Specter translate Turkish
601 parallel translation
Because if I did not my nights would be haunted by the specter of a man expiating, under the most frightful torture, a crime he never committed.
Çünkü söylemezsem uykularımdaki suç işlememiş bir adamın hayaleti kefaretini ödemeden peşimi bırakmayacak ve rüyalarımda işkence etmeye devam edecek.
Spirit of the Future, I fear you more than any other specter that I've seen.
Geleceğin ruhu, senden gördüğüm diğer hayaletlerden daha çok korkuyorum.
Nathan edward bledsoe, of the bowery bledsoes, a man once, a specter now, one of those myriad, modern-day ghosts that haunt the reeking nights of this city in search of a flop, a handout, a glass of forgetfulness.
Bowery'deki Bledsoe ailesinden Nathan Edward Bledsoe. Eskiden insandı, şimdi hayalet. Köhne şehrin gecelerinde gezen modern çağın hayaletlerinden biri.
Yes, I thought I saw a specter at your shoulder.
Evet, omuzunuzda bir hayalet ( SPECTRE ) gördüğümü sandım. - Ne demek istiyorsunuz?
It's your specter against mine, huh?
Hayaletiniz benimkine karşı.
But I need a Specter
Ama bir kişinin Specter'i oynaması gerekiyor
Playing a specter should suit me
Specter rolü bana yakışacaktır.
You were the Specter in Giraudoux's Intermezzo
Sen Giraudoux'un "Intermezzo" oyununda hayaleti oynamıştın.
It's the Specter, in Giraudoux's Intermezzo
Girraudoux un Intermezzo adlı oyunundaki hayalet
617 02 : 00 : 51,110 - - 02 : 00 : 54,375 was the specter of his fear of the forest... was the specter of his fear of the forest... conjured by the imagination... of a man grown old.
Muhtemelen Dersu'nun kaplan dediği şey orman korkusunun bir hayaliydi... Yaşlı bir adamın hayal gücünün yarattığı bir hayal.
Specter 7..
Görüntü 7..
Specter 3.
Görüntü 3.
And it was guided by the most fearful specter to ever sit in judgment over good and evil- -
Ve en korkak insan tarafından gerçekleştirildi 972 00 : 53 : 42,998 - - 00 : 53 : 46,058 iyi ve kötü hakkında karar verebilecek - iyi ve kötü hakkında karar verebilecek -
More than any specter I've seen.
Hiçbir hayaletten bu kadar korkmadım.
Specter.
Hayalet.
Every specter from hell.
Cehennemin bütün hayaletleriyle!
Do not confuse the specter of your origin... with your present worth, my sons.
Aslınızın hayalini şimdiki değerinizle karıştırmayın evlatlarım.
Spirit, I fear you more than any specter I have yet met.
Ruh. Karşılaştığım diğer hayaletlere kıyasla senden daha çok korktum.
I got an air conditioning repair for... Dr. Specter?
Dr. Specter'ın ofisindeki havalandırma tamiri için geldim.
I have to repair an air-conditioning unit for... Dr. Specter.
Dr. Specter'ın odasındaki havalandırmayı tamire geldim.
This says Dr. Specter's office.
Burada Dr. Specter'ın ofisi yazıyor.
Oh! Moxley, Specter.
Ha Moxley, ha Specter.
I've got an air-conditioning repair for, uh, Dr. Specter.
Dr. Specter'ın odasındaki havalandırma tamiri için geldim.
Please detain a worker with paperwork for Dr. Specter.
Elinde evrakla Dr. Specter'ın ofisi için gelen kişiyi alıkoyun.
Does my withered face remind you of the grim specter of death?
Pörsümüş suratım ölümün acımasız yüzünü mü hatırlatıyor size?
There were some sporadic battles, but the specter of fighting their countrymen proved too much for these rebel troops and they surrendered quickly.
Seyrek çatışmalar yaşandı. Ama görünüşe göre,... ülke sevgisiyle savaşan askerler bu asi gruba çok şey kanıtladı. Ve çabucak yakaladılar.
