Sore translate Turkish
3,042 parallel translation
- No, she has only a sore throat. - Otherwise she is as fit as a fiddle.
- Hayır, sadece gırtlak daralması var.
You may be a little sore later.
Sonradan biraz ağrı yapabilir.
I feel a lot sore.
Şimdiden çok ağrıyor.
We stand out like sore fucking thumbs.
Yaralı baş parmak gibi direniyoruz.
It's just sore.
Biraz ağrıyor.
You can tell him he's going to be sore, he's been very lucky, and tomorrow we'll take the chest drain out.
Biraz acıyacağını, çok şanslı olduğunu ve yarın göğüs tüpünü çıkaracağımızı söyleyebilirsiniz.
I'm afraid I'm the man who gave you a sore head.
Korkarım kafandaki acının sebebi benim.
I guess those questions hit a sore spot with somebody.
Sanırım sorular birinin yarasına tuz bastı.
Mm. Why is my shoulder so sore?
Omzum niye bu kadar acıyor?
360 ) \ blur3 } Kitto sore wa hitotsu da yo to 360 ) \ blur3 } Are definitely one and the same
... kuşku yok ki aynı şeyler...
You know, technically, with a sore muscle, you should go cold, then hot.
Biliyor musun teknik olarak incinmiş bir kasla sıcaktan önce soğuğa girmen gerek.
It's kind of a sore subject.
Biraz gergin geçti.
Got anything for a sore head?
Baş ağrısı için bir şeyi olan var mı?
I can still feel how sore my toes got inside my red welly boots.
Kırmızı deri çizmelerimin içinde, ayaklarım nasıl acımıştı hala hatırlarım.
If I'm about to lose two of my best journalists then I'm entitled to feel a little sore.
Eğer ben en iyi iki gazetecimi kaybedeceksem, biraz sıkıntı çekeceğim muhakkak.
I-I'm still pretty sore.
Canım hâlâ oldukça acıyor.
We stick out like sore thumbs in this town.
Bu kasabada birbirimizden ayrılmamalıyız.
Actually, uh... My shoulder's kind of sore.
Aslına bakarsan omzum biraz ağrıyor gibi.
I've got a sore finger.
Parmağım çok kötü acıyor. Çok da tın!
Could you see if I'm getting a bed sore on my back?
Sırtımda yatak yarası olup olmadığına bakar mısın?
Well, you're gonna be "sore-y" when we put you in the hospital for free, eh?
Seni bedavadan hastaneye soktuğumuzda bir "özrün" olacak.
Can you cure my sore throat with your mind?
Boğaz ağrımı da zihninle iyileştirebilir misin?
I just feel like I got hit by a bus... sore all over, don't really remember why or anything about the last couple of days.
Sanki otobüs çarpmış gibiyim... Her yerim ağrıyor, ve ne olduğunu hatırlamıyorum. Hatta son bir kaç günde ne oldu hatırlamıyorum.
If you think this is over... Now, now, don't be a sore loser.
Bu işin bittiğini düşünüyorsan...
It's all right if you want to be a sore winner.
Sen kazanmak istiyorsan, sorun değil.
And you're gonna wanna start drinking tea'cause your throat will get sore.
Ve çay içmeye başlamak isteyeceksiniz çünkü boğazınız ağrıyacak.
He's gonna be sore for a while.
Bir sure agrilari olacak.
Sore loser.
Kaybetmeyi kaldıramadın değil mi?
You're a sight for sore eyes.
Yüzünü görmek güzel.
Officer Dewhurst you're a sight for sore eyes.
Memur Dewhurst, sizi görmek ne büyük bir zevk.
Sore, but I can still kick a deserving ass if called upon.
Ağrıyor ama yine de gerektiğinde birinin kıçına tekmeyi basabilirim.
I'm sore, but all the pieces are in one place.
Kusura bakmayın ama, kontrol etmek zorundaydım.
I'm going to do throat cultures on all of you, but in the meantime, is there anyone here who has a sore throat?
Hepinizin boğazlarını kontrol edeceğim ama bu arada aranızda boğazı ağrıyan var mı?
Tired and sore.
Yorgun ve ağrılı.
You're a kind of a sore subject.
Bayağı acınası bir şey olmuşsun sen.
Yeah, your ribs are gonna be sore for a bit, so- - you in any pain at all? Mm. No, sir.
Kaburgaların birkaç gün sızlayabilir,... herhangi bir ağrı hissediyor musun?
He is gonna have one sore ass tomorrow.
Yarın poposu çok fena acıyacak.
It's a little sore.
Biraz acıyormuş. Neresi?
That sounds like a lot of places to be sore.
Çok yeri acıyor galiba.
I want you to pour my wine, laugh at my jokes, rub my legs when they're sore after a day's ride.
Şarabımı koymanı, esprilerime gülmeni bir gün ata bindikten sonra bacaklarımı ovmanı istiyorum.
You're a sight for sore eyes.
Yüzünü gören cennetlik.
Oh, no, no, actually it's not sore and this comes off tomorrow. Oh!
Hayır hayır, sancısı yok, yarın bundan kurtuluyorum zaten.
And my neck's sore and my shoulder hurts.
Boynum ve omzum ağrıyor.
- It's about sore losers- -
- Bu hazımsız kaybedenlerle ilgili- -
Sore.
Acıyor.
After last year's human chess fiasco, there were a lot of sore losers.
Geçen seneki insan satrancı fiyaskosundan sonra,... kaybetmeyi hazmedemeyen bir sürü insan gördük.
He's gonna be a little sore...
Sadece küçük bir yaran olacak..
You are a sight for sore eyes. You too, Aya.
Sen çok duyarlısın.Sende, Aya.
Don't be a sore loser.
Mızıkçılık yapma.
Are you sore?
Acı veriyor mu?
He's a sore loser.
Kaybetmeye dayanamıyor.