English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / So i'll

So i'll translate Turkish

18,187 parallel translation
And that's the point, so I'll be brief.
Konu da bu, o yüzden kısa keseceğim.
Well, since you're obviously lower on the human evolutionary chain, perhaps your hearing hasn't developed as well as it should, so I'll repeat myself.
Evrimini tam olarak tamamlamadığını açıkça görebiliyorum o yüzden duyma yetini tam kazanmamış olabilirsin o yüzden tekrarlayacağım.
I think it's too much of a coincidence not to be, but I ordered traffic cam footage, so hopefully it'll show us who was driving.
Bence bu kadar tesadüf biraz fazla. Trafik kamera kayıtlarını istedim. Kimin kullandığını görebiliriz umarım.
Well, since you're obviously lower on the human evolutionary chain, perhaps your hearing hasn't developed as well as it should, so I'll repeat myself.
Evrim zincirinin altlarında olduğun aşikâr olduğundan kulakların gerektiği gibi gelişmemiş olabilir, o yüzden tekrar ediyorum.
If this was a robbery, our perp's gonna want to cash in before the cops get wind of this, so I'll call the local pawn shops...
Bu olay bir soygunsa failimiz polisler kokusunu almadan paraya çevirmek isteyecektir. Ben de yerel rehin dükkanlarını arayıp...
So, um, I'll just get out of your hair.
Sizi rahat bırakayım.
So, I'll see you tomorrow.
Yarın tekrar görüşüyoruz.
The gun used to murder Reese, Gray, Dunn, Tamika, and her baby, so I'll ask you again.
- Reese, Gray, Dunn, Tamika ve bebeğini öldürmek için kullanılan silahı. O yüzden tekrar soracağım.
All right. Sorry. I'm so sorry, but... since I'll be as never be as beautiful as my bride,
Çok özür dilerim, ama... asla gelinim kadar güzel olamayacağımdan elimden geldiğince süsleneyim ki toplum içinde yanında durabileyim dedim.
and I'll be so yours?
O zaman iyice azarım.
hello, sweetie pie, hello, honey pie hello, darling little girl you're so entrancing, I'll take you dancing please, can you spare some time?
LÜKSEMBURG BANKASI
Oh, so I'll see you at Hugh's wedding then. Oh, um...
Bu yüzden sizi Hugh'nun düğününde göreceğim.
We'll all come, yeah. I'm so sorry.
Hepimiz gideceđiz.
But yours is at 4 : 00 and mine's at 4 : 15, so I'll just meet you there.
Ama seninki 4 : 00'da, benimki ise 4 : 15'te. O halde orada daha önce tanışacağım.
Um, I just called a car to come get Jack, bring him to the train station, so maybe we'll wait outside for that, and then after that,
Ben Jack'i getirmek için arabayı aradım. Onu tren istasyonuna getir.
So you'll think about what I said?
Dediklerimi bir düşün.
So he said, "To hell with it. I'll just weaken you at the knees."
"Ne olursa olsun, sizi dizinizin üstüne çöktüreceğim." dedi.
- Yeah, Sunderland said it happens, so I guess they'll try again next year.
Sunderland olduğunu söyledi. Sanırım seneye bir daha deneyecekler.
So, I've been doing some research, and they just published this 20-year study on women with what you have, DCIS, and the mortality rate for women who opted for mastectomy was no less than the women who opted for radiation and lumpectomy.
Biraz araştırma yapıyordum da,... ve senin rahatsızlığınla, erken evredeki göğüs kanseri hakkında 20 yıllık bir çalışma yayınlamışlar ve mastektomiyi tercih eden kadınların ölüm oranı, radyasyon ve lumpektomiyi seçen kadınlardan az değil
Um, all right. So, I'll see you at work?
Şey,. tamam o zaman, işte görüşürüz?
So, I'll keep on driving.
O yüzden sürmeye devam ediyorum.
Stay out of my way, or I'll wedgie you so bad you'll be able to taste your underwear.
Yolumdan çekil yada iç çamaşırını öyle bir çekeceğim ki onun tadını çok kötü bir şekilde alacaksın.
So I'll go to Phnom Penh or Mandalay.
Ben de Phnom Penh ya da Mandalay'a giderim.
And I'll let Jimmy know it's done so everyone else can get paid.
Ayrıca Jimmy'ye işin tamamlandığını ve herkesin ücretini alabileceğini söylerim.
So I guess I'll just have another drink and think about it.
Sanırım bir içki daha alıp, bu konuyu düşüneceğim.
