Shows translate Turkish
12,753 parallel translation
All right, there's just got to be something here that shows Long was running the show.
Pekala, bir yerlerde tüm bunları yönetenin Long olduğunu kanıtlayacak bir şeyler olmalı.
She's this wispy, gray shadow, but she never shows up on film.
Ufak gri bir gölgeydi ama asla fotoğraflarda çıkmadı.
And his doctor shows up a full day later.
Ve doktoru bir gün sonra ortaya çıkıyor.
And the only way to save Patient Kim is if his guardian shows up.
Ve hasta Kim'i kurtarmanın tek yolu bir refakatçisinin ortaya çıkması.
So that it shows the radiation level a bit higher than it actually is.
Böylece radyasyon seviyesini normalden biraz daha yüksek gösteriyor.
If the room shows a high rate of radiation then the program locks the door automatically.
Odada radyasyon seviyesi yükselirse program kapıları otomatik olarak kapıyor.
Your expression shows you recognize me.
Beni tanımış gibi görünüyorsun. - Ne vardı?
Atmospheric data shows nothing nuclear in that area.
Atmosferik veriler o bölgede hiçbir nükleer tesis olmadığını gösteriyor.
All that shows is His callous disregard for the law.
Tüm bu şov onun hukuka karşı saygısızlığını gösteriyor.
Cristiano Ronaldo shows that he's confident.
Cristiano Ronaldo kendinden emin olduğunu gösteriyor.
He shows off my trophies.
Kupalarımla övünüyor.
- The footage shows her bias against you.
- Nasıl? - Görüntüler önyargısını gösteriyor.
But Mrs. Hartford's phone record shows a call between you and her before she called 911.
Ama Bayan Hartford'ın telefon kayıtları polisten önce seni aradığını gösteriyor.
This video shows you're in the station on your day off.
Bu görüntü izin gününüzde karakolda olduğunuzu gösteriyor.
This report, it shows the police found DNA at the Hapstall crime scene that doesn't match anyone that lives or works at the mansion.
Hapstall olay yerinde evde yaşayan ya da çalışan kimseyle uyuşmayan DNA bulunmuş.
She doesn't want to talk to you or go to court and recount all the horrible things that happened to her, and even you thinking she would shows how you still don't get this.
Seninle konuşmak istemiyor ya da davaya çıkıp yaşadığı korkunç şeyleri anlatmayı istemiyor. Bunların çözeceğini düşünmen bile hala onu anlamadığını gösteriyor.
The test shows an absence of heterozygosity.
Testler bize heterozigosite eksikliğini gösteriyor.
He doesn't have a face that shows a long life.
Uzun bir hayat sürecek birinin yüzü yok onda.
We call in the whip, and the Justice Department becomes fodder for Sunday Morning talk shows, and, cher, that is not how I plan to make my first appearance on Meet the Press.
Denetçi ofisini ve Adalet Bakanlığı'nı ararız, onlara Pazar Sabahı programları için yem veririz.
It shows you pictures of people nearby, you swipe them around, it looks kind of like a game.
Yakınlarındaki insanların fotoğraflarını gösteriyor. Sen de onları telefonla geçiyorsun. Oyun gibi bir şey.
Uh, well, it-it shows me all the single women in a five-mile radius who are using the app.
10 km çapında uygulamayı kullanan bütün bekâr kadınları gösteriyor.
Looks like his movement pattern shows four to five solid clusters, places he shows up frequently.
Hareket geçmişine bakarsak dört ya da beş yere sıkça gitmiş.
I'll be discreet. No free shows.
Ağzım sıkıdır, kimse görmeyecek.
Not online. Surveillance shows fungus covering the control room, but we can use these poles.
Güvenlik kameralarından mantarın kontrol odasını kapladığı görülüyor ama bu sopaları kullanabiliriz.
A shocking report shows that some kids in the town of South Park Are swearing loyalty to a murderous regime.
Sarsıcı görüntüler gösteriyor ki bazı South Park çocukları terör rejimine bağlılık yemini ediyorlar.
Always a favorite at these shows.
Bu gösterilerde hep favori olmuştur zaten.
Uh, prospective women weed themselves out in a battle of wits until only one champion remains, she shows up at my door flush with the thrill of victory, and then sits quietly by my side while I watch Daredevil.
Tek şampiyon kalana dek potansiyel kadınlar fikir çatışmasında birbirlerini yenecek kazanan zafer heyecanıyla kapıma dayanacak sonra da ben Daredevil izlerken yanımda sessizce oturacak.
The tracking software he mentioned- - it shows Bova going to a motor lodge out near your place in Westchester a couple times last week.
