Steele translate Turkish
617 parallel translation
Dr. Steele has closed his office, you know.
Dr. Steele bürosunu kapattı, biliyorsunuz.
This is Dr. Steele.
Bu Dr. Steele.
- Dr. Steele will talk to you.
- Dr. Steele sizinle konuşacak.
Dr. Steele?
Dr. Steele?
Yes, Dr. Steele is all through in Surgery 7.
Evet Dr. Steele 7. ameliyathanede.
Hang it all, Steele.
Hepsinin canı cehenneme, Steele.
What's the matter, Steele?
Sorun nedir, Steele?
- Colonel Mantle, Dr. Steele.
- Colonel Mantle, Dr. Steele.
- How do you do, Dr. Steele?
- Memnun oldum Dr. Steele.
Dr. Steele, when you came down to Judith's room right after the operation you had a certain look on your face.
Dr. Steele, ameliyattan hemen sonra Judith'in odasına geldiğinizde yüzünüzde bir bakış vardı.
May I speak to Dr. Steele, please?
Dr. Steele ile konuşabilir miyim lütfen?
This is Dr. Steele.
Ben Dr. Steele.
"To all to whom these present shall come, greeting be it known Frederick Steele as a fellow of the something-or-other."
"İşbu belgenin ibraz edileceği tüm kişi / kuruluşlara bilmem ne üyesi olan Frederick Steele selamlar falan filan.."
- You remember the eminent Dr. Steele.
- Ünlü Dr. Steele'i hatırlarsınız.
The kind Dr. Steele.
Nazik Dr. Steele.
- Dr. Steele?
- Dr. Steele?
Was that Steele you were calling up?
Steele'i mi arıyordun?
Sure is, Mrs. Steele.
Şüphesiz, Bayan Steele.
- Fine, Mrs. Steele.
- İyi, Bayan, Steele.
" Doctor Frederick Steele, Brattleboro, Vermont.
" Doktor Frederick Steele, Brattleboro, Vermont.
I wanted Gen. Steele to see your faces when you heard.
Duyduğunuzda, Gen. Steele'in yüzünüzü görmesini istedim.
Cold Steele?
Süngü Steele mi?
General Steele?
General Steele?
Dix Steele!
Dix Steele!
- Hi, Max. Honey, let me have that book I left here for Mr. Steele.
Tatlım, Bay Steele'in alması için bıraktığım kitabı verebilir misin?
Mr. Steele, could I keep the book till you come out?
Siz çıkana kadar kitap bende kalabilir mi Bay Steele?
- Good evening, Mr. Steele.
- İyi akşamlar Bay Steele. - İyi akşamlar.
Dix on Steele!
Dixon Steele!
Mr. Steele.
Bay Steele.
You asked me here to tell you the story of Alathea Bruce.
Bay Steele buraya geldim çünkü benden Alathea Bruce'un konusunu anlatmamı istediniz.
You puzzle me, Mr. Steele.
Beni şaşırtıyorsunuz Bay Steele.
- How long have you known Mr. Steele?
- Bay Steele'i ne zamandır tanıyorsun? - Orduda komutanımdı.
- Did you see Mr. Steele last night?
- Dün gece Bay Steele'i gördünüz mü? - Evet.
Did you see Mr. Steele after he and the girl entered his apartment?
Kız ile dairesine girdikten sonra Bay Steele'i bir daha gördünüz mü?
- Can you see his door from your room?
Yatak odanızdan Bay Steele'in kapısını görebiliyor musunuz?
For never meeting Mr. Steele, you've paid good attention to him.
Bay Steele ile tanışmadığınızı göz önüne alacak olursak ona oldukça dikkat çevirmişsiniz.
Do attractive young women often admire your face, Mr. Steele?
Genç ve güzel kadınlar yüzünüze hep böyle hayran kalırlar mı Bay Steele?
Would you say Steele was especially perturbed?
Steel'in tedirginlik hissettiğini söyleyebilir misin?
Notes on Dix on Steele, continued :
Dixon Steele hakkındaki notların devamı :
Charges Steele beat her up.
Steele'i kendisini dövmekle suçladı.
Mr. Steele's just gone to sleep.
Bay Steele az önce yatmaya gitti de.
On the night of the Atkinson murder, you looked at Dix on Steele...
Atkinson cinayetinin işlendiği gece buraya gelip Dixon Steele baktınız...
Since then, you and he have been inseparable.
Ama her nedense o zamandan beri siz ve Bay Steele birbirinizden ayrılmaz oldunuz.
But look at Mr. Steele's record :
Bay Steele'in sabıka kayıtlarına bir bakın.
What did Mr. Steele do to her?
Bay Steele ona ne yaptı anlat?
Dix on Steele, Henry Kesler.
Dixon Steele, Henry Kesler.
Good morning, Mr. Steele.
Günaydın Bay Steele.
If you want him, you've got to take the bad with the good.
İşte Dix Steele bu. Ve onu istiyorsan iyisiyle kötüsüyle bunu kabullenmelisin.
- Evening, Mr. Steele.
- İyi akşamlar Bay Steele.
When I moved in a few days ago, Mr. Steele was pointed out to me by the manager.
Site yöneticisi birkaç gün önce oraya taşındığımda Bay Steele'i bana işaret etmişti.
- You're in love with Mr. Steele?
- Bay Steele aşık mısınız?