here in my bed with me.
Dün gece korkmamalıydın Eli.
Anyway, shouldn't you... Shouldn't you be in bed by now?
Her neyse senin yatmış olman gerekmiyor muydu?
- LOOKS LIKE SOMEONE'S FEELING BETTER. BUT SHOULDN'T YOU BE IN BED, EDWARD?
Birileri iyileşmiş gibi ancak yatakta olman gerekmiyor mu Edward?
Shouldn't you be in bed?
Yatıyor olman gerekmiyor mu?
Shouldn't you be in bed?
Senin uyuyor olman gerekmiyor muydu?
Shouldn't you be in bed?
Niye yatağında değilsin sen?
Morris, you shouldn't be smoking here or anywhere ; get back in bed!
Morris, hastanede sigara içemezsin. Yatağına dön!
Are you sure you shouldn't still be in bed?
Eğer hala yatakta olmamalı emin misin?
Shouldn't you be in bed?
Sen yatmamalı mısın