So i'm leaving translate Turkish
514 parallel translation
I'm not good enough, so I'm leaving for your own good.
"Yeterince iyi değilim, seni düşündüğüm için gideceğim."
Madame, I'm leaving the door open so that the visitor won't hear the rattle of the lock.
Hanımefendi, kapıyı açık bırakıyorum ki ziyaretçiniz kilit tıkırtısını duymasın.
So, Petrovich, I am leaving my horse with you.
Petrovich atımı sana bırakıyorum.
I'm leaving for Norwich immediately after the tournament anyway so you may do what you please with him.
Kabul. Turnuvadan hemen sonra Norwich'e gidiyorum zaten. Onunla ne istersen yapabilirsin.
So I'm leaving.
Ben gidiyorum.
"Mr Passalacqua Co paid your creditors..." "In order to get me to leave. So I'm leaving..."
" Bay Passalacqua gitmem için bütün borcunuzu ödedi, o yüzden gidiyorum.
I'm sorry you're leaving so soon, Mr Beaumont.
Erken ayrıdığınıza üzüldüm Bay Beaumont.
And if he seems to care, say I'm passing through Paris, that I'm leaving soon, and that I'd be happy, so very happy, if he came to say hello.
Ve eğer ilgisini çekerse ona, Paris'e şöyle bir uğradığımı, yakında ayrılacağımı ve bir merhaba demeye gelirse çok mutlu olacağımı söyle.
Now, I think perhaps if you'II make my pardon to the ladies, alex... for my leaving so early, then I go... I think maybe, EmiI, it wouId be better if I came with you.
Şimdi, belki benim yerime bayanlardan af dilersin, AIex erken ayrıldığım için sonra giderim belki de, EmiI, seninle gelmem çok daha doğru olur.
I'm sorry you're leaving so soon, Mr. Smith.
Üzgünüm ama çok erken gideceksiniz, Bay Smith.
Well, so... I'm leaving at 7 A.M.
Sabah 7'de ayrılacağım.
I'm sorry you're leaving us so soon.
Bizden bu kadar erken ayrılacağınıza üzüldüm.
I'm leaving tomorrow, so don't worry.
Yarın ayrılıyorum bu yüzden üzülme.
He was so nervous before leaving, I had to tie his bowtie.
O kadar heyecanlıydı ki papyonunu ben bağladım.
I'm so glad to be leaving here.
Buradan ayrıldığına sevinmelisin.
I'm sorry you're leaving so soon.
Böyle erken gitmene üzüldüm.
The truth is... is that I... I'm not happy here or there, so, I'm leaving.
Gerçek şu ki aslında ne burada ne de orada mutlu değilim, o yüzden gidiyorum.
Perhaps I have been wrong in leaving her alone so long. Bring her to me, even if she's not yet ready.
Belki onu bu kadar uzun süre yalnız bırakmakla yanıldım.
I thought of leaving her once, but it's worked out so well that I've stayed on.
Bir keresinde ondan ayrılmak istedim ama beceremedim, ben de onunla kaldım.
I'm leaving - and so is Nadia
Ben gidiyorum... Nadia da aynı şekilde.
So I said, "In that case, I'm leaving the service."
Ben de, "Bu durumda görevimden istifa ediyorum." dedim.
So I'm leaving your horse in Red Rock, ten miles from here. An advantage you'll have to give me.
İşte bu yüzden, bana avantaj olması için atını 10 mil ötede, Red Rock'ta bırakacağım.
So bye then, I'm leaving before I get sick...
Hoşçakalın o zaman, hasta olmadan gideyim ben...
This isn't my reunion, so I'll be leaving you here.
Siz biraz hasret giderin, ben de buradan ayrılayım.
I'm leaving anyway, so g et married before that.
Her neyse, evlenip, ayrılıyorsun.
I'm not leaving here until the doctor says so.
Doktor izin verene kadar hiçbir yere gitmiyorum.
I'm so sad to be leaving. Come join us, machos!
İşte misojinler, buraya gelin.
I'm leaving early in the morning, so I won't get another chance.
Sabah erkenden ayrılacağım ve bir şansım daha olmayacak.
"I don't like you, so I'm leaving."
