English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Spellbound

Spellbound translate Turkish

88 parallel translation
"Father Henrik, Brother John is spellbound."
"Peder Henrik, Kardeş John büyülenmiş."
Mongolian bandits, mind you, listening spellbound.
Moğol haydutlar, sizi önemserler, can kulağıyla dinlerler.
I was spellbound.
Büyülenmiştim.
And I must say that he had the spellbound air.
Sizden çok etkilendiğini söylemem gerekir!
Like all Chinese, I'm spellbound by my own country.
Bütün Çinliler gibi ülkem beni büyülüyor.
My only consolation is that some portions of our program are so fascinating... that they hold the viewer spellbound.
Tek tesellim, programın bazı bölümleri çok güzel ve izleyiciyi büyülenmiş bir vaziyette bırakıyor.
" 1942, Spellbound.
1942, Spellbound.
I feel spellbound.
Büyülenmiş gibiyim.
And Id had them believed, which had me spellbound, if not appalled.
Bana inanmalarını sağlamıştım ve bu beni dehşete düşürmese de, büyülemişti.
- You've seen Spellbound four times.
Spellbound filmini 4 kere izledin.
The beauty and wiles of Carillon hold our people spellbound.
Carillon'un güzelliği ve kumar oyunları insanlarımızı büyülemiş durumda.
The beauty and wiles of Carillon hold our people spellbound.
Carillonun güzelliği ve hileleri insanlarımızı büyülüyor.
I think we're spellbound by the old folk and have been shrunk
Sanırım O ihtiyar bize büyü yaptı ve bizi küçülttü
Right We're spellbound and turned into puppets
Evet hepimiz bir büyü altındayız ve kuklalara dönüştürüldük
My wife was spellbound, weren't you?
Eşim de büyülendi, öyle değil mi?
I was spellbound the whole time.
- Tamamen büyülenmiş gibiydim.
I'm spellbound.
Büyülendim.
You held us all spellbound with a tale of a Hur'q cloth and how it was going to lead you to the Sword.
Hepimizi bir Hur'q kumaşı ve nasıl da seni kılıca götüreceği ile ilgili bir masalla büyülemiştin.
Perhaps I'm spellbound by the Kingdom, like everyone else.
Belki de benim kaderim Kingdom'da. Tıpkı diğerleri gibi.
Students from other colleges would be spellbound.
diğer kolejlerin öğrencileri büyülenecek.
"I'm spellbound"
"Ben, büyülendim"
"l'm spellbound, my love"
"Aşk'ın büyülemiş"
Sometimes I'm spellbound by figure-skating contests I see on TV. They're usually couples.
Bazen tv de izlediğim buz..... patenlerini hatırlatır bana.
You're still spellbound by your communist ghosts.
Sen hala, komünist hayaletlerinin etkisi altındasın.
- I feel spellbound.
- Büyülenmiş gibiyim.
The tunes you played had me spellbound.
Takılmışım çaldığın havalara.
That was great! I was spellbound!
Sizin müziğinizde kendimi kaybettim!
At least Billie's spellbound parents will.
En azından, Billie'nin büyülenmiş ailesi yapacak.
I stood there spellbound with your beauty Anticipating, always there on duty
Güzelliğinle büyülenmiş duruyordum, daima hazır bekleyerek.
Soon a thousand strangers were making spellbound pilgrimages to the cottage or were venerating the iced remains in Seidenfaden's cooling room.
Çok geçmeden, binlerce yabancı büyülenmiş bir halde kulübeye Seidenfaden'in soğutma odasındaki buzlu cesedi görmeye akın ettiler.
Everybody was spellbound in the watching of it.
Herkes O'nu izlerken büyülenmişti.
Queen Victoria, for one, found them painfully and disagreeably human. But another visitor was spellbound.
Kraliçe Viktoria, bir kere, onları acı verici ve can sıkıcı bir şekilde insana benzer bulmuştu.
Cerberus is spellbound and the musician has his opening.
Cerberus büyülenir ve müzisyenin yolu açılır.
"and savage beasts lay spellbound at his feet."
"ve yabani hayvanlar ayaklarında büyülenmiş bir şekilde uzanırmış."
Masses of uniformed men, stupefying to the eye, and incredible to the imagination have stood in spellbound audience of the Fuhrer.
Üniformalılardan oluşan kalabalık grup bir bütünlük içinde Führer'in karşısındaki yerini aldı.
- Yes. L.A.'s art fans watched, spellbound, as a major new star was born before their very eyes.
Los Angeles'ın sanat camiası yeni bir yıldızın doğuşunu izlemekten büyülenmiş gibiydiler.
♪ Your attitude has left me spellbound. ♪
Senin tutumun beni büyülüyor.
Jessica, you were spellbound.
Jessica, büyülenmiştin.
It's a spell of love ( Spellbound )
Bu aşkın büyüsü.
It's a spell of love ( Spellbound )
Bu aşkın büyüsü. Bu aşkın büyüsü.
And if you're looking forward to a wonderful evening, you might want to check out Foster Prentiss, the psychic who has spellbound audiences with his incredible medium skills.
Ve eğer güzel bir akşam da geçirmek istiyorsanız medyum numaralarıyla seyirciyi kendine hayran bırakan Foster Prentiss'ı izleyebilirsiniz.
Everyone's spellbound. "
Büyülüyor herkesi. "
"They are so amazing. Everyone's spellbound."
"İnanılmazlar büyülüyor herkesi."
"They are so amazing. Everyone's spellbound."
"İnanılmazlar, büyülüyor herkesi."
"Everyone's spellbound."
"Herkesi büyülüyorsun."
Nearly 20 years later, the surrealist Salvador Dali used its imagery of multiple eyes, in a dream sequence he designed for Alfred Hitchcock's film Spellbound.
20 yıl sonra gerçeküstücü Dali çok sayıdaki göz kullandı hem de Alfred Hitchcock'un "Öldüren Hatıralar" filmindeki rüyada. Bir kumarhane olmalı.
You had me spellbound, you know.
Gerçekten çok etkilediniz bizi ya.
We are hopelessly spellbound.
Umutsuzca büyüleniyoruz.
Since that day you first started telling me about Doctor Who, I've been spellbound.
Bana Doctor Who'dan ilk bahsetmeye başladığın günden beri,... büyülenmiş bir şekilde bağlandım.
Spellbound!
Bağlandım!
Know the expression "spellbound?"
- Kadere inanır mısınız?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]