Sima translate Turkish
179 parallel translation
You see, we'll meet new friends and... see a lot of new faces and the change of climate will be good for us in a good many ways.
Görürsün, yeni dostlarla tanışacağız ve... bir kaç yeni sima tanıyacağız. Ve havamızın değişmesinde, bir hayli yöntemin olması bizim için iyi olacaktır.
What's the idea of telling me you knew the Wolf girl just by sight?
Niye bana Wolf denen kadını sadece sima olarak tanıyorum dedin?
So many faces, that one might be easily lost.
İçerisinde kolayca kaybolabileceğiniz birçok sima.
We have an unexpected face!
Davetsiz bir sima geldi!
Not one lousy face that I know.
Tanıdık tek sima bile yok.
Aunt Sima, bring him fresh porridge and some hot tea.
Sima Hemşire, ona taze yulaf lapası ile biraz sıcak çay getirin.
Did you know Lt. Manion by sight and name?
Onu sima olarak ve ismen tanır mıydınız?
- Mainly by sight. - Mm-hmm.
Sima olarak.
I knew her only by sight.
Onu sadece sima olarak tanırdım.
By sight, not the name.
Sima olarak, ismen değil.
A face, a voice
# Bir sima, bir söz
I mean, by sight.
Yani sima olarak.
The important thing is that Townsend is the only person that Stefan knows by sight.
Önemli olan Townsend, Stefan'ın sima olarak görünce tanıyacağı biri.
I'll see to it that you're set up with a few acquaintances.
Bakalım birkaç tanıdık sima bulabilecek miyiz.
SIMA, S.A.P.E.P., la Foncière, Bayonne... all in hand!
SIMA, S.A.P.E.P. la Fonciére, Bayonne... hepsi elimde.
A popular feature in this tough competition.
Böylesi sert bir yarış için tanıdık bir sima.
- Illusions?
- Sima mı?
Not illusions.
Sima değil.
A socialite's missing for a week, her purse is found in the park.
Sosyeteden renkli bir sima bir hafta ortadan kaybolmuştu, Cüzdanı parkta bulunmuş.
- Look at the new friend.
- Yeni bir sima.
I barely knew Nadine to say hello to.
Nadine'i ancak sima olarak tanıyordum.
I am not a new face anymore.
Artık yeni bir sima değilim.
- Sima Ali Mohammadi
- Sima Ali Mohammadi
If anything comes to mind, a name, a face, someone with a reason to do this, please call me, Mr and Mrs McManus.
Aklınıza bir şey gelirse, bir isim, bir sima, bunu yapma ihtimali olan biri, lütfen beni arayın Bay ve Bayan McManus.
- What's a jib?
- Sima ne?
Your brother is getting angy.
Sima abin çok sinirli biraz acele et.
Seema, this is my sister-in-law.
Sima, bu hanım benim yengem.
Meet Seema.
Yengeciğim, buda Sima.
I'm not joking.
Ben şaka yapmıyorum Sima.
Salim, this is Seema.
Selim bu bayan Sima.
This is Inspector Salim.
Merhaba. Merhaba. Sima buda Müfettiş Selim.
This is Seema.
O kız Sima anne.
I'll wait here.
Sima burda bekliyorum.
Artistes are human.
Sanatçılarda insandır Sima.
Go home and tell Mum I'll be late for dinner.
Sima şimdi eve git ve anneme şöyle söyle. Bana yemek ayırsın, akşama biraz geç geleceğim.
What about SIMA?
Ya yörünge uydusu?
What about SIMA? The Saturn imaging probe.
Arazi ve hava durumunu o uydudan öğrenebiliriz.
Same features, same shade of skin.
Aynı sima, aynı ten görünüşü.
Well, there's a familiar face.
Şey, işte tanıdık bir sima.
Lots of celebrities.
- Herkes oradaydı... - Birçok ünlü sima, )
Sima, one with avocado.
- Sima, bir tane avakadolu.
[Man # 2] The whole thing, it's about putting a face to a name.
Bu aslında bir isme bir sima yaratmak gibi.
That song, "The Face I Miss" in your diary, That's the sign
Günlüğündeki şu şarkı ; "Özlediğim Sima". O işaret olsun.
But there is a face that I miss
# Ama özlediğim bir sima var #
I could use a friendly face working here.
Burada tanıdık bir sima olması hoşuma gider.
That's a great figure, man.
Harika bir sima, dostum.
Chiselled features.
Keskin hatlı sima.
And the young'uns out on the scene, they seem to know this Omar fella by sight.
Olay yerindeki yene yetmelerde Omar'ı sima olarak tanıyorlarmış.
Now, do you really know him, or just know of him?
Onu gerçekten mi, yoksa sima olarak mı tanıyorsun?
Will you?
Bir sürü tanıdık ünlü sima var.
He's decent.
Hertürlü saygıdeğer bir sima. Şakacı.