A specter used to frighten children into behaving.
Çocukları hizaya getirmek için anlatılan bir masal.
You don't care a great deal about your crew and introduce them to the specter of death at every opportunity.
Ama sen her seferinde, ölümle karşılaştığında mürettebatı pek düşünmüyorsun.
Yet, as we approach the coming millennium, we dare not shrink from the specter of inevitable change.
Bizler milenyuma yaklaşıyoruz, Değişimin gelişi kaçınılmaz ve biz ondan korkmuyoruz, ona meydan okuyoruz.
Sightless specter of the macabre.
Karanlığın korkunç hayaleti gibi.
No, because you've been using a naturalist code... and I think the ghostly specter shouldn't be so grand.
Hayır, çünkü natüralist bir ton kullanıyorsun... ve bence hayaletin korkutuculuğu bu kadar büyük olmamalı.
Some say his specter still roams the halls to this day.
Bazıları onun hayaletinin hala burada olduğunu söylüyor.
A specter dressed in black uh... at night. Accidents, no explanation...
Geceleri ortaya çıkan, siyahlar içinde bir hayalet, açıklanamayan kazalar...
A specter or a ghost Woman or man An animal I don't mind
Erkek ya da kadın veya hayvan bulabilseydim.
... power crises intensify, the specter of rolling blackouts goes from threat to reality.
... Güç krizleri şiddetleniyor, Kayan karartıların hayaleti gerçeklik korkusundan gelir.
If it's a haunting, the longer a specter is in the area the harder it is to convince them to leave.
Eğer avlanıyorsa, bölgede daha uzun zaman bulunmalıdır ve.. ... gitmeye ikna etmek daha zorlaşır.
The specter, the spook, the ghost.
Ruhu, hayaleti, hortlağı.
You're a specter...
Hayal ürünüsün.
The specter of terrorism looms large in the mind of Americans... and it cannot be ignored.
Amerikalıların akıllarındaki terörizm hayaletleri çok fazladır... ve görmezlikten gelinemez.
The specter of Marxist-Leninist controlled governments with ideological and political loytities to the Soviet Union proves that there's a direct challenge to which we must respond.
Ürkütücü Marksist-Leninist kontrollü hükümetler Sovyetler Birliği'ne ideolojik ve politik bağlılıklarıyla yanıt vermemiz gereken doğrudan bir meydan okumanın var olduğunu kanıtlıyor.
The specter of death does not daunt me for I am already dead.
Ölüm meleği beni korkutamıyor çünkü ben zaten ölüyüm.
The black specter of two lives torn asunder.
Ah, parçalanmış iki hayatın üzücü hali.
21 years all alone in Spandau Prison. So powerful was this specter of this one man that after he was dead, they tore down Spandau. They wanted no trace of him left behind.
Belki sana sıradan gelebilir ama bu süre boyunca bişeyler düzelsin diye uğraşıldı ama o öldükten sonra herşey tersine döndü ve masumlar katlediliyorlar
The specter at the feast!
Heyula şölene teşrif etmiş!
When a crime in our midst raises the specter of intolerance,
Aramızda işlenen bir suç, hoşgörüsüzlüğün hayaletini ortaya çıkarttığında,
Yeah of course, there is an imaginary specter of economic loss that informs that but the real battle or the real threat lays in a shift in the ways that we think of the possibilities of ourselves as creators and not merely as consumers.
Elbette, bunu kanıt olarak gösteren yapay bir ekonomik kayıp ve zarar heyulası da yok değil. Ancak, gerçek savaş ya da gerçek tehdit, salt tüketen bireyler olarak değil de, birer yaratıcı olarak sahip olduğumuz potansiyellere dair algımızın değişmiş olması.
Specter?
Gulyabani?
Specter Tracker X-2000.
Specter Tracker X-2000.
- What do you mean? - The specter of defeat.
- Yenilginin hayaleti.
Team leader, this is Spectre.
Ekip liderleri, ben Specter.
It was like the specter of death.
Ölümün habercisi gibiydi.