So what's on your mind translate Turkish
119 parallel translation
So that's what has been on your mind?
Demek aklındaki buydu.
Look, Trumbull, I know you pretty well, and you ain't the least bit concerned with my health, so what's on your mind, and how much is it going to cost me?
Bak Trumbull, Seni yeterince iyi tanıyorum. ve senin yapacağın son şey benim sağlığımla ilgilenmektir. Kafandan geçen nedir ve Bana neye mal olacak?
So, what's on your mind? Really want to know?
- Aklından neler geçiyor?
Taylor, it would help me out a lot if you'd just say what's on your mind... so I could understand you.
Taylor, Bana çok yardım edebilirdi, Eğer kafandakileri söyleseydin... Doğrusu, seni anlayabilrdim.
So what's on your mind?
Peki senin fikrin ne?
What's on your so-called mind?
Olmayan aklında ne var?
So what's on your mind, kemo sabe?
Peki aklında ne var, kemo sabe?
So, what's on your mind, Virg?
Kafanda neler var, Virgil?
So, what's on your mind, Bart?
Peki, aklında ne var, Bart?
So, what's on your mind, kemo sabe?
Peki aklında ne var, kemo sabe?
Tell me what's on your so-called mind.
Aklindan geçenleri söyle bakalim.
- So what's on your mind?
- Aklında ne var?
So, what's on your mind?
Pekala, aklında ne var?
So why don't you say what's really on your mind?
O zaman niye gerçekten aklında olanı söylemiyorsun?
But you had your mind set on a microscope, so that's what I got you.
Ama senin aklın mikroskoptaydı. O yüzden onu aldım
- l'm here, so say what's on your mind.
Ne söyleyeceksen söyle.
- So, what's on your mind?
- Pekala nedir ağzındaki bakla?
So, you going to tell me what's on your mind or not?
Aklına takılanı anlatacak mısın anlatmayacak mısın?
So, what's on your mind, Marge?
Neler düşünüyorsun Marge?
So, kids, what's on your mind?
Evet çocuklar, konuşmak istediğiniz konu ne?
So what's really on your mind, Corrado?
Kafandan ne geçiyor, Corrado?
So what's on your mind?
Yani kafanda ne var?
So, Lando, now that this is all done, what's on your mind?
Nefis. Lando, işler bittiğine göre, aklındakini söyleyebilirsin.
So you gonna tell me what's on your mind, or am I gonna have to smack it out of you?
Şimdi bana ne düşündüğünü söyleyecek misin yoksa ben zorla mı söyleteyim?
So why don't you just tell me what's on your mind?
O zaman neden kafanı kurcalayan şeyden bahsetmiyorsun?
So, I know you didn't come here to listen to me gripe... so tell me what's on your mind.
Herhalde sızlanmamı dinlemeye gelmediniz. Aklınızda ne var söyleyin bakalım.
- So, what's on your mind?
- Ee, kafanda ne var?
So, what's on your mind?
Aklında ne var?
So, what's on your mind, buddy?
Ne düşündün bakalım?
- So, what's on your mind?
- Aklını kurcalayan ne?
- So, Josh, what's on your mind?
- Josh, aklından neler geçiyor?
Okay, so, what's on your mind?
- Aklında ne var?
So anyway, Antônio, what's on your mind?
Her neyse Antônio, kafandan geçen ne?
So what's on your mind?
- Ee, ne vardı?
So, what's on your mind, Chief?
O zaman aklındaki ne şef?
So what's on your mind?
Ne düşünüyorsun, söyle bakalım.
So what's on your mind?
Peki kafanı meşgul eden ne?
So what's on your mind?
Ne için çağırdın?
So, Paul, what's on your mind?
- Ne istiyorsun Paul?
So what's on your mind, Carlos?
Sen ne düşünüyorsun Carlos?
OK. So, what's on your mind?
Aklından ne geçiyor?
I'll help you out so tell me what's on your mind.
Aklından geçenleri söyle ki sana yardımcı olayım.
So, what's on your mind, Mel?
Aklında ne vardı Mel?
So, what's on your mind, Hal?
Söyle bakalım, aklında ne var, Hal?
So what's on your mind?
Aklında ne var?
So just tell me, what's on your mind.
Bana aklındakini söyle.
So, what's on your mind, detectives?
Pekalai aklınızdan ne geçiyor dedektifler?
Dinner's waiting for me at home, so if you're not gonna tell me what's on your mind...
- Evde beni yemeğe bekliyorlar. Ne düşündüğünü söylemeyeceksen- -
So, what's on your mind, lieutenant?
Peki aklındaki nedir, teğmenim?
So what's on your mind?
Pekala ne için geldin?
So... So, what's on your mind?
Aklındaki nedir?