So i'll see you tomorrow translate Turkish
136 parallel translation
So I'll see you tomorrow.
Öyleyse yarın görüşürüz.
I know why you're so angry. You'll see him tomorrow night. There's always another sunset.
Yarın görüşürsünüz... 130 cm lik küçük çocukla buluşmaya mı?
- So we'll see you tomorrow? - Yeah, I'm taking the day off.
Yarın aynı yerde görüşürüz.
'So I'll see you tomorrow, no, Sunday, rather,' 'Sunday afternoon or evening sometime.'
Pazara görüşürüz artık.
So... I'll see you at 10 tomorrow morning.
O zaman... yarın sabah saat 10'da görüşürüz.
So, uh, I'll see you tomorrow night?
Senle yarın gece görüşeceğiz, değil mi?
So I'll see you tomorrow.
Yarın görüşürüz. Teşekkür ederim.
- So I'll see you tomorrow?
- Yarın görüşecek miyiz?
And you'll have a phone, uh, sometime next week... so I guess I'll, uh... see you tomorrow?
Haftaya bir ara telefonun da olacak yani sanırım ben yarın görüşürüz.
So I guess I'll see you tomorrow.
Sanırım seninle yarın görüşürüz.
So why don't we get some sleep and relax, and I'll see you tomorrow at the review, okay?
Pekala. Şimdi neden biraz uyuyup rahatlamıyorsun? Yarın seninle görüşmede buluşuruz, olur mu?
So I'll see you tomorrow.
Yarın görüşürüz.
Be there tomorrow or I'll mess up your life so bad you'll never see that kid again.
Yarın gel, yoksa hayatını öyle bir karartırım ki bir daha o çocuğu göremezsin. Tamam mı?
I want your testimony to be as raw as possible, so go home, watch a movie, don't think about things, and I'll see you tomorrow at the courthouse.
Anlayamadım. Onu hala seviyordu. Hatta, ölümünden birkaç gün önce ona geri dönmeyi düşündüğünü söyledi.
So I'll see you tomorrow?
Yarın görüşür müyüz?
So, I'll see you tomorrow night?
Senle yarın gece görüşeceğiz, değil mi?
I fly in at 9 : 30 tomorrow morning so I'll see you at the gate.
Yarın sabah 9 : 30'da uçaktan ineceğim. Havaalanında görüşürüz.
- So, I'll see you tomorrow.
- Yarın görüşürüz.
So, I'll see you guys tomorrow then.
Pekala, o halde yarın görüşürüz.
So, uh, I'll see you tomorrow.
- Yarın görüşürüz.
But, um, um- - So, I'll see you, um, tomorrow.
Yarın görüşürüz.
So, I'll see you tomorrow to go see the loft?
Yarın eve bakmaya gidecek miyiz tatlım?
How annoying... so I'll see you tomorrow.
Gıcığın tekiyim... Bir yere uğramam gerek, yarın görüşürüz.
Yeah, so, all right, I'll see you guys tomorrow.
Evet öyleyse tamam, yarın görüşürüz çocuklar.
So, I'll see you at the field tomorrow. - 3 : 30.
O zaman yarın sahada görüşürüz.
So I'll see you tomorrow?
Yarın görüşeceğiz, değil mi?
So I'll see you tomorrow, same time as always.
Yarın görüşürüz. - Yarın. - Her zamanki saatte.
No, I'm just gonna finish up some paperwork, so, I'll see you tomorrow.
- Bazı evrak işlerini bitireceğim. Yarın görüşürüz öyleyse.
So I guess I'll see you tomorrow?
Yarın görüşürüz o zaman?
So I'll see you tomorrow?
- Yarın görüşürüz.
- So I'll see you tomorrow morning?
- Güzel. Yarın görüşür müyüz?
Well, I need to get home early today, so I'll see you tomorrow.
Bugün eve erken dönmem lazım, o yüzden yarın görüşürüz.
I'm glad to see you boys are getting along so well... because tomorrow, Roberto and Enrique'll be riding along with you. Just so we don't have any problems.
Anlaşmanıza sevindim, çünkü sorun çıkmaması için yarın Roberto ve Enrique sizinle birlikte gelecek.
- Yeah, so I'll see you tomorrow?
- Yarın görüşür müyüz?
I'll slap you so hard you'll see tomorrow!
Yarın size iyi bir şamar atacağız!
Day after tomorrow I'm go on leave so I'll see you all next year.
Bildiğiniz gibi öbür gün izine gidiyorum. Seneye görüşmek üzere.
Lindsay's expecting me. - So, I'll just see you two tomorrow.
Lindsay beni bekliyor.
So then I'll see you at home tomorrow.
Peki, seninle evde görüşürüz.
So I'll see you tomorrow?
Yarın görüşecek miyiz?
So I'll see you tomorrow, 2 : 30.
- Merhaba, Doris.
So, I'll see you tomorrow, okay?
Pekala, yarın görüşürüz tamam mı?
I know Dr. McNamara needs some private exam time... so I'll see you tomorrow morning before I go to work, okay?
Dr. McNamara'nın muayene için seninle yalnız kalması gerektiğini biliyorum bu yüzden de seninle yarın sabah, işe gitmeden önce görüşürüz, tamam mı?
So I'll see you tomorrow?
Yani, yarın seni görebiliyor muyum?
So, if there's nothing else, I'll see you tomorrow.
Yani, başka bir şey yoksa, yarın görüşürüz.
So I'll see you tomorrow, 2 : 30.
Ee, yarın görüşürüz o zaman. 2 : 30
So, I'll see you tomorrow?
Öyleyse, seni yarın görür müyüm?
It's already late, so I'll come over and see you tomorrow.
Çok geç. Sabaha bırakırım.
So go home, watch a movie... don't think about things, and I'll see you tomorrow at the courthouse.
Bu yüzden evine gidip film falan seyret. Bunları düşünme. - Yarın mahkeme salonunda görüşürüz.
She's probably looking for me, so I'm gonna go - but I'll see you tomorrow.
Muhtemelen beni arıyordur, Ben gideyim.. Ama yarın görüşeceğiz.
So I'll see you tomorrow.
Yarın görüşürüz, o zaman.
So... I'll see you tomorrow at 2 : 00.
Yarın ikide görüşürüz öyleyse.