English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / So i'm gonna

So i'm gonna translate Turkish

10,537 parallel translation
So I'm gonna bring these guys all together.
Şimdi bu çocukları bir araya getireceğim.
So I'm gonna do that.
Onları seyredeceğim.
Oh, and nobody ate these, so I'm just gonna bring'em back.
Bunları kimse yemedi, geri götürüyorum.
So, when I get your ass downstairs, you gonna - take care of my boy, right?
Tamam, o zaman, seni aşağı götürüyorum adamlarımızdan biriyle ilgileneceksin tamam mı?
So, I'm just gonna have to rely on you then.
O zaman sana güvenmem gerekecek.
So here's what I'm gonna do. I'm gonna give this back to you. All of it.
O yüzden şöyle yapacağım bunu sana geri vereceğim.
All right, so look, man. This club shit is all right, but I want to know when we're gonna mix it up, move some weight.
Pekâlâ, bak dostum, bu kulüp işi çok iyi ama işleri ne zaman karıştıracağımızı bilmek istiyorum ne zaman mal satacağımızı.
So, you gonna make a move on that, or am I gonna do it?
- Hamle yapacak mısın yoksa ben mi yapayım?
You are gonna tell me why you're lying, or I am gonna squeeze your head so hard, that that fucking mustache is gonna pop off your head.
Neden yalan söylediğini anlatacaksın yoksa kafanı öyle bir sıkıştırırım ki o boktan bıyığın kafandan fırlayıp gider.
I'm gonna hit pause so I can kill that thing behind you.
Lafın keseceğim ama arkandaki şeyi öldürmem gerek.
Well, they're ready for you now, so Jason here is gonna wheel you into the operating room, then I'm gonna ask you a few questions, and then we're gonna get started, okay?
Operasyon ekibi hazır. Jason seni ameliyathaneye götürecek, sonra ben sana birkaç soru soracağım ve sonrasında da başlayacağız.
I'm afraid that they're gonna lock him up, and I've just never been as... so scared in my life.
Kilit altında tutacaklarından korkuyorum. Hiç bu kadar... Hiç böyle korkmadım ömrümde.
So, tomorrow morning, after you kiss her goodbye, I'm gonna let myself into her house, and I will make every trace of you disappear...
Yani yarın sabah sen ona elveda öpücüğü bıraktıktan sonra evine gireceğim ve senin ortadan kaybolman için gereken bütün izleri DNA, parmak izi, her ne bulursam yok edeceğim.
I- - I don't know what I'm gonna do about it, so...
Ne yapmalıyım bilmiyorum, yani...
And I don't know about you, but I am so inspired tonight, and in fact, I am gonna sing a song about it... because... that's how inspired I am.
Ve sizi tanımıyorum, fakat bu gece çok heyecanlıyım, ve doğrusu şu ki bu konu hakkında şarkı söyleyeceğim çünkü o kadar çok ilham aldım ki...
I knew I was gonna do something stupid when I got here, so I was like, "I'm gonna bring you a gift." Foresight.
Buraya geldiğim de budalaca bir şey yapacapımı biliyordum, bu yüzden de işte "Sana hediye getirdim." - Önsezi.
I'm gonna be doing some meditating, so, um...
Biraz meditasyon yapacağım, dolayısıyla...
I hate to be a buzzkill, but this is a gun-free zone, so I'm gonna have to take that off you.
Keyfinizi kaçırmak istemem ama burası silahsız alan. Bu yüzden o silahı elinizden almak zorunda kalacağım.
Given that you were the last person to see her, you've become what we call a person of interest, so I'm gonna ask you again, what were you doing in here?
Onu son gören kişi olarak biliniyorsun bu da seni ilgi odağımız haline getiriyor. O yüzden sana bir daha soracağım burada ne yapıyordun?
Oh, I'm gonna have so much fun suing you.
Seni dava etmekten büyük zevk alacağım.
Oh, I'm gonna save Raymond, all right, so I can beat some sense into him.
Raymond'u kurtaracağım, böylece onunla alay edebilirim.
So in, like, a minute, I'm gonna put down this radio, and I'm gonna listen to you tell me about yourself.
Bir dakika içinde, bu radyoyu yere koyacağım ve senin kendini anlatmanı dinleyeceğim.
So I'm gonna give you one chance to help yourself here.
Bu yüzden sana son bir şans daha vereceğim.
I'm so psyched Cal's gonna be with us.
- Evet. Cal de bizimle olacak diye heyecanlanmıştım.
Dude, I got you so hooked up, you're probably not even gonna have to touch your stuff.
Öyle bir ayarladım ki, malzemene dokunmana bile izin vermeyecekler.
I'm actually trying to work on something right now... dude, I'm gonna save the Molly for right before avilo, so it's, like, crazy intense.
Özür dilerim. Bir şey üzerinde çalışıyorum... Molly'yi Avilo'dan hemen önceye saklıyorum, çılgınca olsun diye.