So you'll understand if I need a moment to, um... Adjust.
Yani ayak uydurmak için biraz daha zamana ihtiyacım olursa anlayışla karşılarsın.
That's about how much time I got left to live, and I'll give you enough to stay alive so that I can watch you...
Ömrüm bu kadar kaldı. Sana da hayatta kalacak kadarını vereceğim.
Keep the chains on you, of course, but open your cage so when I die and the animals come for me, they'll come for you, too.
Ama zincirler kalacak tabii ki. Ama kafesini açacağım. Böylece ben öldüğümde hayvanlar üşüştüğünde senin için de gelecekler.
Tell me the truth, or I'll squeeze these so hard, that you are gonna need a surgery to separate them.
Bana gerçeği anlat, Yoksa taşaklarını patlatırım, onları ayırmak için ameliyat olman gerekir.
So I'll call you back.
O zaman seni tekrar arayacağım.
So answer my question and I'll go.
Sorusuna cevap verin, ben de gideceğim.
"I think I'll give him that account number now, " so he doesn't drop me into this vat of boiling tar. " Hmm?
"En iyisi ona hesap numarasını hemen vereyim de beni, kaynayan katran tankına atmasın."
She was smart and kind and loving, so I can't even imagine how much you miss her.
Akıllı, iyi, sevgi dolu birisiymiş. Onu ne kadar özleyebileceğini hayal edemiyorum.
Look, I will work full-time to turn on the lights again, so I'll need my chief of staff to stay.
Bakın, burayı tekrar ayağa kaldırmak için var gücümle çalışacağım. O nedenle personel şefime ve seçmen temsilcime ihtiyacım var.
So, I'll see you later at Cooler's show, yeah?
Cooler'ın şovunda görüşürüz o zaman?
You and I have a seven-year history, so I wanted to give you the respect of doing this face-to-face.
İkimizin yedi yıllık bir geçmişi var, bu yüzden bunu yüz yüze gerçekleştirerek sana saygı göstermek istedim.
So, yeah, it was crazy, but I was scared.
Evet, akıllıca değildi ama korkmuştum.
So if that gal's fool enough to jump the broom with someone who loves running tail as much as you, I'll ride over and talk to MacGregor.
Kız senin gibi kuyruk sallamayı seven biriyle süpürgeden atlayacak kadar aptalsa gidip MacGregor ile konuşacağım.
The more we talk about it, the less sure I'll be, so let's just do it.
Ne kadar çok konuşursak o kadar az emin olacağım o yüzden yapalım şunu. Tamam.
I'll tell you what doesn't make sense to me, is why the fuck you're so sure nothing happened out there.
Orada hiçbir şey olmadığından bu kadar emin olman mantıklı gelmiyor bana asıl.
But, you know what, something tells me You're not a slushie girl, so i'll just keep that.
Ama içimden bir ses meyveli içecek seven birisi olmadığını söylüyor, o yüzden bunu alacağım.
I'm working a double, so I'll meet you on my break.
Çifte çalışıyorum, bu yüzden aradığımda seninle tanışacağım.
I'm going to hit my step-nephew with so many stinging rejoinders that he'll be crying step-uncle.
- Mücadele istiyorsa, âlâsını görecek. Sayemde öyle bir yıkılacak ki güvendiği dağlar görecek o zaman bu acı insanı nasıl dağlar.
Now I'm wishing maybe I wasn't so damn smart.
Şimdi, keşke o kadar akıllı olmasaymışım diyorum.
I'll go check on the boy so I can get back to her.
Gidip çocuğu kontrol edeyim de eve geri döneyim.
So I guess we'll see.
Bu yüzden kendimiz göreceğiz.
So I think she'll want you to be like however you feel like being, okay?
Bu yüzden bence o seni, nasıI hissediyorsan öyle görmek ister, tamam mı?
So if that's what's on offer, I'll give up my title and we'll leave the country.
Teklif buysa unvanımı geride bırakıp ülkeyi terk edeceğim.
I'll quickly get all 6 Death Notes so I can meet Kira.
Altı Ölüm Defteri'ni de bulduktan sonra Kira'nın yanına gidebileceğim.
I'll tell you why we're looking so hard for the next Kira.
Size neden her tarafta deli gibi sıradaki Kira'yı aradığımızı söyleyeyim.
So until there's the next Kira the game continues, we'll drop the Death Notes in your world.
Sıradaki Kira ortaya çıkıncaya dek bu oyun böyle devam edecek. Defterler'i dünyanıza atmayı sürdüreceğiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]