English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Slice

Slice translate Turkish

2,628 parallel translation
Judging by the staleness of the slice, I'd say it's been lying here for at least 20 hours.
Dilimin bayatlığına bakarsak, en azından 20 saattir burada.
Look at the bruising on the tomato slice and the depth of the gravel imbedded in the cheese.
Domates dilimindeki zedelenmeye ve peynirin içine girmiş çakılın yoğunluğuna bak.
This slice was thrown from a moving vehicle, probably...
Muhtemelen bu dilim, hareket halindeki bir araçtan atılmış.
Tell me or I'll slice you like a star fruit.
Söyle yoksa seni, "star fruit" gibi dilimlerim.
Your slice of cake. No thanks.
- Sana kek getirdim.
But uh-oh, here comes ka-slice!
Dilimlen bakalım!
The man can slice a gem like Marcel Tolkowsky himself.
Adam Marcel Tolkowsky gibi taşı kesebilir.
Okay, I'm gonna slice off the canvas as soon as the meds Are on board.
Tamam, ilaçlar dolaşım sistemine giriş yapınca, bezi yırtacağım.
Who buys bread you have to slice?
Kim dilimlenmemiş ekmek alır ya?
And most commercials, most advertising is slice of life, it's completely fictional.
Çoğu reklam, çoğu tanıtım yaşamdan bir kesittir ve tamamen kurgusaldır.
Can't even get a decent slice of pizza.
Bir dilim temiz pizza bile yiyemiyorum.
A good slice of bread and jam.
Güzel bir dilim ekmek ve reçel.
Well, isn't that a slice of good news?
İyi haberlerin hepsi bu mu?
Not even an ice and a slice?
Buz ya da başka bir şey?
Anyway you slice it, supreme court justice isn't sexy.
Ne dersen de Anayasa Mahkemesi Yargıcı hiç de seksi değil.
Seems to be Green Falls'own little slice of Fortune 500.
Green Falls'lılar köşeyi dönmüş olmalılar.
You should slice the fish thinner.
Balığı daha ince dilimlemelisin.
But, make sure you slice the fish thinly.
Ama balığı ince dilimlediğine emin ol.
That witch is- - One serious slice of harsh?
O cadı merhametsizin teki mi?
Pretty quick to slice and dice back there, Agent Evans.
Kesip parçalama işine çok çabuk alıştın bakıyorum Ajan Evans.
You know, a nice girl like Megan might want more. Than a slice of meat lover's and X-Men 17 or whatever.
Bilirsin, Megan gibi güzel bir kız bir dilim yemek ve X-Men 17 mi ne zıkkımsa bunlardan daha fazlasını ister.
I can unwrap you a slice of American cheese!
Bir dilim Amerikan peyniri de getirebilirim.
You slice the green beans.
Sen fasulyeleri doğra.
Interviewing a slice of Irish bog?
- İrlanda bataklığı hakkında röportaj?
And I'm sure you noticed me. I'm, like, the only slice of white bread in this pumpernickel world.
Bu çavdar ekmek dünyasında tek beyaz dilim ekmek benim.
You don't get the last slice.
Son dilimi sen almadın.
I brought you a slice of pound cake.
Sana yarım kilo keki getirdim.
So one way or the other, one of us is gonna slice you.
Öyle ya da böyl ikimizden biri seni gebertecek.
I'll slice some cheese.
- İçelim hadi, içelim! - Biraz peynir dilimleyeyim!
Slice'em, dice'em, rue'em.
Onları parçala, dilimle, pişman ol.
As a token of my esteem, for his loyalty... Kazzie gets a slice of cake.
Sadakati için takdirimin bir işareti olarak Kazzie kekten bir dilim alıyor.
For his punctuality... Mikey gets a slice.
Dakikliği için Mikey bir dilim alıyor.
For their speedy getaways... My two drivers get a slice of cake.
Hızlı kaçışları için iki sürücüm de birer dilim alıyor.
To get a slice of cake in my crew means you've done well, that you belong.
Çetemde bir dilim kek almak demek iyi iş çıkardığınız ve faydalı olduğunuz anlamına geliyor.
Now, you may have noticed there was a slice of cake missing.
Fark etmiş olabileceğiniz üzere pastanın bir dilimi eksik.
It means one of you won't be getting a slice.
Bunun anlamı ikinizden birisi pasta yiyemeyecek.
What, to slice some half-time oranges?
- Ne, devre arası için portakal soymamı mı istiyorsunuz?
What is this, a giant slice and his little buddies?
Bu nedir? Büyük dilim ve ufak arkadaşları mı?
And... slice the lemons.
... bir de limonları doğra.
I brought home one more slice of bacon.
Bir dilim daha jambon getiririm diye düşündüm.
Hot, buttered toast with a countess at tuppence a slice?
Bir dilimi iki peniden, tereyağlı kızarmış ekmeği olan bir kontes?
He's been using that line since he was 5 years old to get an extra slice of pie.
Görünüşüne bakılırsa bu bahaneyi beş yaşından beri fazladan turta yiyebilmek için kullanıyor.
Never seen a guy cheat on a girl before with a slice of pizza.
Bir kızı bir dilim pizza ile aldatan bir eleman görmemiştim daha önce.
I brought you a slice of lemon cake.
O hiç bir şey söylemedi mi Sana bir parça limonlu kek getirdim.
But if Thorne puts me up against lady piggy, I'm gonna slice me off a side of bacon.
Ama Thorne beni domuz hanımın karşısına çıkarırsa kendime bir dilim pastırma keseceğim.
I'll finish up, so will you slice the onions?
Ben bitiririm, sen de soğanları kesersin değil mi?
'Sup, old slice?
Naber, eski toprak?
What the hell, let's grab a slice.
Gidip birer dilim tadına bakalım.
There have been several deliveries to this address of Mr. Jordan's signature order... large cheese pizza with one slice taken out so I can pretend I'm eating pac-man like my hero Blinky the ghost.
Bu adrese Bay Jordan'nın özel siparişlerinden getirilmiş. Büyük boy bir peynirli pizza, bir dilimi çıkarılmış olacak, böylece kahramanım Hayalet Blinky gibi pac-man'i yiyormuş gibi yapabileyim.
He gave me a slice anyways.
O da bana vermişti.
You're going to slice.
- Kesinlikle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]