Snoopy translate Turkish
319 parallel translation
I've been sitting here like a snoopy old maid... with her ears flapping in the breeze, waiting to hear the dirt.
Burada oturmuş, kulakları rüzgarda dalgalanan... yaşlı bir hizmetçi gibi, pislikleri duymayı bekliyorum.
You and Snoopy.
Sen Snoopy'yi al.
Hello, Snoopy, old boy!
Merhaba Snoopy, ihtiyar delikanlı!
You can't use anybody too snoopy.
Çok meraklı biri işine yaramaz.
Or am I being too snoopy?
Yoksa çok mu meraklıyım?
You see, I'm a snoopy kind of a guy.
Gördüğün gibi meraklı bir adamım.
Snoopy, you'll have to be all the animals in our play.
Snoopy, sen oyunumuzdaki tüm hayvanları oynayacaksın.
Snoopy is the runner coming in from first to break up the play at second.
Snoopy oyunu bozmak için ilk kaleden, ikinciye giden koşucu olacak.
I don't think we should get involved with this, Snoopy.
Buna dahil olmalı mıyız bilmiyorum, Snoopy.
I couldn't tell the girls and Snoopy they couldn't be on the team.
Kızlara ve Snoopy'e takımımızda olamazsınız diyemem.
Mr.Hennessey just called, and we can't have the uniforms unless we get rid of Snoopy and the girls from our team.
Bay Hennessey aradı, ve takımımızdaki kızlardan ve Snoopy'den kurtulmazsak formaları alamayacağız.
All right, Snoopy.
Pekâlâ, Snoopy.
That's it, Snoopy.Grit your teeth.
İşte bu, Snoopy. Sık dişini.
Look at that, Snoopy got a hit!
Şuna bak, Snoopy topa vurdu!
Look at that, Snoopy stole second!
Şuna bak, Snoopy ikinciyi çaldı!
Snoopy stole third!
Snoopy, üçüncüyü çaldı!
Slide, Snoopy, slide!
Kay, Snoopy, kay!
Snoopy stole home.
Snoopy sayıyı aldı.
Well, the only reason Charlie Brown turned Mr.Hennessey down was because he'd have to get rid of Snoopy and you girls.
Charlie Brown'un Bay Hennessey'i geri çevirmesinin tek sebebi kızlardan ve Snoopy'den kurtulmak zorunda kalacağı olmasıydı.
SNOOPY : Puff!
( SNOOPY HIŞIMLA ÜFLÜYOR )
[SNOOPY whistling]
( SNOOPY ISLIK ÇALIYOR )
[laughing]
( SNOOPY GÜLÜYOR )
- Bang! Bang!
( SNOOPY TABANCA SESİ ÇIKARIYOR )
but it's for your own good.
Üzgünüm, Snoopy, ama bu kendi iyiliğin için.
my shortstop?
Snoopy'yi hatırlıyor musun, şu benim beyzbol pasörüm?
stop over at Peppermint Patty's.
Sakın unutma, Snoopy. Nane Şekeri Patty'nin evinde mola vereceksin.
Remember Snoopy?
Snoopy'yi hatırlıyor musun?
[EATS noisily] that's the strangest kid I've ever seen.
( SNOOPY ŞAPIRTIYLA YEMEK YİYOR ) Bu hayatımda gördüğüm en garip çocuk.
It sure has been quiet around here without old Snoopy.
İhtiyar Snoopy olmayınca buralar iyice sessizleşti.
Any news from Snoopy?
Snoopy'den bir haber var mı?
but it sure has been quiet since he left.
Biliyorsun, Snoopy beni deli ediyor. Ama o gittiğinden beri buralar iyice sessizleşti.
[SNAPS]
( SNOOPY PARMAK ŞIKLATIYOR )
Heh-heh-heh. Ha-ha-ha.
( SNOOPY GÜLÜYOR )
Snoopy.
Buyur, Snoopy.
[rings] he isn't here.
( TELEFON ÇALIYOR ) Alo? Snoopy mi?
Remember that shortstop of yours called Snoopy?
Snoopy adındaki şu senin pasörü hatırlıyor musun?
That Snoopy friend of yours is something.
Senin şu arkadaşın Snoopy'de bir şeyler var.
Thanks for all you did for Snoopy.
Snoopy için yaptıklarından dolayı teşekkür ederim.
Snoopy.
Şimdi bak, Snoopy.
[choking]
( SNOOPY BOĞULUYOR )
[snapping]
( SNOOPY PARMAK ŞIKLATARAK TEMPO TUTUYOR )
Let's face it. lt's not the same around here without Snoopy.
Şunu kabul edelim ki, Snoopy olmadan buralar aynı değil.
it's about Snoopy.
Snoopy ile ilgili.
Snoopy.
Seni almaya geldim, Snoopy.
Argh!
( SNOOPY ÇIĞLIK ATIYOR )
Snoopy seems to hate this game you wanna play.
Snoopy, oynamak istediğin bu oyundan nefret ediyormuş gibi görünüyor.
It's sure great having Snoopy here.
Snoopy'nin burada kalması gerçekten harika.
he flipped.
Snoopy eve dönmeyi reddediyor. Tasmayı görür görmez çıldırdı.
come home!
( HEPSİ ) Snoopy, eve dön!
[grumbling]
( SNOOPY HOMURDANIYOR )
[sighs]
( SNOOPY İÇ ÇEKİYOR )