English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Skirts

Skirts translate Turkish

695 parallel translation
Well, in those days women wore long skirts.
O günlerde kadınlar uzun etek giyermiş.
I don't care how many fancy skirts you've got hanging on to you.
Kaç eksik etekle görüştüğün beni ilgilendirmez.
- Hiding behind Ma's skirts, like always.
Annemin eteklerine saklanıyorsun yine.
Lift the skirts up a little higher.
Etekleri biraz daha kaldırın.
My skirts are clean.
Sicilim temiz.
There is alarming news that women's skirts are going to become shorter already they are 6 inches above the ankle.
Kadınların eteklerinin kısalacağı söylentileri vardı çoktan bileğin 15 santim üzerine çıkmıştı.
Do you think we should wear our skirts so short?
Biz de bu kadar kısa etek giyelim mi?
- Should've worn our grass skirts.
- Nerdeyse pisti eskittik.
Only the ones in skirts.
Sadece etek giyenlere.
I, uh, help out-of-town buyers get woolens, dress skirts - anything in the textile line.
Şehirdeki müşterilere yün, elbise gibi tekstil ürünleri bulmalarına yardım ederim.
- A confusion of skirts. - It is not that.
Silahı vardı başı derde girdi.
Little Roxane, a sweet tyrone with short skirts and long hair.
Küçük Roxane, uzun saçlı, kısa etekli tatlı bir fırtına.
What does "new" mean to you? Short skirts?
Geçen seneki uzun eteklerin bu sene kısalaşması mı?
It could've been anybody who came to Chuck-A-Luck to hide behind your skirts.
Chuck-A-Luck'a gelmiş ve senin eteklerini arkasında saklanmış herhangi biri olabilirdi.
You might look good in those skirts.
Etek sana yakışır.
Grass skirts, hulas?
Ottan etekler, hula hulalar?
The skirts are shorter, if that's what you mean.
Etekler kısaldı, Eğer onu soruyorsanız.
You managed to keep your skirts nice and clean even in the court martial.
Askeri mahkemede bile kendini saf ve masum göstermeyi başardın.
As long as they're wearing skirts, a little mascara...
Etek giyip, biraz sürüp sürüştürdüklerinde...
The boss is lifting your girl's skirts.
Patron senin kızın eteğini kaldırıyor.
You wear skirts.
Ne de olsa etek giyiyorsun.
What in skirts?
Bu giysiyle mi?
First you run away, so you won't have to face me... and now, here you are hiding behind a female's skirts.
Önce kaçtın, beni atlattığını düşündün... ve şimdi de bir kadının etekleri altına saklanıyorsun.
Close your skirts!
Eteğini kapat.
She always rode with her skirts flying
Eteğini savurarak bisiklete binerdi hep.
Later I recalled the event more with pity than shame but I have a bitter memory of her... gone from our childhood skies... the way she'd disappear around a corner... with her skirts flying
Sonraları bu olayı, utançtan ziyade, acıma duygusuyla hatırladım. Onu ; bisikleti ve savrulan etekleriyle, köşeyi dönüp gözden kaybolduğu yolda, çocukluk çağımızın semalarından çıkıp giden, acı bir hatıra olarak anımsarım.
If you want to know what they wear under those grass skirts- -
Ottan eteklerin altına ne giydiklerini bilmek...
Lift your skirts and dance with the dragoons.
Eteklerinizi toplayıp süvarilerle dans edin.
Do you not see that Philip has only one idea, to conceal your enemies under his own skirts?
Filip'in tek bir düşüncesi var. Bunun farkında değil misin? Amacı, senin düşmanlarını cübbesinin altına gizlemek.
Well, we were wearing short skirts then, and I had such good-looking legs.
Neyse, o zamanlar kısa etek giyerdik ve çok güzel bacaklarım vardı.
When you booked us with the Hawaiian band, we wore grass skirts.
Hawai orkestrasında, sazdan etek giymiştik.
Not, but you will recognize her by taking off her skirts.
Hayır, ama siz eteğini çıkartmasından tanıyacaksınız.
And I wound up with 12 hula skirts in my foot locker.
Sonra 12 hula eteğim oldu.
father is angry Get my yellow shift, my Sunday skirts and my blue cloak
Baban sinirli sarı elbisemi, pazarları giydiğim eteği ve mavi pelerinimi getir
Now the skirts : the blue and the red with golden threads
Şimdi de etekler : Mavi ve kırmızı Altın şeritliler
Hasn't Chona explained to you how I like the skirts done?
Eteklerimi sevdiğimi Chona sana söylemedi mi?
Why the lipstick, the nail polish, the tight-fitting bras, the short skirts?
Niye dudaklara ruj? Niye tırnaklara oje? Niye sutyen?
400 men running around in grass skirts.
Etrafımda dolaşan 400 erkek vardı.
Skirts became short in France, too, during the war.
Fransa'da savaş uzadıkça etekler kısalıyordu.
Chasing skirts?
Kız peşinde miydin?
My sons in skirts.
Oğlum etek giymiş.
They're wearing grass skirts and coconut shells.
Sazdan etekler ve Hindistan cevizi kabuğu var.
Well, it's her skirts, sir.
- Neler oluyor? Sorun etekleri, efendim.
But has she raised her skirts for you and shown her calf?
Peki hiç eteğini kaldırıp bacaklarını size gösterdi mi? .
Hah! You're a pack of cowards, hiding'behind the skirts of these women.
Sizler bu kadınların eteklerinin arkasına saklanan bir avuç korkaksınız.
Lift your skirts.
Sıvayın etekleri!
Or do you think the world spirit would give these bloodless creatures a peek under her skirts?
Yoksa dünya ruhları, bu kansız yaratıklara eteklerinin altından gizlice bakma şansı verir miydi?
Short skirts?
Kısa etekler?
It lasted four hours while the crowd goggled and Casanova at an upper window felt under the skirts of the ladies watching.
Kalabalığın dehşetten faltaşı gibi açılmış gözleri önünde tam dört saat sürmüştü. Hatta Casanova da, üst pencerelerden birinde, olayı izleyen hanımların eteklerinin altında kendinden geçiyordu o sırada.
Girls smoking cigarettes right on the streets... and necking in the back seat of a car... and wearing skirts so short you can see everything they got.
Kızlar caddelerde sigara içiyor... ve arabanın arkasında yiyişiyor... ve o kadar kısa etekler giyiyorlar ki... sen bütün malı görebiliyorsun.
Her skirts?
Etekleri mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]