Stores translate Turkish
2,463 parallel translation
I own a chain of six sporting good stores, four restaurants, ten dry cleaners.
6 spor malzemeleri mağaza zinciri... 4 restoran ve 10 kuru temizleme dükkânım var.
Look, I stopped at one of those super stores
Şu marketlerden birinde durdum.
The Southern stores won't hire Negroes.
Güneydeki mağazalarda zenciler çalışamıyor.
For what, a chain of dildo stores?
Ne için hırslı? Dildo dükkan zinciri için mi?
Now, I've been checking the stores and I've ordered what you'll need for the baking.
Şimdi, erzakları kontrol edip, gerekenleri sipariş ederim.
That's very kind, Mrs Hughes. But I believe we should check the stores, when it's convenient.
Çok cömertsiniz, Bayan Hughes ama bence erzakları bizim kontrol etmemiz daha uygun olur.
The author is cruel and offensive. And for these reasons, we demand this book be banned from all schools, stores and libraries.
Yazarı acımasız ve çok saldırgan işte bu sebeplerden dolayı kitabın sansürlenmesini tüm okullardan, kütüphane ve raflardan kaldırılması gerek.
What else do these 11 stores have in common?
Bu 11 dükkanda, ortak olan başka ne var?
If the robbers were casing stores - - it was just a theory that Shea came up with by talking to other dispensary owners.
Eğer hırsızlar dükkanları gözetliyorsa... Bu sadece, Shea'nın başka bir eczane sahibiyle konuşurken ortaya attığı bir teori.
We think this might be the guy checking out the stores before the robbery.
Bu adamın, soygundan önce dükkanları kontrol ettiğini düşünüyoruz.
Making you case all the stores, forcing you to leave first during the robberies in case anyone was waiting outside.
Bütün dükkanları sana izletiyorlardı, dışarda biri olma ihtimaline karşı, soygun sırasında ilk seni çıkarıyorlardı.
Do the new rent-to-own prices A recent trend in furniture stores But think twice before you decide to buy - -
Yeni ürünlerin fiyatlarını düşürüyorlar... Mobilya mağazalarındaki yeni moda... Ama almadan önce iki kere düşünün.
I've never seen stores like these before.
Hiç böyle dükkânlar görmemiştim.
Available at over a hundred hardware stores in town.
Şehirde yüzden fazla nalburda satılıyor.
- Where do we want'em? - Weed stores!
- Marihuana dükkanlarında.
Telegraph the Eastman company. Find out what stores in Toronto carry this model. Sir, right away.
Eastman Kodak Şirketi'ne telgraf çek ve bu makineyi Toronto'da hangi mağazaların bu modeli sattığını öğren.
Two hundred stores of wholesale heaven, G.
200 toptan satış mağazası.
A lot of the merchandise gets sold to retailers, a lot of stores sell direct.
Malların çoğu perakende satılıyor,... çoğu dükkan da direk satıyor.
Looks like he did business with at least four jewelry stores near Rodeo Drive on a regular basis.
Rodeo Drive yakınındaki en az dört mücevher dükkanı ile düzenli olarak iş yapmış.
We ran backgrounds on the employees and owners of the four jewelry stores.
Bu dükkanların sahibinin ve çalışanlarının geçmişini araştırdık.
I get all my stuff at vintage stores.
Hepsini ordan alırım.
Stores like this are saving the world.
Böyle mağazalar Dünya'yı kurtarıyor.
They dallied at department stores and stayed a while at Tally Weijl.
Mağazalarda oyalandılar... ve Tally Weijl'de zaman geçirdiler.
Next time, I promise we'll do shoes and vintage, and not just health food stores.
Gelecek sefer, sağlıklı yiyecekler yerine ayakkabı ve kıyafet almaya gideriz.
You can't buy'em in the stores no more.
Artık balık dükkânlarında satılmıyor. - Neden?
Hey, why do people go to stores to buy sneakers? Why don't people just come here?
İnsanlar spor ayakkabı almak için neden mağazalara gidiyor ki?
