Steinbrenner translate Turkish
91 parallel translation
Don't put words in his mouth, Steinbrenner.
Lafı ağzına tıkama Steinbrenner.
Thanks for getting Steinbrenner off my back.
Steinbrenner'ı başımdan attığın için sağ ol.
And don't waste your breath informing on me, Steinbrenner.
Boşuna beni bilgilendirmeye çalışarak nefesini tüketme, Steinbrenner.
Call George Steinbrenner to the stand.
George Steinbrenner'i kürsüye çağırın.
Call George Steinbrenner.
George Steinbrenner'i çağırın.
In the American League, the Yankees over the Tigers, even though Steinbrenner needs to go.
Amerikan Liginde... Yankees'i Tigers'a tercih ederim.
Yes. Before Steinbrenner.
Steinbrenner'dan önce.
I still like him better than Steinbrenner.
Gene de Steinbrenner`dan hoşlandığımdan daha çok seviyorum onu.
- Steinbrenner!
- Steinbrenner!
- Steinbrenner.
Steinbrenner.
Why does Mr. Steinbrenner wanna see me in his office?
Neden Bay Steinbrenner beni ofisinde görmek istiyormuş?
My secretary told Mr. Steinbrenner I'm a Communist.
Sekreterim Bay Steinbrenner'e komünist olduğumu söylemiş.
You wanted to see me, Mr. Steinbrenner?
Beni mi görmek istediniz, Bay Steinbrenner?
Yeah. Well, the only thing I can do is to go to George Steinbrenner and tell him he has to give her a raise.
Yapacağım tek şey George Steinbrenner'a gidip, ona yükseldiğimi söylemek.
Mr. Steinbrenner?
Bay Steinbrenner?
Well I sat down with Mr. Steinbrenner.
Bay Steinbrenner ile oturdum.
- Oh, I tell you, Mr. Steinbrenner- -
- Sizde söyledim, Bay Steinbrenner...
But, Mr. Steinbrenner, how can I be expected to perform my job properly knowing that my subordinate is making more money than I am?
Ama Bay Steinbrenner, benim altımda çalışan birinin, bende daha fazla para aldığını bilerek nasıl çalışabilirim?
Steinbrenner needs me- -
Steinbrenner'ın beni...
They took a pitching machine, a batting cage, the infield tarp and all of Mr. Steinbrenner's vitamins.
Top atma makinesini, sahadaki brandayı ve Bay Steinbrenner'in vitaminleri çalındı.
So I have to go see Steinbrenner later.
Steinbrenner'la görüşmeliyim.
Mr. Steinbrenner, I can explain- -
Bay Steinbrenner, açıklayabilirim...
- Mr. Steinbrenner's birthday card. Wilhelm said you'd have it for me to sign.
Bay Steinbrenner'in kartı, Wilhelm imzalamam için sana bıraktığını söyledi.
Make sure Steinbrenner doesn't get it till I sign it.
Ben imzalamadan önce Steinbrenner'ın eline geçmeyeceğinden emin ol.
It's Steinbrenner's. I was responsible.
O Steinbrenner'in. ben sorunluyum.
You know, Mr. Steinbrenner -
Bay Steinbrenner — —
Steinbrenner sucks.
Steinbrenner berbat.
I got the calzones, Mr. Steinbrenner.
Calzone'ları aldım, Bay Steinbrenner.
What's Steinbrenner gonna do if he doesn't get his calzone?
Steinbrenner yarın calzone'unu almazsa ne yapacak ki?
You know, I hear that Mr. Steinbrenner can be a bit erratic.
Bay Steinbrenner'ın epeyce dengesiz olduğunu duydum.
I'm sorry to interrupt you, but Mr. Steinbrenner and I want you to know we appreciate all the hours you've been putting in.
Çalışmanı böldüğüm için özür dilerim, ama Bay Steinbrenner ve ben senin bu kadar azimle çalışmana minnettarız.
See, Steinbrenner is, like, the first guy in at the crack of dawn.
Bak şimdi, Steinbrenner neredeyse şafak söktüğünde işe geliyor.
- Mr. Steinbrenner I am very concerned about George Costanza.
- Bay Steinbrenner ben George Costanza konusunda endişeliyim.
Mr. Steinbrenner, you know, we've searched everywhere.
Bay Steinbrenner, her yeri aradık.
My name is George Steinbrenner.
Benim adım George Steinbrenner.
Mr. Steinbrenner's here.
Bay Steinbrenner burada.
Steinbrenner's at your house.
Steinbrenner sizin evde.
They saw the car and the blood, that's why Steinbrenner thinks you're dead.
Arabayı ve kanı gördüler bu yüzden Steinbrenner öldüğünü düşündü.
Steinbrenner might be there.
Steinbrenner orada olabilir.
Mr. Steinbrenner.
Bay Steinbrenner.
Steinbrenner wants everyone in the front office to give a lecture in their area of business expertise.
Steinbrenner ofisteki herkesin uzman olduğu konuyla ilgili bir ders vermesini istedi.
Mr. Steinbrenner is very interested in this.
Bay Steinbrenner bu konuda çok ilgili.
Mr. Steinbrenner's counting on you.
Bay Steinbrenner sana güveniyor.
I turned it over to Mr. Steinbrenner.
Bay Steinbrenner'a hemen teslim ettim.
Steinbrenner had me committed!
Steinbrenner beni hapsetti!
What about my little Steinbrenner joke?
Peki ufak Steinbrenner şakama ne dersiniz?
Attention, Steinbrenner and front-office morons.
Dikkat, Steinbrenner ve ön büro moronları.
Wait, Mr. Steinbrenner.
Durun, Bay Steinbrenner.
Mr. Steinbrenner, I would like to thank you for taking a chance on a hen supervisor at Tyler Chicken... -... like our boy George here.
Tyler Chicken'da tavuk denetçisi olan George'a bizim hemşerimiz gibi davranıp ona iş verdiğiniz için size teşekkür etmek istiyorum.
Look, Mr. Steinbrenner- -
Bakın, Mr. Steinbrenner...
- Steinbrenner.
- Steinbrenner. - Burada.