English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Squash

Squash translate Turkish

990 parallel translation
- Like to play a little squash?
- Biraz duvar tenisi oynayalım mı?
I don't squash roaches!
Şükret ki böcek bile ezemem ben.
- Knocked his head plumb to squash.
- Kafasını dağıttım.
I'm gonna get me a whole big bunch of grapes off a bush and I'm gonna squash them all over my face and let the juice drain down off of my chin.
Bir sarmaşıktan koca bir salkım üzüm koparacağım, ve hepsini suratımda ezip üzüm suyunu çenemden akıtacağım.
Squash him like a fly...
Onu sinek gibi ezip...
Squash them in like a lot of bugs if you did.
Aksi takdirde içerisi balık istifi gibi olacaktır.
Tender yellow young squash we sell down here at the Ranch Market.
- Çiftlik pazarında taze sarı kabaklar satıyoruz.
And by the way, there is a little lady who really knows squash.
Bu arada kabaklardan anlayan genç bir bayan var.
those people : Worms dragging... that I could squash in an instant.
Şu insanlar... solucan gibi sürünüyorlar... hepsini bir saniyede ezebilirim.
You take ten, twelve cloves of garlic and squash them....... then you put them under your armpit.
On-on iki diş sarımsak alıp ezin sonra da bunları koltukaltınıza koyun.
How about a nice lemon squash or a beer?
Limonata ya da bira ister misin?
They serve an outstanding lemon squash.
Olağanüstü limonata yapıyorlar.
- A lemon squash.
- Limonata.
Or I shall take this 85-cent Havana panatela, and I shall squash it...
Yoksa bu 85-sentlik Havana panatellasını alır...
It's not murder to squash ticks and lice.
Kenelerle bitleri ezmek cinayet değildir.
They'll squash us like bedbugs.
Bizi böcek gibi ezecekler.
We're a fertile land for corn, beans, squash, rumble-seat sex, and revivalism.
Balkabağı, fasulye, mısır, arabada seks ve uyanışçılık için bereketli bir toprağız.
They discuss stereos over coffee and lemon squash take turns to see each other home and talk for hours in doorways.
Kahveler ve limonatalar hakkında tartıştılar. Birbirlerini evlerinin önüne kadar geçirip saatlerce kapı önünde konuştular.
We're settling in. We built a squash court.
Duvar tenisi kortu yaptık.
Jolly good about the squash court.
Duvar tenisi iyi olmuş.
O squash flower
Ey benim balkabağım
Alexey is right - the last sacrifice is better than idling in the outer space... waiting for a meteorite to squash you.
Alexey doğrudur - uzaydaki son kurban daha iyidir..... bir göktaşının ezmesini bekliyor. Gibi. - Sende ne kadar var, Ivan?
Squash me, will ya?
Ezecektin beni değil mi?
We can squash that little bug anytime we want.
O küçük böceği istediğimiz zaman ezebiliriz.
You fools! Soon I'll squash you like insects!
Yakında sizleri böcek gibi ezeceğim!
You can still squash cooties.
Çok kötü ezmişler.
I tell you what, why don't you do an hour's squash every morning?
Ne diyeceğim, niye her sabah bir saat duvar tenisi oynamıyorsun?
He's gonna squash us in this sardine can.
Bu teneke kutuda ezileceğiz.
You know, if he, like, picks up a drink, he's gotta look like he's gonna squash it.
Bilirsin, eğer, mesela, içki alıyorsa, kıracakmış gibi yapar.
I can squash you, and that would be an interesting sensation, yes.
Seni ezebilirim, ilginç bir heyecan olurdu.
Squash.
Meyve suyu.
I could squash you like a wormy apple.
Seni çürük bir elma gibi ezebilirim.
I'm going to squash him.
Onu ezeceğim.
I'll squash you like a bug.
Seni böcek gibi ezerim.
But if I get angry I'll squash you like an ant!
Ama kızarsam seni bir karınca gibi ezerim!
With this mace I'll squash them like...
Bu topuzla ezince, aynı şeye benz...
Leave Sadie alone, you little toad, or I'll squash you flat as a lily pad.
Sadie'yi rahat bırak, seni küçük kurbağa, yoksa seni nilüfer yaprağına çeviririm.
Yes, we've played squash together.
Evet, birlikte duvar tenisi oynadık.
There is only one thing worse than playing squash together
Birlikte duvar tenisi oynamaktan kötü tek şey vardır o da, yalnız oynamak.
I should've pulled away from you by now and now I think I will simply pull myself together and squash out your miserable life.
Şu andan itibaren senden kurtulmamız lazım. Ve bence artık kendimizi senden kurtarma zamanı geldi. Ve senin sefil hayatını ezme vakti.
Mrs. Kelly, I do not pay my lawyers to play squash!
Bayan Kelly, avukatlarıma squash oyunu için para vermiyorum!
Tennis, golf, squash...
Tenis, golf, squash oynayabilirsin.
Have you had any sex since squash?
- Squash'tan beri kimseyle seviştin mi?
We can play squash some other time.
Squash'i başka zaman oynarız.
A gin and orange, a lemon squash and a scotch and water, please.
Portakal ve cin, limon ezmesi ve bir viski ve su, lütfen.
A gin and orange, a lemon squash and a scotch and water, please!
Cin ve portakal, limon ezmesi, viski ve su lütfen.
A gin and orange, a lemon squash and a scotch and water, please!
Bir cin ve portakal, limon ezmesi ve viski ve su, lütfen ama!
A gin and orange, a lemon squash and a scotch and water, please!
Bir cin ve portakal, limon ezmesi ve viski ve su alabilir miyim, lütfen!
My head would squash like an eggplant.
O zaman kafam patlıcan gibi ezilir.
I invited you on a whim, so it's slim pickings. Will squash do? - Sure.
Evde çok fazla şey yok, bulduğumuzu yiyeceğiz.
Squash it!
Kes!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]