English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Skins

Skins translate Turkish

687 parallel translation
Would you buy some? Yah, with side skins
Gelirken alır mısın?
Or was it side skins?
öyle bir şey mi?
Three skins.
Üç kart.
I don't believe a word of it. You're lying to save your skins!
Postunuzu kurtarmak için yalan söylüyorsunuz.
You pictured us running around in animal skins, eating raw meat?
Bizi nasıl hayal diyordunuz, hayvan kürklerine bürünmüş ve çiğ et yerken mi?
Frenchies over here to save their heads and skins.
Fransızlar kellelerini kurtarmak için buraya akın etti.
Yeah, well human and animal skins are much the same thickness.
Sonuçta insanların ve hayvanların derileri hemen hemen aynı kalınlıkta.
- It's one of the new chamois skins.
- Dağkeçisi derisi.
Chamois skins.
Dağkeçisi derisiymiş.
"Love in society is the exchange of two fantasies and the contact of two skins."
"Sosyetedeki aşk, iki fantazinin değişimidir. İki tenin birbirine temasıdır."
And wait till you see my skins.
Topladığım derileri gör bir de.
- Well, there's two sacks of rabbit skins, this here clock and a sack of goose feathers.
İki çuval tavşan kürkü bir saat ve bir çuval da kaz tüyü.
Their kind never risk their skins for that.
Bu tipler kendi canlarını tehlikeye atmazlar.
These skins are your disguise.
Bu postlar sizin maskelerinizdir.
It's our own skins we have to worry about now.
Şimdi kendimiz için endişelenmeliyiz.
With 30 lion skins?
- Otuzu da aslan postundan mı?
Suppose their skins aren't white.
Diyelim ki derileri beyaz değil.
He lied to save their skins.
Onların derilerini kurtarmak için yalan söyledi.
Five skins.
5 dolar.
One, two, three, four skins of wine you owe me for.
Bir, iki, üç, dört tulum şarabın bedelini alayım.
Four skins of wine for four days, remember?
Dört günde dört tulum şarap, hatırladınız mı?
If these people had denied him one after the other, to save their skins, would he have any followers left?
Bu insanlar kendilerini kurtarmak için ona ihanet etselerdi, hiç yandaşı kalır mıydı?
You're $ 50 short, Skins.
50 dolar eksik Skins.
Do you think these are the skins of wild animals sewn together for your pleasure?
Sizce bunlar sizin memnuniyetiniz için dikilmiş olan vahşi hayvanların derileri mi?
- These are skins of human beings, Miss Lowell.
- Bunlar insan derileri, Bayan Lowell.
You just wait till we trade in these skins... and I'll show you how fast I can shed my share.
ªu derileri degiº tokuº ettigimizde... payima düºeni nasiI da çabuk harcadigimi göreceksin.
But them bluecoats owe us for them skins and I'm collecting it.
Ama o üniformalilar derilerimizi aldilar. Ve ben de geri alacagim.
Free room and board, guns, all the ammunition you can use... and you can keep whatever skins you hunt.
Bedava konaklama ve yemek, silah, kullanabileceginiz kadar cephane... ve avladiginiz hayvanlarin derileri de sizin olur.
You ought to be wearing leopard skins and carrying clubs.
Leopar derileri ve mızraklarla dolaşıyor olmalıymışsınız.
Fill your water skins.
Özgürlük çölde gırtlaklarınızı ıslatacak.
Now get out of those skins.
Şimdi o kıyafetlerini çıkart.
The skins?
- Postları mı?
I'm willing to gamble to save our skins.
Kurtulmak için bu kumarı oynamalıyız.
They only care about saving their own skins.
Kendilerinden başka kimseyi düşünmüyorlar.
We're, all of us, sentenced to solitary confinement... inside our own lonely skins for as long as we live on this earth.
Biz, hepimiz, şu yeryüzünde yaşadığımız sürece kendi yalnız bedenimizde hücre hapsine mahkûmuz.
Wild things leave skins behind them.
Vahşi şeyler arkalarında derilerini bırakır.
They leave clean skins and teeth and white bones.
Derilerini, dişlerini ve beyaz kemiklerini bırakırlar.
So many useless skins.
Bir sürü işe yaramaz post.
He likes fox skins too much.
Tilki postunu çok seviyor.
But for enough of the fox skins he will give you a gun such as this with which you would kill your own bear.
Ama yeterince tilki postu karşılığında sana kendi ayını öldürebileceğin bunun gibi bir silah verir.
How many skins are necessary to have such a gun?
Böyle bir silah için kaç tane post gerekiyor?
White man wants fox skins only.
Beyaz adam sadece tilki postu ister.
When you have piled up a hundred fox skins present yourself at the trading post which is four rivers south and say'ittimangnerk sends me'.
Yüz tane tilki kürkü topladığında dört nehrin güneyindeki ticaret merkezine gidip "Beni Ittimangnerk gönderdi" de.
With the hundred skins he needed for his gun inuk, asiak and powtee set off for the trading post.
Silah için gereken yüz post ile birlikte Inuk, Asiak ve Powtee ticaret merkezine doğru yola koyuldular.
So one has brought these skins of no value.
Bu yüzden biri bu değersiz postları getirdi.
If you want bullets to go with it you will have to bring back more skins.
Bunun yanında mermi de istiyorsan daha fazla post getirmelisin.
We must bring back more skins for bullets.
Mermiler için daha fazla post getirmeliyiz.
But someone got rid of skins, now does not have gun.
Ama biri postları verdi, şimdi silah da yok.
Skins, tendons, antlers...
Kürkler, yağlar, boynuzlar...
"I promise to hand over to the Russian administration, all reindeer skins, tendons and antlers, which I obtained by poaching." "I promise that I will leave the Ussuri region forever."
Kaçak avlanma yoluyla elde ettiğim her şeyi Rus Devleti'ne bağışlayacağıma ve Ussugi bölgesini temelli olarak terk edeceğime söz veriyorum.
Their skins clothe us.
Onların derisini giyiyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]