So what's it going to be translate Turkish
92 parallel translation
So what's it going to be?
Peki ne olacak?
So what's it going to be?
Ee ne olacak?
So, folks, what's it going to be?
Peki millet, sırada ne var?
- So, what's it going to be?
- Size ne getireyim?
That's the way it seems to be here... but your going back is what's so important
Burada olmanı isterdim... ama geri dönmen çok önemli ise
We'll never get rid of it, that's what they're going to be called, so I'll relax on that.
Asla kurtulamayacağız bunlardan bu şekilde kullanımlardan o yüzden takmayacağım.
And what's more, it not only looks solid but it seems to be going around in the wrong direction, so that when the real front side comes round, it seems to sort of eat it up.
Ve dahası, sadece içi dolu görünmediği gibi yanlış yönde dönüyor gibi görünüyor böylece asıl ön kısım geldiğinde, yavaşça kayboluyor gibi oluyor.
So, what's it going to be?
Seçiminiz nedir?
So, what's it going to be?
Eee, şimdi ne olacak?
So what's it going to be tonight?
Evet bu akşam ne yapıyoruz?
So what's it going to be, kids?
Sıradaki ne çocuklar?
So, what's it going to be?
Neye karar verdiniz?
So, what's it going to be, Triple X?
Peki ne olacak, Triple X?
I know it's hard to believe but I am not so old that I can't relate to what you might be going through.
inanmakta zorlanablirsiniz Ama ben duyduklarinizdan daha farkli Biri olabilirim.
Look, Steve's going with his ex and me, but I think he's gonna pretend to be with her, so I want my ex there, just to show him what it feels like.
Steve eski sevgilisi ve benimle gidiyor ama sanırım onunla birlikteymiş gibi yapacak. Eski sevgilimin orada olmasını istiyorum. Bunun nasıl bir duygu olduğunu anlasın.
So, what's it going to be?
Peki, ne olacak?
So, what's it going to be?
Evet. Şimdi ne olacak?
So, it's going to be 50 cents on the dollar, that's what things being the way they are.
Yani, dolara 50 sent olacak, işte bu işler bu hale geldiğinden.
The reason I came by is, uh... I--I--I'm not really very aggressive but I'm trying to be the kind of guy who just goes for what he wants so I'm just- - I'm just going to say it
Sebeb-i ziyaretim, çok sinirli biri değilimdir daha ziyade, istenilene boyun eğen kibar biri olmaya çalışıyorum o yüzden, şimdi söylüyorum.
So, what's it going to be, Triple X?
Nasıl olacak, Triple X?
If you don't start telling me what's going on, I'm going to be distracted, so spit it out.
Anlatmaya başlamazsan dikkatim dağılacak, en iyisi tükür şunu.
So what's it going to be?
Siz bilirsiniz.
[Chuckles] So, what's it going to be, man-cub?
Ee, simdi ne olacak, man-cub?
I was just thinking how difficult it must be to work out where everybody's going to sit at a banquet like this. What with so many Ambassadors from all sorts of countries, and Bishops and Generals coming.
Herkesin oturacağı yeri ayarlamak oldukça zor olmalı, çok sayıda büyükelçi, piskopos, general oluyor.
So what's it going to be?
Evet, ne olacak?
What he's saying is... you are going to be so bad at sex the first time... you don't want to have sex with someone you like...'cause they'll think you're a weirdo for being so lame at it.
Söylemeye çalıştığı şey ilk seksinde öyle felaket olursun ki hoşlandığın biriyle yapmak istemezsin. Çünkü hız manyağı olduğunu düşünürler.
So, what's it going to be this week? What is it?
Evet, bu hafta ne olacak?
But, be that as it may... and wishing Joanie Godspeed... this congregation gathers so that I can assure each of you... that our operation here at the Bella Union... is organised exactly... to capitalise on what this camp is ready for... and for what it's going to become.
Ama, öyle de olsa... Joanie'nin işlerinin rast gitmesini dileyerek... sizi buraya topladım, çünkü her birinizin... Bella Union'daki işimizin... tam olarak kampın hazır olduğu... ve gelecekte ulaşacağı noktadan yararlanmak üzere... düzenlendiğini bilmenizi istedim.
You want to be, but you're not. So you're trying to find some replacement, some temporary way to feel better, but it's not working and it's not going to work because a future of meaningless one-night stands and problematic penises is not what you want.
Bu yüzden onun yerine koyabileceğin kendini iyi hissettirecek, geçici şeyler bulmaya çalışıyorsun, ama bu işe yaramıyor ve işe yaramayacak
I thought my life was going to be so much more interesting than it's turned out, but what am I going to do about it, huh?
Hayatım çok daha ilginç olacak sanmıştım ama şimdi bunun için ne yapayım, ha?
So, to summarize what I reiterated, we're just going to play it cool, low key, nothing to be gained by drawing attention to ourselves.
Tekrarladığım şeyi özetlemek gerekirse, rahat ve sıradan olacağız, dikkatleri üzerimize çekecek birşey yapmayacağız.
So, what's it going to be?
Peki ne olacak?
So what's it going to be?
Şimdi ne olacak?
Right now your country needs your services, so what's it going to be?
Şimdi ülkenin sana ve hizmetlerine ihtiyacı var peki hangisini feda edeceksin?
It's just that I hardly see you now as it is, so what's it going to be like when you start traveling?
Seni şimdi bile zor görüyorum, bir de dolaşmaya başlayınca ne olacak?
- So, what's it going to be Nick?
- Peki, ne olacak Nick?
It may be difficult for the system to translate what's going on in McKay's brain so that colonel Sheppard can understand it.
Sistemin McKay'in rüyalarını dönüştürüp Yarbay Sheppard'ın anlayacağı şekilde dönüştürmesi zor olabilir.
And they also know that it's not going to be enough to feed everyone, and so, some of them, they're thinking, what can we do about that right now?
Ve biliyorlar ki bu, herkesi beslemeye yetmeyecek. Ve bazıları bu konuda ne yapabileceklerini düşünmeye başladılar şu anda.
So what's it going to be?
Yani ne olacak?
So Uwe, what's it going to be?
Evet Uwe, nasıl yapalım?
So what's it going to be next time?
Bir dahakine ne olacak?
So, what's it going to be?
Hangisi olacak?
So what's it going to be?
Peki, ne olacak?
So, this is what it's going to be like, us living together?
Beraber yaşamamız böyle mi olacak yani?
So, what's it going to be?
Nasıl yapacağız bu işi?
So what's it going to be?
Peki şimdi ne olacak?
So what's it going to be?
Ne olacak?
So, what's it going to be?
Napıyoruz peki?
It's just that I just spent so much time worrying about whether or not it--it was going to happen that I never- - had time to think about what it would be like when it did?
Zamanımın çoğunu bunun nasıl olacağını düşünmeden birden oluvermesi neye benzeyecek onu - - düşünerek geçiriyorsun değil mi?
So, what's it going to be, Messer?
Eee hangisini seçiyorsun Messer?
'Because that's what you're going to have to do - be prepared to fight and die,'so that this so-called government can live in luxury and pretend that it is not losing the war...'
Çünkü sizden bu beklenecek. Savaşmak ve ölmek böylece bu sözde hükümet, lüks içinde yaşayacak ve savaşı kazanıyormuş gibi yapacak. Ne yapıyorsun?