Strawberry translate Turkish
1,467 parallel translation
We've got strawberry margaritas.
Çilekli margaritalarımız da var.
Strawberry rhubarb.
Çilekli.
But we found her in Strawberry Fields, and there was no water anywhere near the scene.
Fakat onu çilek bahçesinde bulduk ve etrafında hiç su yoktu.
We need a reference sample, so the logical starting point is Strawberry Fields, where we found Tara.
Bazı örneklere ihtiyacımız olacak, o yüzden Tara'yı bulduğumuz çilek bahçelerinden başlamak uygun olacak.
Strawberry Lollipop is all we have to call her at the moment.
Ancak ne yazık ki Şimdilik ona Çilekli lolipop d emekten başka bir seçeneğimiz de yok.
Are you making strawberry shortcake?
Çilekli kek mi yapıyorsun?
What i want you to find meis a strawberry milkshake, extra thick.
Benim için bulmanı istediğim tek şey çilekli milkshake.
And I know I need a strawberry malt. And then there's those chocolate donuts, they come in a box.
Ayrıca şu çilek püresinden istiyorum ve yanında kutuda satılan çikolatalı çöreklerden istiyorum.
I'm gonna... - I'm switching to strawberry milk.
Çilekli süte.
All right, Seth, I need that strawberry terrine.
Pekala Seth, çilek tatlısı lazım.
I wanted to trade my Fruit Roll-Up for a strawberry one?
Şekerimi çilekliyle değiştirmek istemiştim.
The pink ones, do they taste like Strawberry Starburst?
Bu pembe haplar gerçekten çilek tadında mı?
The strawberry shortcake is to die for.
Çilekli kuabiye ölmeye değer. ( Shortcake = Kremalı Amerikan kurabiyesi )
Neapolitan is chocolate, vanilla and strawberry!
Katmerli dondurmada çikolata, vanilya ve çilek bulunur.
If there's no strawberry it most definitely is not neapolitan!
İçinde çilek yoksa kesinlikle katmerli dondurma değildir.
In exchange for seven minutes in heaven... you get her into the hottest nightclub in Neptune... or buy her a pack of strawberry wine coolers.
Cennette 7 dakikalığına yer değiştirip kızı Neptune'ün en iyi gece kulübüne götüreceksin ya da en azından çilekli şarap paketi alacaksın.
They were taking pictures at Strawberry Fields.
Strawberry Fields'in fotoğraflarını çekiyorlardı.
No, they don't, this is grape and that's strawberry.
Hayır değil, bu üzümlü ve bu çilekli.
This is Strawberry Cough.
Bu "Çilek öksürüğü".
That's what it's called. Strawberry Cough.
Adı bu yüzden "Çilek öksürüğü".
Strawberry. That's your favorite ice cream.
Çilekli dondurma, senin en sevdiğin.
Yeah, Tony, get him some fries and a strawberry shake.
Biraz patatesle ve çilekli shake iyi olur Tony.
Well, we have fresh strawberry pie and fresh peach pie that we make here ourselves.
Taze çilekten yapılmış turtamız ve taze şeftali turtamız var. Hepsini biz yapıyoruz.
Chocolate or strawberry, sir? Strawberry.
- Çikolata veya vişne ister misiniz?
Chocolate or strawberry, sir?
Çikolata veya vişne ister misiniz?
I'm gonna color my hair strawberry blonde.
Saçımı alev kızılına boyatacağım.
- It's a wild strawberry.
- O yaban çileği.
I got blondes with blue eyes, I got blondes black eyes, pistachi hos, strawberry dickery, butterican pinky
Siyah gözlü sarışın, küçük, dik göğüslü, koca göğüslü, istersen vişnelisi var.
Strawberry Creek bridge.
Çilek Deresi köprüsünde.
And my strawberry recipe- - l know I got one.
Ve benim çilekli tarifim... Bir tane vardı.
Where's my strawberry recipe?
Çilekli tarifim neredeydi.
Here we go, strawberry fan.
İşte burada, çilek pervanesi.
Man, they charge, like, $ 5 a strawberry there.
Bir çileğe 5 dolar alıyorlar.
Wagon Wheel, strawberry milk.
Wagon Whe, çilekli süt.
However, you are holding the recipe for a low-carb strawberry beer.
Nasılsa, elinde düşük karbonatlı çilekli bira tarifini tutuyorsun.
Strawberry?
Çilekli mi?
Wait a minute, we like strawberry- - Get your damn hands off- -
Bir dakika, biz çileği seviyoruz... Çek ellerini...
Bonnie, we need a pie. One strawberry-rhubarb.
Bonnie, bize çilekli bir turta hazırla.
Tastes like strawberry.
Tadı çileğe benziyor.
it's strawberry.
Çilekli.
really, strawberry?
Sahiden çilekli mi?
She knows I can't eat without my strawberry milk.
Çilekli süt olmadan yiyemeyeceğimi biliyor.
Strawberry soda. It's a fine choice.
Çilekli gazoz, iyi bir seçim.
I was thinking, we start sweet, with... strawberry wine.
Şey düşünüyordum, tatlı bir başlangıç, çilekli bir şarapla.
Strawberry.
Çilekli.
... make you a little strawberry carpaccio?
Biraz çilekli karpaçyo yapayım mı?
He was eating a strawberry tart.
Çilek tatlısı yiyordu.
I have a strawberry cake...
Çilekli pasta...
WHERE'S THE STRAWBERRY CONE?
Sen çikolatasın. Çilekli külah nerede?
I got strawberry.
İşte çilekli likörümüz!
M mm, strawberry pop tarts.
Çilekli tart.