So i've been told translate Turkish
238 parallel translation
But coppers don't have imaginations, so I've been told.
Ama duyduğuma göre polislerin hiç hayal gücü yokmuş.
Yeah, so I've been told.
Ben de öyle duydum.
No, I've been told about it, so I know a little.
Hayır, biraz bahsetmişlerdi. Oradan biliyorum.
I'm so sorry that I don't remember him... because I've been told that he was a good man.
Çok özür dilerim onu hatırlamıyorum... ama iyi bir adam olduğunu söyleyebilirim.
So I've been told, sir.
Bana da öyle söylendi, efendim.
In the same year that Pharaoh was born. So I've been told.
Firavunun doğduğu yıl olduğu, bana söylendi.
- So I've been told.
- Duymuştum.
I've been told to have the wagon brought here at dawn so that these two men may leave.
Arabanın getirilmesini söyledim.. ... şafakta iki adam burayı terk edebilir.
So I've been told.
Bana da öyle dediler.
So I've been told, sir.
Bana öyle söylendi efendim.
I know they're not my knees or whatever, because I've been told so
Dizimin falan olduğunu biliyorum, çünkü öyle söyleniyor?
- So I've been told.
- Öyle diyorlar.
So I've been told.
Öyle diyorlar.
So I've been told.
- Biliyorum.
- So I've been told. - Mm.
Haberim var.
- SO I'VE BEEN TOLD.
Evet efendim.
- Better than yours, so I've been told.
- Anlattiklarina göre sen ¡ n gününden ¡ y ¡ ym ¡ s.
So far I've been told to shove off, get off, and go away.
Şimdiye kadar pek çok kere gitmemi, hattâ defolmamı söylediler.
Well, I do have a certain charm, or so I've been told.
Benim de bir çekiciliğim var.
- So I've been told.
- Söylemişlerdi.
- So I've been told.
- Evet. Öyle söylüyorlar.
Or so I've been told.
En azından öyle duydum.
It happens sometimes, so I've been told.
Bazen olur böyle şeyler.
Really. I mean, Bill and I haven't been getting along at all, and... I just couldn't do it any more, so I told him, and...
Yani Bill ve ben hiç anlaşamıyoruz ve ben de daha fazla buna dayanamıyorum, bunu ona söyledim ve...
So I've been told.
Daha önce de söylenmişti.
Secret's in the sauce, or so I've been told.
Sırrı sosunda... en azından bana öyle söylendi.
Maybe if I hadn't been so selfish... maybe if I could have told her I loved her... maybe things would be different now.
Eğer bu kadar bencil olmasaydım belki onu sevdiğimi söyleyebilirdim. Ve her şey çok farklı olurdu.
So I've been told to do whatever it takes to get you to tune in.
O yüzden ilginizi çekmem için her şeyi denemem söylendi.
So I've been told.
Öyle söylediler.
Meanwhile, the entire building has been evacuated... and we are being told to get out of the way, just back up... so for now, I'm Linda Montoya...
Bu arada, tüm bina boşaltıldı... ve her olasılığa karşın, buradan uzaklaşmamız söylendi... Ben Linda Montoya...
So I've been told.
Öyle anlatılırım.
So I've been told.
Ben de öyle söyledim.
I think Americans have been made to feel inhibited because they've been told so long by their critics by their scholars and commentators that they cannot do Shakespeare.
Bence Amerikalılar kendilerini tutuk hissetmeye zorlanıyor çünkü uzun zamandır eleştirmenleri, Shakespeare akademisyenleri onların Shakespeare'i beceremeyeceğini söylemiş durmuş.
- So I've been told.
- Öyle duydum.
It's been so long since I've told a story my way I don't know if I can, or if my father will let me.
Benim yolumla hikaye anlatalı çok uzun zaman oldu, yapabilirmiyim ya da babam bana izin verecekmi bilmiyorum.
- So I've been told.
- Hep öyle derler.
You have always been a weakness I can't afford. So you've told me.
Bu anda senden tek istediğim
Well, you're certainly capable, so i've been told.
Bana söylenenlere göre gerçekten bunu yapabilirsin.
So I've been told.
Yani bana... söylenen.
I've been told before, so don't tell me it's not true.
Daha önce söylemişlerdi, o yüzden doğru olmadığını söyleme.
Mind you, if it had been you, I'd have broken with Gibson and every mother's son of'em, so I told Gibson.
Sözümü dinle, sen olsaydın Gibson'la atışırdım ve hepsiyle de, Gibson'a da söyledim.
So I've been told.
Herkes öyle diyor.
Yeah. So I've been told.
Evet, bana böyle söylendi.
So I've been told.
Sana söylemiştim.
So I've been told.
Evet, söylemiştim.
So I've been told.
Öyle söylerler.
I've been told so.
Öyle haber aldım.
SO, THE REASON I CALLED YOU IS THAT, WELL, I'D BEEN THINKING ABOUT YOU, AND MY SISTER TOLD ME I NEED TO START LIVING LIFE,
Sizi aramamın sebebi,... sizi düşünüyor olmam,... kız kardeşim bana hayatı yaşamamı... ve yapmak istediklerimi yapmamı söyledi.
So I've been told.
En azından bana öyle söylendi.
"Raj, where have you been all this while?" I've told you so often to telephone me if you're going to be late Your telephone in the office wasn't reachable I spoke to Vivek and Deepak.
Raj, bunca zamandır nerelerdeydin defalarca söyledim, gecikeceğin zaman telefonla haber ver ofisteki telefonun çalışmıyor
And so, doctor, I began to see through all the lies that have been told to me.
Ve Doktor, ben de bana söylenen yalanların ardındaki gerçekleri görmeye başladım.
so i've heard 115
so i've noticed 16
so i've been thinking 26
i've been told 49
so i'm told 61
so i'm 150
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so i'm done 19
so i'm like 39
so i've noticed 16
so i've been thinking 26
i've been told 49
so i'm told 61
so i'm 150
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so i'm done 19
so i'm like 39