So what are you up to translate Turkish
238 parallel translation
So what are you up to tonight?
Bu gece ne yapacaksın?
So what are you up to?
Şimdi ne iş üstündesin?
So what are you up to?
Peki sen napıyorsun?
So what are you up to?
Neler yapıyorsun, Mandinga?
So what are you up to, Gracie?
E, neler karıştırıyorsun, Gracie?
So what are you up to in Organic Chem?
Organik Kimya'da ne okuyorsunuz?
So what are you up to?
Peki, nasıl gidiyor?
Uh, so what are you up to right now, sir?
Şu anda ne yapıyorsunuz efendim?
So what are you up to?
Neler yapıyorsun?
So what are you up to?
Ne yapmak istiyorsun?
So... what are you up to today?
- Bugün ne yapacaksın?
So, this what you are supposed to clean up.
Yani, gerektiği gibi temizlemelisiniz.
So, what are you up to?
Ne yapacaksın?
So... what are you up to?
Neyin peşindesin?
- So... what else? What are you up to?
- Daha başka neler yapıyorsun?
So, what are you two up to?
Eee, ne işler çeviriyorsunuz?
Don't come to Sal's no more. What are you so worked up about?
Ne diye böyle delirdin sen?
So, what are you guys up to today?
Pekala, Bugün ne yapıyorsunuz?
So, what are you going to be when you grow up?
Peki sen büyüyünce ne olacaksın?
So therefore, by suppressing the facts, the media are making a major contribution to some of... probably the worst act of genocide since the Holocaust. You say that what the media do is to ignore certain kinds of atrocities that are committed by us and our friends, and to play up enormously atrocities that are committed by them and our enemies.
İnsanların birbirleriyle konuşması, onları diğer bütün biyolojik sistemlerden ayıran yaratıcılıklarının yansıması ve insanlığın bu köklü özellikleri beni çok cezbediyor.
So what are you guys up to out there?
Neler yapıyorsunuz bakalım orada?
So what are you guys up to this afternoon?
Bugün ne yapıyorsunuz?
So, what are you up to?
Eee, ne yapıyorsunuz?
So dry what are you up to at college?
Siz kolejde ne yaparsınız?
Well, it's because the times are so hard that they want to have a little fun while they can. What are you up to?
Aslında, zaman gerçekten çok zor o yüzden birazcık eğlence istiyorlar.
I know, ignoring me. So, what are you up to?
Anlıyorum beni gömemezlikten geliyorsun.
Are you asking me to give up food and soap... and God knows what else, so I can starve and sing?
Yiyecekten, sabundan ve kim bilir daha başka nelerden vazgeçmemi ve aç kalıp şarkı söylememi mi istiyorsun?
So, uh, what are you up to?
Ee, sen neler yapıyorsun?
So, what are all of you up to?
Ee, sizler neler yapıyorsunuz?
So, what are you up to?
Ee, sen neler yapıyorsun?
So, what are you up to?
Sen de ne var ne yok?
So, what are you up to, Doc?
Ee, işler nasıl gidiyor, Doktor?
So what are you guys up to?
Neden buradasınız?
So, what are you up to?
Neler yapıyorsun? - Neler yapıyorsun?
So, what are you guys up to tonight?
Peki bu gece ne yapıyorsunuz çocuklar?
So, what are you kids up to?
Siz neler yapıyorsunuz?
So, what are you four up to?
Ee, siz dördünüz neler çeviriyorsunuz?
So, what are you guys up to?
- Ee, ne yapıyorsunuz?
- Great. So, what are you up to tonight?
Sen bu gece ne yapıyorsun?
So, Todd, what are you going to be when you grow up?
Evet, Todd, sen büyüyünce ne olacaksın peki?
So, what are you guys up to?
Siz neler yapıyorsunuz?
So, Vincent... what are you up to?
Vincent, sen neler yapıyorsun?
So what else are you up to?
Son zamanlarda ne yapıyorsun?
So, what are you up to?
Neler yapıyorsun?
- So, what are you up to tonight?
- Bu gece ne yapacaksın?
So, what are you up to these days?
Pekâlâ, bugünlerde neler yapıyorsun?
So what are you guys up to?
Siz çocukların burada ne işi var?
So speaking of, what are you two lovebirds up to tonight? Nothing.
Laf açılmışken, siz muhabbet kuşları bu akşam ne yapıyorsunuz?
I had this dream that I was stranded on a desert island and the only thing to eat was like, you know, sand and sticks... potato bugs and so on. And I woke up starving. What are you doing up at this hour?
Issız bir adada mahsur kalmıştım yenecek tek şey kum, çalı çırpı böcek gibi şeylerdi.
So, what are you up to these days?
Pekala, bugünlerde neler yapıyorsun?
So what are you up to today?
Gazete için işlerin var değil mi?