"Seni sevmiyorum ve bu yüzden gidiyorum."
Sophie and Edvard... I shall soon be leaving you and I'm so afraid of what will happen to our family.
Sophie ve Edvard yakında sizi terk edeceğim ve ailemizin başına geleceklerden çok korkuyorum.
I'm leaving so as not to feel like a vegetarian who eats worms.
Kendimi, solucan yiyen etyemezler gibi hissetmeden ayrılıyorum buradan.
Everything's fallen apart, so I'm leaving.
Ortalık karışmaya başladı. Bu yüzden gidiyorum.
Mr. Monk, I just want to tell you that I'm so sorry for leaving you here this morning.
Mr. Monk, bunu sana söylemek istiyorum Bu sabah seni burada bıraktığım için çok özür dilerim. Bir daha yapmayacağım.
I guess we're leaving now, so...
- Sanırım artık gidiyoruz.
I'm leaving early in the morning, so I shan't see you again.
Sabah erken gideceğim, yani seni tekrar göremeyeceğim.
So it's back to work. I'm leaving now.
Yani işine geri dönüyorsun.
And so, after leaving that delightful old man, who is so firmly convinced that his famous son is still alive, I began to wonder... is it possible?
Böylece meşhur oğlunun hala hayatta olduğuna inanan, zevkli ihtiyar adamdan ayrıldıktan sonra, düşünmeye başladım "bu mümkün olabilir mi?"
I'm leaving so soon. What's the point of complicating things now?
Çok yakında gidiyorum. şimdi işleri karıştırmanın anlamı nedir?
Very relaxing So this woman says to her husband, she says I'm leaving you
Kadın kocasına, onu terkedeceğini söyler.
I'm leaving you here for a few minutes, so I'm trusting you not to touch anything.
Seni birkaç dakikalığına bırakıyorum. Hiçbir şeye dokunmayacağına güveniyorum.
So I started leaving cookies for them under my bed.
Bu yüzden, yatağımın altına kurabiye bırakmaya başladım.
You see, young Ahmad, it saddens me so much... when I see them leaving these windows and these doors which I built with so much effort to go to the city.
Görüyorsun ya, genç Ahmet, onları bu kapıları ve bu pencereleri... bırakırken görmek beni o kadar çok üzüyor ki şehre gidebilmek için büyük çabayla yaptığım o kapı ve pencereleri
So I'm leaving.
Bu yüzden gidiyorum.
I need to go back he's basically gotten sucked back into the life that he left uh little something for the road don't worry I didn't make it when you saw that he was leaving you see how it just it impacts her so much
O bebeği doğurduğumu nasıl hayal bile edemiyorsam, doğurmadığımı da hayal bile edemiyorum. Ryan'ın morali gerçekten çok bozuktu, çünkü doğacak bebeğe bakmak için Chino'ya dönmesi gerekiyordu. Geri dönmem gerek.
And, I reminded myself, the tests revealed the powder wore off after 12 hours or so, leaving the victim completely normal again.
Ve, kendime şunu hatırlattım, testler gösteriyor ki tozun etkisi..... 12 saatin ardından bitiyor ve kurban tamamen normale dönüyor.
You'll be leaving soon, so I'm just asking.
Yakında gidiyorsun, o yüzden sadece soruyorum.
I got clearance and I'm leaving, so go.
İzin aldım ve uçacağım. Git.
So I'm leaving town.
Bu nedenle kenti terk ediyorum.
All right, so I made a teeny little mistake actually leaving on Labor Day, but it's done.
İşçi bayramında yola çıkarak ufak bir hata yaptım.
I'm leaving tomorrow, so if I don't get a chance to say goodbye, thanks again for your hospitality.
Yarın ayrılıyorum ve hoşçakal deme fırsatı bulamayabilirim, misafirperverliğin için teşekkür ederim.
So I won't be here. I'm leaving.
Ben de olmayacağım. Gidiyorum.
so i'm told 61
so i'm 150
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so i'm done 19
so i'm like 39
so i'm out 19
so i'm not 21
so i'm gonna go 44
so i'm here 34
so i'm 150
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so i'm done 19
so i'm like 39
so i'm out 19
so i'm not 21
so i'm gonna go 44
so i'm here 34