Stace translate Turkish
232 parallel translation
I'll tell you something, Stace.
Sana bir şey söyleyeyim mi, Stace?
Now, Stace, I didn't mean nothin'..
Yok, Stace, bir şey demek istemedim.
- You got it, Stace.
- Hemen, Stace.
Stace, there's nothing to it.
Stace, hiç sorun değil.
And have that little Pacific Stereo sign on? Come on, Stace.
Ve üzerinde o küçük "Pacific Stereo" işaretini taşımasını mı?
Hey, it's his loss.
Hadi Stace. Hadi, bu onun kaybı.
Come on, Stace.
Kalk Stace.
I don't know, but a nigga like Stace gotta get his eat on and shit, man.
Bilmiyorum ama Stace abinizin karnını doyurması şart.
Get out of my business, Stace.
İşine bak Stace.
Stace, call 9-1-1.
Stace, 911'i ara.
WAYNE : I'm serious, Stace.
- Ben ciddiyim Stace.
Oh, I don't know, Stace.
Bilmiyorum Stace.
- Just kidding, Stace.
- Sadece şaka, Stace.
- Come on, Stace.
- Yapma, Stace.
- Stace, let her tell the story.
- Stace, bırak hikâyeyi anlatsın. - İzin veriyorum.
Stace, he's a dog.
Stace, o bir köpek. Tamam mı?
Hey, Stace?
Hey, Stace?
And, Stace?
Stace?
That's what you told her, right, Stace?
Ona bu şekilde dedin, öyle değil mi, Stace?
- You wanna tell him, Stace, or shall I?
- Ona sen mi söylemek istersin, Stace, yoksa ben mi söyleyeyim?
And I hope one day you can understand that you got what you wanted, Stace :
Ve umarım bir gün ne istediğini anlarsın, Stace :
Stace.
Selam Stace.
Hey Stace.
Selam Stace.
- Stace?
- Stacie?
Yeah, Stace.
Bravo Stace.
- Yeah, Stace.
- Evet Stace.
- Where'd that come from, Stace?
- Bu nereden çıktı, Stace?
Go, Stace.
Bravo Stace.
Come in, Stace.
İçeri gir Stace.
Look at the moon, Stace.
Aya bak Stace.
- Yeah, Stace.
- Aferin Stace.
Wow, you're famous, Stace. The God Squad.
Vay canına, amma ünlüsün Stace.
Stace.
Stace.
But you're not going to rat out your Uncle Stace now, are you?
fakat State amcana kalleşlik etmeyeceksin, değil mi?
Stace?
Stace?
Stace, can I have a word?
Stacie, bir şey sorabilir miyim?
I still love you, Stace.
Seni hala seviyorum, Stacie.
You and Stace still not hitched yet.
Sen ve Stacie henüz bağlanmamışsınız.
Think of the returns, Stace.
Sana kazandıracaklarını düşün Stacie.
I know every inch of you, Stace.
Her santimetrekareni biliyorum Stacie.
I've ordered you a Kir Royale, Stace, just for old times'sake.
Eski günlerin hatırına sana çoktan Kir Royale ısmarladım Stacie.
Stace, that thing we talked about.
Stacie, hani şu konuştuğumuz şey var ya.
Come on, Stace.
Hadi ama Stacie.
You always could think on your feet, Stace.
Her zaman pratik düşünürdün zaten Stacie.
Come on, Stace.
Hadi, Stace.
Stace?
Stacey?
Stace! Good job tonight.
Stace, bugün çok iyiydin.
I'm coming, Stace!
Dur. Dur.
No, Stace, no. I can't go work in that department. Look at that pitiful-ass excuse for fashion over there.
Bu akşam Uluslararası Tıp Derneği'nin başkanıyla toplantım var.
- Stace?
- Stace?
Maybe if you stuck to one of your diets... you could get some in real life.
Su ise bak Stace.