English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sinned

Sinned translate Turkish

835 parallel translation
You went into hiding after you sinned, and he went to see you on leave.
Bu günahı işledikten sonra saklandın ve o da sen ayrılırken görmeye geldi.
"Father, I have sinned against heaven... and in thy sight... and am no more worthy to be called thy son."
"Baba, ben Tanrı'ya ve sana karşı günah işledim. Artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim."
And to all the saints, that I have sinned in thought, word and deed... through my fault, through my fault, through my most grievous fault.
"Ve tüm azizlere, işlediğim günahlar için, sözlen, fiilen... "... hatalarım için. "Hataların en ağırını işlediğim için."
You've sinned.
Günah işlemişsin.
Mother, I have sinned.
Anne, ben günahkâr oldum.
Sinned against God.
Tanrı'ya karşı günah işledim.
We have sinned together.
Bu günahı birlikte işledik.
That poor woman sinned.
Zavallı kadın günahkârdı.
Father, forgive me, for i have sinned.
Baba günahlarım için beni affet.
We've sinned so badly.
Çok büyük günahlar işledik.
" I have sinned against heaven and before thee.
Sana karşı günah işledim. Hepsi geçmişte kaldı.
- I do pity her. Who needs pity more than a woman who's sinned?
Kim günah işlemiş bir kadından daha fazla merhamete ihtiyaç duyar?
- Yes, but it seems I've sinned.
- Evet. Ama anlaşılan suç işlemişim.
I sinned, but I have paid for it...
Günah işledim, ama bedelini ödedim...
A lying thief I've sinned
Yalancı bir hırsız. Günahlar işledim.
Bless me, Father, for I have sinned.
Günah işlediğim için beni kutsa Peder.
As you've forgiven all your children who have sinned.
Günah işleyen tüm çocuklarını affeylediğin gibi.
I confess to almighty God and to you, Father, that I have sinned.
Yüce Tanrı'ya ve size itiraf ediyorum : günah işledim.
- I have sinned and must do penance.
- Bir günah işledim ve ben kefaretini çekerim.
What about those who haven't sinned? He doesn't.. - Where are the rights for those who haven't sinned?
Günahkarların kutsal hakkı olmaz.
And who would be the one claiming not to have sinned? - Me!
- Kim günahkar, kim değil buna sen mi karar vereceksin?
You have all sinned!
- Hepiniz günah işlediniz! - Evet! Evet!
Them is the ones he sinned against, my friends!
İşte o adam bunlara karşı günah işledi, dostlarım!
Father, I have sinned.
Baba, ben günah işledim.
I've sinned against heaven and in your sight.
Ben senin gözünde ve cennete karşı günah işledim.
We have sinned, and still it was all...
Günah işledik, ama yine de...
And the people sinned a great sin, for they had made them a god of gold.
İnsanlar büyük bir günah işledi çünkü kendilerine altın bir tanrı yapıp, tapındılar.
You have sinned a great sin in the sight of God!
Tanrı'nın gözü önünde büyük bir günah işlediniz!
I have sinned, Lord, but I have several excellent excuses.
Günahkarım Tanrım, ama geçerli sebeplerim var.
If I hadn't sinned, my brother would've gone and he's got five little ones.
Benim günahım olmasaydı ağabeyim gönderilecekti ve onun beş çocuğu var.
How could you be so cruel to one who never sinned against you!
Sana karşı en ufak bir günah işlememiş birine karşı nasıl böyle zalim olabildin? !
In my youth, I dreamed that I would build a mighty temple to house the Ark of the Covenant. But I sinned greatly, and was not fit to erect the habitation of the Lord.
Gençliğimde, rüyamda kutsal sandık için muazzam,... bir tapınak yapacağımı görmüştüm ama,... büyük günah işledim ve tanrının evini,... yapma görevimi yerine getirmedim.
If I have sinned... then God will punish me.
Günah işlemişsem eğer Tanrı beni cezalandıracaktır.
Do we call down hellfire on the man who has sinned against the Word?
Kutsal sözlere karşı günah işleyen kişinin cehennemde yanması için beddua ediyor muyuz?
This man has sinned.
Bu adam günah işlemiştir.
- She ain't sinned that much.
- Bu kadar günahı olmasa gerek.
"He who looks at a woman with desire has already sinned in his heart".
"Her kim, bir kadına tutkuyla bakarsa... kalben günaha girmiş olur"
I sinned too.
Ben de günahkârım.
I've sinned enough as it is.
Yeterince günahım var zaten.
We decree that you have grievously sinned against God.
Tanrıya karşı ağır günahlar işlediğin hükmüne vardık.
I confess that I have sinned.
Günah işlediğimi itiraf ediyorum.
But because you have sinned against her and that you may do penance, we condemn you to perpetual imprisonment, so that you may wipe out your sins and not return to them.
Ama ona karşı işlediğin günahlardan ötürü günah da çıkarabileceğinden seni müebbet hapse mahkum ediyoruz böylece günahlarından arınır ve yeniden onlara dönmezsin.
You sinned in your previous life.
Önceki hayatında günaha girmişsin.
Alas, I fear I've sinned against her for all time.
Ona karşı boynum bükük.
According to your faith, they have sinned greatly.
İnancına göre, büyük günah işlediler.
I have sinned.
Günah işledim.
For however we have sinned.
İşlediğimiz günahlar için.
I have sinned in betraying innocent blood.
Suçsuz birini ele vermekle günah işledim.
"I have sinned against heaven, and before thee."
Günah işledim.
You have sinned against the pope, which is a much more important matter.
Sen de Papa'ya karşı çıkarak günah işledin. Bu daha önemli.
I'm lost, I have sinned.
Kendimi kaybettim, günah işledim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]