English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sniffs

Sniffs translate Turkish

556 parallel translation
- My watch. [sniffs]
- Oh, saatim. - Yoksa o?
Good advice. [sniffs]
İyi bir öğüt.
- Fooïs pretty scarce around these parts. - ( sniffs )
Buralarda yiyecek pek bulunmaz.
( Sniffs ) Oh, give me your hankie back.
Mendilini geri ver.
If there is alcohol within a mile, she sniffs it.
Alkolün kokusunu bir mil öteden alır. Heh!
He usually sniffs at everything he is given, but today I managed to fill his nostrils with snuff without his sneezing.
Kendisine verilen her şeyi koklama alışkanlığı var. Ama bugün, onu hapşırtmadan burun deliklerine tütün doldurmayı başardım.
[Sniffs] Me?
[Burnunu çeker] Ben mi?
You see there? - ( Sniffs )
Şunu gördünüz mü?
Sniffs it out, brings it to you.
Kokusunu alıp, sana getiriyor.
It sniffs, it sucks, it strokes its eyes over the whole, uncountable range.
Koklarlar, emerler, okşarlar, gözleri sayılamayacak kadar çok çeşitliliğe bakar.
- ( sniffs ) - Oh. A broken heart. right?
Kalbin kırık, öyle değil mi?
- [Sniffs] Nothin', I guess.
- Sanırım hiçbir şey.
Then it like, I need a little something- - [Sniffs] to get my head together every now and then, you understand?
O zaman da kafamı toplamak için küçük bir şeye ihtiyacım oluyor. Ara sıra, anlarsın ya...
[Sniffs] Huh? Ring a bell?
Birşey anımsattı mı?
[Sniffs] He will.
Anlar.
[Sniffs] Oh, yeah!
Ah, evet!
[Sniffs] Oh, yeah, there's no comparison!
Ah, evet, kesinlikle kıyas kabul etmez!
[Sniffs] Absolutely no comparison.
Kesinlikle karşılaştırmasız.
Loser sniffs every bowling shoe in the alley.
Kaybeden, tüm bowling ayakkabılarını koklayacak.
[Sniffs]
[Koklama]
[Sniffs] Something burning'?
[Burun çekme] Bir şey mi yanıyor?
[Sniffs] We wouldn't want you to get thirsty, now, would we, fellas?
[Havayı koklama] Susamanı istemeyiz, Şimdi, istermiyiz arkadaşlar?
[Sniffs] Good.
[Havayı koklama] İyi.
- ( sniffs ) Chubby.
- Chubby.
[SNIFFS DEEPLY] And the air smells great.
Hava mükemmel kokuyor.
- Woman : adios. - ( Sniffs )
- Adios.
- ( sniffs ) -... italy, france, the united states,
-... burada Christian Salcedo'ya
( Sniffs ) james caan,
James Caan,
( Sniffs ) Jack... if you can't sleep or you're having a nightmare Or... ( stammers ) or you just need to talk
Jack... uyuyamazsan ya da kabus görürsen ya da... ya da konuşma ihtiyacı duyarsan geceleri, ben... her zaman benim kapımı tıklatmalısın.
- Hello? - ( Sniffs )
- Merhaba?
[SNIFFS]
Eric, artık bu komik değil!
Al? [SNIFFS]
Tanrım!
Oh... [Sniffs] What is happening with that stove?
Ocakta ne oluyor böyle?
[Sniffs] If you tell the truth, I will too.
Gerçeği söylersen ben de söylerim.
-'Cause he sniffs glue.
- Ben de tiner çekerim.
One of my friends, Brideux, in Forges... owns a dog that has a fit when it sniffs a snuff-box.
Forges'da yaşayan, Brideux adlı bir arkadaşımın bir köpeği vardı. Bu köpek, enfiye kutusunu koklar koklamaz bayılırmış.
[Sighs ] NOW, DOES IT FEEL THE IMPRINT WHEN IT GETS STAMPED, MAYBE, [ Sniffs] THEN TURNS THE IMPRINT INTO...
Belki damgalandığı zaman baskıyı hissediyordur...
[Sniffs] OKAY- - WHOA, WHOA, WHOA.
Tamam..
[Averman] He sniffs.
Kokluyor.
He sniffs again.
Yine kokluyor.
[Averman] He sniffs some more.
Koklamaya devam ediyor.
He lacks grace, but he sniffs out a trail like a good hound.
Zarafet yoksunu, ama iyi bir köpek gibi kokunun izini sürebilir.
- You can do it. - [Sighs, Sniffs]
Yapabilirsin.
I have to sit down. [Sniffs]
- Oturmalıyım.
- I promise. - [Sniffs]
Söz veriyorum.
Well... ( SNIFFS ) Smells wonderful.
Harika kokuyor.
( sighs, then sniffs and sighs again ) You've known it all along...
Nereye bakmamız gerektiğini biliyordun...
( sniffs ) I looked at him, I said, "Your mother sent me here to kill you."
Ona baktım ve "Annen buraya seni öldürmem için gönderdi beni," dedim.
[Sniffs] SMELL IT.
Koklasana.
You're blocking the smell. [sniffs]
Kokuyu engelliyorsun!
[sniffs]
- Sana bir soru sorayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]