Show me what you've got translate Turkish
89 parallel translation
- Come on, show me what you've got to show.
- Haydi, gel de bana gösterini sun.
Show me what you've got.
Neyin varmış bir görelim.
Show me what you've got.
Neyin var, göster bakalım.
Show me what you've got.
Elinden geleni ardına koyma.
Okay, show me what you've got.
Pekala, bana planı açıklayın.
# I've got the glasses that's all together # # Let me show you what I got, my man.
Bak neler var göstereyim, adamım.
- Show me what you've got, kid.
- Neyin var, göster bakalım, velet.
- No, just show me what you've got.
- Prim yok. Elinizdekini gösterin.
Come on, MADOX, show me what you've got!
Hadi MADOX, bana elinde neler varmış göster!
Show me what you've got!
Bir göstersene!
Ricky, come and show me what you've got.
Riko, lan dürzü ; bana hiç saygın yok lan!
Show me what you got and I'll see if we can work with it.
Elinde neler olduğunu göster ve ben de neler yapabileceğimize bakayım.
- Let me show you what we've got.
- Elimizdekileri göstereyim.
Come here and show me what you got.
Gel yanıma ve bana hünerini göster.
- I mean £ ¬ show me what you've got.
- Yani bana elinde ne olduğunu göster.
To show how much love I've got for you, if anything were to... if anything happens to me, you could take my boat. I'll tell you what.
Bak ne diyeceğim.
Come on, show me what you've got.
Ah, hayır. Gidelim. Senin neyin var, dostum?
Today, I will make you show me exactly what you've got.
Bugün bana bütün hareket ve güçlerinizi göstereceksiniz.
You've got to show me exactly what you did.
Tam olarak ne yaptığını bana göstereceksin.
"Back that thing up and show me what you got." What you gonna do?
"Şunu yukarı kaldır ve bana sahip olduklarını göster." N'aparsın?
Show me what you've got there.
Elinde ne olduğunu göster bana.
Listen, sir, let me show you what you've got inside of you, what could be inside of you if you'd just give me the tiniest hole of opportunity!
Sana şimdiye kadar içine neler aldığını ve.. içinde neler olabileceğini gösteririm... izin verirsen. Eğer bana...
Show me what you've got.
Neyin var göster bana.
Show me what you've got, grasshopper.
Göster bakalım neyin var çeklirge!
First, show me what you've got.
ilk önce sende ne var onu görelim.
Show me what you've got!
Görelim bakalım, ne kadar erkeksin!
Show me what you've got.
Neler yapabileceğini bana göster bakalım.
What took you so long? - Show me what you've got, baby.
Neden bu kadar geciktin?
I know that you've all worked really hard to make it this far, so let's get out there and SHOW ME WHAT YOU'VE GOT!
Bu noktaya kadar gelebilmek için gerçekten çok çalıştığınızı biliyorum. Şimdi çıkın ve bana hünerinizi gösterin!
Show me what you've got. I wanna see if you really killed him.
Göster bakalım onu gerçekten öldürebilmiş misin?
Let me show you what we've got.
Elimizde neler var göstereyim.
Show me what you've got!
Bana ne yapabildiğini göster!
Good luck then show me what you got, Pledge Owens.
Git ve onlara kim olduğunu göster üye Owens.
Call me and let me show you how to work what you've got.
Beni arayın, elinizde olanı nasıl kullanacağınızı göstereyim.
Show me what you've got!
Neyin var bir görelim!
Show me what you've got.
Çantandaki şeyi bana göster.
Show me what you've got.
Neyin varsa goster.
show me What you've got.
Elinde ne var göster bana.
show me What you've got.
Elindekini göster.
Now show me what you've got.
Şimdi, ne yapabildiğini göster bakalım.
Show me what you've got.
Göster marifetini.
Come on, show me what you've got!
Hadi gidelim. Bana yeteneğini göster.
Show me what you've got!
Ne yapabileceğini göster!
I'm gonna go over there and you come over to me and show me what you got, ok?
Tamam, şimdi şuraya geçiyorum ve sen bana doğru gelip elindekini göstereceksin, tamam mı?
Show me what you've got.
Nasıl yapacaksın?
- Show me what you've got.
- Ne giydiğini göster bana.
Show me what you've got.
Bana yeteneğini göster.
Show me what you've got.
Yapabildiklerini göster.
Come on, Fido. Show me what you've got, come on.
Hadi oğlum, göster kendini.
* but if you feel you've got the biggest one * * then, woman, come shake ya ass * * shake ya ass, but watch yourself * * shake ya ass, show me what you're working with *
* Göster bana malzemeni * * En büyüğünü sende olduğunu düşünüyorsan * * O halde kadın, salla kıçını *
Okay, so Hardison and Eliot, they need us to stay calm, so, uh, show me what you got, and, uh, we'll figure out how to save them.
Hardison ve Eliot için sakin kalmamız gerekiyor. Ne bulduğunu göster sonra da onları nasıl kurtaracağımıza bakarız.