English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Spike

Spike translate Turkish

3,424 parallel translation
Spike?
Spike!
Spike!
Spike!
Spike, he left his phone so we couldn't track him.
Spike, telefonu yanında değil. O yüzden ulaşamayız.
Mac, it's spike.
Mac! Ben, Spike.
Spike, you've gotta know I'd never do anything...
Spike, şunu bilmelisin ki, niyetim kimseye zarar vermek değildi.
I couldn't face losing my little girl, spike.
Kızımı da kaybetmeyi göze alamam, Spike.
He's got my little girl, spike!
Kızımı ellerinde, Spike!
Spike.
Spike!
Spike...
Spike...
Spike, promise me she won't be alone.
Spike, ona sahip çıkacağına söz ver.
You don't have to, spike, I can handle it.
Hiç gerek yok, Spike Ben hallederim.
Hey, Spike, see if there's a connection between the Sultan Grill and someone named Riyaz.
Spike! Sultan Kebap ve Riyaz adında birisi arasında bir bağ var mı, araştır bakalım.
- Spike?
- Spike!
Thanks, Spike.
Sağ ol, Spike.
Hey, Spike, a lot of these email threats are being sent from the same I.P. address.
Spike! Birçok tehdit maili var. Tamamına yakını, aynı I.P. adresi üzerinden gönderilmiş.
Talk to me, Spike.
Bir şey söyle, Spike.
What does that mean, Spike?
Ne demek istiyorsun, Spike?
Okay, Spike, what do we got?
Spike, ne yapıyoruz?
Spike, wordy, you take the back.
Spike, Wordy, siz arkayı kollayın.
Spike, shut down the ventilation system.
Spike, havalandırmayı kapat!
So, spike and Sam, you work from inside.
Spike ve Sam, siz aralarına sızacaksınız.
Spike, standing by.
Spike! Hazır olun!
Give it to her, spike.
Ver gitsin şunu, Spike!
- Spike.
- Spike!
What do need here, spike?
Tam olarak ne istiyorsun, Spike?
Spike and Jules, you head to the hangar.
Spike ve Jules, siz hangara doğru yol alın.
Spike, cut the engine.
Spike, motoru kapat!
Spike, hold.
Spike, beklemede kal!
That's a big spike in dyscoordination.
Diskoordinasyon meydana gelen büyük bir pik.
I-I feel like I'm... never seen a fever spike this fast before.
Kendimi biraz... Ateşin bu kadar hızlı yükseldiğini hiç görmemiştim.
The interface is showing a dangerous spike in biocortex activity.
Arayüz biokorteks aktivitesinin tehlikeli noktaya geldiğini gösteriyor.
Spike, I don't think we go...
Spike, sanırım bunu alamadık...
Rick's going off on you right now, Spike.
Rick şu anda sana saydırıyor Spike.
There was a brief spike, but then the levels returned to normal.
Ani bir fırlama oldu ama sonra normale döndü.
I planned to spike the whole punch bowl, but we couldn't produce enough in time, so I decided to slip the mescaline into Randolph Littlefair's drink.
Herkesin içtiği kaseye koymayı planlıyordum ama o zamana kadar yeterince üretemedik. Bu yüzden meskalini Randolph Littlefair'ın içkisine koymaya karar verdim. - Littlefair mı?
So you have the economic growth going up - price spike - everything shuts down.
O halde ekonomik büyüme yükselişteyken - bir anda fiyatlar fırlar - ve her şey bir anda durur.
Then I get serge or spike or sludge or whatever his name is, the faceless guy...
Sonra Serge mi Spike mı yoksa Sludge mı adı her ne ise o suratsız adamı gördüm...
Spike, Spike, come over here, Spike.
Spike, buraya gel, Spike.
Spike, come on over here.
Spike, gel buraya.
You want to go away with Spike?
Spike'la gitmek ister misin?
I'll have your head on a spike!
Kafanı kazığa geçireceğim!
Spike?
- Spike!
Spike, he went through a door that wasn't on the map.
Spike, diğer tarafa geçti! Burası kat planlarında yoktu.
Spike, you're Sierra.
Spike, Sierra konumuna geç.
- Spike.
Selam! Spike.
You don't look very Spiky.
Sende hiç Spike tipi yok nedense.
He's livecasting.
Canlı bağlantı yapıyordu... Spike!
Hey, Spike, you find the photo yet?
Fotoğrafını bulabildin mi?
Spike : Well, we've got a lot of eyeballs peeled, there should be some sightings soon.
Öyle bir sevgi seli var ki yakında illa ki haberi çıkar.
Spike, we got her phone.
Spike, telefonunu aldık.
- Spike?
- Spike mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]