They sell it at most fine grocery stores... ( whimsical voice ) in the land of agave.
Seçkin marketlerde satılıyor. Sabır otlarının ortasında.
There's an alley behind the dress stores.
Giyim mağazalarının arkasında dar bir yer var.
All I heard was "dress stores."
Tüm duyduğum " Giyim Mağazalarıydı
Look into electronic stores, Computer distributors, I.T. Departments where the women worked.
Elektronik mağazalarına, bilgisayar satıcılarına ve kadınların çalıştığı bilişim departmanlarına bakın.
The grain stores are running low, but we're expecting supplies from the northern borders before the end of the week.
Tahıl stokları azalmış durumda, fakat hafta bitmeden kuzey sınırından erzak gelmesini bekliyoruz.
Bart Smart, 67 stores in greater Los Angeles, but only one on a 6000 block.
Bart Smart! Güzel Los Angeles'ta 67 şubesi var ama sadece biri 6000 sokak içinde.
I have to jettison the men's line, reorganize the magazine staff, close half of our stores, and put up with an unbelievable amount of humiliating press.
Erkek kreasyonunu atmalı, dergi yönetimini yeniden organize etmeli, mağazalarımızın yarısını kapatmalı, ve inanılmaz miktarda alçakgönüllü olamalıyım.
There's only around 20 stores in the area That sell that sort of thing - - 23, if you include pool-cleaning business- -
Bu bölgede bu tarz şeyler satan 20 yer var... ya da 23, eğer havuz temizlemeyi de katarsak...
They discovered internal membranes, protein structures and energy stores.
İç zarlar, protein yapıları ve enerji depoları keşfettiler.
He's home for less than a day, and Cal's robbing stores, Heather's getting prison guards drunk.
Bir günden daha az bir süre evdeydi ve Cal bir mağazaya girmeye çalıştı Heather ise hapishane gardiyanını sarhoş etti.
Can you buy these at convenience stores?
Bunu marketten mi aldın?
The birthday girl wants to be shopping the second the stores open, and have lunch at Rive Gauche.
Doğum günü kızı mağazalar açılır açılmaz alışveriş yapıp öğlen de Rive Gauche'ta yemek istiyor.
We had to go to, like, three different stores to find the good peanut butter.
Üzgünüm. İyi fıstık ezmesi bulmak için 3 farklı dükkana gittik.
From across the country, over half a million pounds of hair has been donated by barber shops, salons and pet stores.
Ülkenin dört bir yanındaki berberler, kuaförler ve evcil hayvan dükkanları 250 bin kilodan fazla saç ve kıl bağışlandı.
We'll cross-reference hardware stores with chemistry supply shops. Maybe we get a lead on who built the thing.
Nalburlara ve kimyasal madde satan dükkanlara bakalım belki bombayı yapan kişiyi bulabiliriz.
Eat up all the stores here.
Buradaki bütün mallardan yiyin.
I need you guys to check all the stores
Auggie'nin dairesinin çevresindeki bütün dükkanları kontrol edin.
Hmm. Plenty of stores around here that have great knockoffs for a quarter of the price.
Bu çevredeki bazı dükkanlardan çok ucuza aynı markaların sahtesini alabilirsin.
We found stores of food at the government port.
Limanda yiyecek depoları bulduk.
- No, they don't, but they don't keep arsenals or build escape hatches in their stores.
Hayır bilmiyor ama onlar depolarına silah saklayıp kaçış yolu yapmıyorlar.
- The mall itself, or the stores in the mall?
Alışveriş merkeziyle mi yoksa oradaki mağazalarla mı?
The mall, the stores, the kiosks.
Alışveriş merkeziyle, mağazalarla, büfelerle.
- Weed stores!
- Ne istiyoruz?
Don't knock over any liquor stores today, okay?
Bugün dükkan filan soymayın tamam mı?
I forgot to bring a shirt to sleep in and the stores are all closed...
Jonathan, bir kalem getirir misin?