Bahsettiği takip yazılımı son bir kaç haftadır Bova'nın Westchester'daki evinizin civarındaki bir pansiyona gittiğini gösteriyor.
But if you would cooperate with the NYPD and provide the wiring paperwork that shows his signature, well, I'm sure you'll weather the storm just fine.
Ama polisle işbirliği yaparak onlara, imzasının olduğunu gösteren evrakları verirsen senin düze çıkacağına eminim.
This shows how from early childhood
İşte bu bize, daha çocukluğundan beri
The one that shows me how Listo missed.
Listo'nun nasıl ıskaladığını gösteren.
Yeah, I don't know you either, okay? But you're the one who shows up with a burning...
Ben de seni tanımıyorum ama ortaya çıkıp yandığını söyleyen- -
Well, your echo shows a reduction in blood flow through one of the valves in your heart, so we just want to make sure that...
Eko sonuçları kalp kapakçıklarının birinde kan akışının azaldığını gösteriyor. Emin olmak için- -
Mr Marley's journal shows he made a collection here on Christmas Eve.
Bay marley'in günlüğü, Noel arifesinden önce burada tahsilât yaptığını gösteriyor.
Research shows knowledge-based programs help decrease teen pregnancy rate, but abstinence only without education and birth control does not.
Çalışmalara göre bilgi verici eğitimler bu oranı düşürüyor. Ama doğum kontrolüyle ilgili bilgi vermeyen eğitimlerde bu oran düşmüyor.
Henri's likely using the same contacts to sell the oxy in Battle Creek, and this map shows all the highways and the back roads you could use to get there.
Henri muhtemelen oksikodonu satmak için Battle Creek'teki aynı bağlantılarını kullanıyor ve bu haritada oraya gitmek için gereken tüm otoyol ve kestirmeler var.
We're huge fans. I've been to nine of your shows.
Dokuz konserinize gittim.
You're right- - the acromioclavicular ligament shows signs of repeated dislocation.
Haklısın. Akromiyoklaviküler bağdaki çıkık izleri bunu gösteriyor.
She did shows at this club called the Magic Palace.
Sihir Sarayı denen yerde gösteri yapıyordu.
Yes, I could see her talent immediately, and it paid off, because her shows were just groundbreaking.
Evet, ondaki yeteneği anında gördüm ve bunun hakkını verdi, çünkü gösterileri ezber bozuyordu.
You know, I never saw Klarissa Mott perform, but I did attend several shows at the Magic Palace though for the last few years.
Biliyorsun, Klarissa Mott'un hiçbir şovunu izlemedim ama son birkaç yıldır Sihir Sarayı'nda birkaç şova yardım ettim.
Her liver shows high levels of the opiate Dilaudid.
Ciğerin Dilaudid isimli uyku ilacının yüksek değerde olduğunu gösteriyor.
I have phone records wherein it shows he called her multiple times in the months leading up to his death.
Ayrıca elimde telefon kayıtları var.. .. Scott özellikle öldüğü ay.. .. birçok defa Alison'ı aramış.
Y-you can wait five, ten, 20 years for the perfect girl to come along to give you the perfect child, but what if she never shows up?
Sana o mükemmel çocuğu verecek kızı.. .. beş, on, belki de.. .. yirmi yıl bekleyebilirsin ama..
This, uh, photo shows an African-American woman who was mistaken by Chumhum's photo-tagging software and tagged as an "animal."
Bu Afrikalı Amerikalı olarak gösterilen ve Chumhum'ın fotoğraf etiketleme yazılımı tarafından yanlışlıkla "hayvan" olarak etiketlenen bir fotoğraf. Evet, öyle.
Prince William tells them a very specific piece of information to see if it shows up in the press.
Prens William özel bir bilgi verip bu bilginin basında çıkıp çıkmadığına bakarmış.
It shows.
Belli zaten.
It's just, it's kind of hard to grapple with that somebody that shows emotions like that, like a human being, could in fact be a monster.
Böyle duygular gösterebilen, yani insan olmak gibi, Biriyle uğraşmak gerçekten bayağı zor, Aslında bir canavar olabilir.
It shows that if they would be willing to go to that length of planting a key, which I think is... the jurors are gonna get, then... the blood follows easily. It does.
Olay yerine anahtarı yerleştirecek kadar ileri gidebiliyorlarsa ki öyle olduğunu düşünüyorum, o zaman jüri de düşünecek ki anahtarı yerleştiren kanı haydi haydi yerleştirir.
[Lynn] OK. It shows that she's a missing person.
Kayıp bir kişiye ait gözüküyor.
- The way he shows up at your... - Thank you. I get it.
- Casey'nin gelip...