So I'm gonna need your help, okay?
O yüzden yardımına ihtiyacım olacak, tamam mı?
So I'm gonna beat that boy tomorrow, beat him good, for Elon.
Bu yüzden yarın o çocuğu ben haklayacağım. Hem de ne biçim. Elon için.
'Cause they're not gonna remember me, so you have to tell them that I'm here.
Çünkü beni hatırlamayacaklar. Yani onlara burada olduğumu söylemelisin.
I'm not gonna miss the first game of the year so that you can make captain.
Yılın ilk maçını kaçırıp, seni kaptan yapmayacağım.
- So, I'm gonna go over there.
- Ben de oraya gideceğim.
I knew you were gonna ask me, so I thought I'd beat you to the punch.
Bana soracağını biliyordum, ben de erkenden davranayım dedim.
Just so you know, after I'm done with you, I'm gonna gut that slave girl just for kicks.
Bilesin diye söylüyorum, senin işini bitirince sırf zevk için o köle kadının bağırsaklarını çıkaracağım.
I was gonna give up being the Black Canary, but I realized I didn't know how I could because going out there and fighting alongside you guys, it's what makes me feel alive inside... And I love you guys so much.
Black Canary olmaktan vazgeçecektim ama nasıl yapacağımı bilmiyordum çünkü sizinle beraber dövüşmek beni canlı hissettiriyor ve sizi çok seviyorum.
I know you're scared, so I'm just gonna sit with you until you're ready to come out, okay?
Korktuğunu biliyorum, o yüzden oradan çıkana kadar, burada oturacağım tamam mı?
So when I'm in charge, I'm gonna make things different.
Ben de babamın yerine geçtiğimde her şey farklı olacak.
Lois, so help me God, if you don't let us out right this second, I'm gonna take a dump on your wedding dress!
Lois, şerefime kitabıma bizi derhâl dışarı çıkarmazsan gelinliğinin üzerine sıçacağım!
( laughs evilly ) I'm gonna get so molested.
Çok fena istismara uğrayacağım.
Yeah, I think so. Okay, looks like this is gonna be a stander-upper in the garage.
Pekâlâ, görünüşe göre garajda ayaküstü patlatacağım artık.
Look, Joe, I'm a little busy right now, so I'm gonna have the Somali pirate from Captain Phillips tell you something.
Bak Joe, şu an biraz meşgulüm. Yani sana bir şeyler söylemesi için "Kaptan Phillips" teki Somalili korsanı yönlendiriyorum.
All right, I just saw a sprinkler come on, so I'm gonna go bite at the water a little bit.
Bir fıskiyenin çalıştığını gördüm. Anlayacağın biraz su içip geleyim.
And then you go pick Sophie up at 12, and I'm gonna be a little late tonight, uh, so can you get dinner started, like, around five?
Ve sonra 12'de Sophie'yi alırsın bu gece biraz geç kalabilirim....... bu yüzden 5 civarı yemekte yapmaya başlasan olur mu?
Well, I certainly hope so, seeing as I'm gonna be your beloved father-in-law.
- Ben de öyle ummuştum.
I'm limited in what I can do, so this is gonna be a team effort.
Yapabileceklerim sınırlı o yüzden bir takım çalışması yapacağız.
Listen, you can play Boss Hogg all you want, but I'm not gonna let that girl bleed to death, so I tell you what :
Bak, istediğin kadar Boss Hogg gibi davranabilirsin ama bu kızın kan kaybından ölmesine izin veremem.
So, I'm gonna tell you that I... don't think of us as something in the past tense.
Sana şunu söyleyeyim... geçmişte olduğumuz gib olamayacağız.
Foster thinks there's something hinky about it, so I'm gonna go meet her.
Foster garip birşeyler olduğunu düşünüyor, onunla buluşacağım.
She thinks just'cause I'm pregnant means I'm gonna drop out, which it obviously doesn't, but if she has her baby, it'll be so much easier'cause she'll be taking care of hers anyway,
Sırf hamileyim diye okulu bırakacağım sanıyor ama bırakmayacağım. Ama onun da çocuğu olursa çok daha kolay olur çünkü zaten kendininkine bakıyor olacak.
So, I'll-I'll let you rest and I'm gonna go down and be with the kids.
Şimdi seni dinlenebilmen için yalnız bırakayım aşağıda çocuklarla vakit geçiririm.
So, I'm gonna need everybody to go through their expense reports for the last 12 months and make sure every charge corresponds to a client's case number.
Geçtiğimiz 12 ayın gider raporlarına ulaşmak ve yapılan tüm suçlamaların müşterinin dosya numarasıyla uyuştuğundan emin olmak için tüm çalışanlara ihtiyacım var.
I'm not gonna be around here to protect you, okay, so... No redheads. Leave her alone.
Seni korumak için buralarda olmayacağım o yüzden kızıl saçlıyla görüşmek yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]