Sunrise translate Turkish
1,641 parallel translation
Well, then you sit here and watch the sunrise.
İşte o zaman burada oturup güneşin doğuşunu izlersin.
An hour until sunrise.
Şafağa bir saat kaldı.
Although the soul of the dynasty has been shadowed by the clouds, Chosun is the name that suggests a new sunrise from the East.
Hanedanlığın ruhunu bulutlar gölgelemiş olsa da Chosun, Doğudan yükselen yeni bir güneşin doğuşunu simgeler.
Sundown to sunrise, we felt young again.
Gün batımından doğuşuna kadar gençleşiyoruz.
Just before sunrise.
Şafak sökmeye yakın.
" Almost at sunrise, they opened the cell and took Stuart.
" Tam gün doğumunda, Hücreyi açtılar ve Stuart'ı alıp götürdüler.
You pump her full of it before sunrise, she might get a clear head for a few hours.
Güneş doğmadan önce ona dolusunu pompalarsan, birkaç saatliğine zihni açık kalır.
If I'm caught, you will shoot me at sunrise tomorrow
Eğer yakalanırsam, yarın güneş doğarken beni sen öldüreceksin.
Sunrise...
Güneş doğuyor...
Tequila Sunrise.
Tekila kokteyli.
[Woman] The day should be the sunrise.
Gün, gün ışığı olmalı.
Sunrise Hills Mall.
Sunrise Hills Alışveriş Merkezi.
Curtis, the intended target is the Sunrise Hills Mall.
Curtis, planlanan hedef Sunrise Hills Alışveri Merkezi.
Repeat, the intended target is the Sunrise Hills Mall.
Tekrarlıyorum ; planlanan hedef Sunrise Hills Alışveri Merkezi.
They're expecting Jack to help them release a canister of Sentox nerve gas in the Sunrise Hills shopping mall where they are now.
Jack'ten, şu an bulundukları yer olan Sunrise Hills Alışveriş Merkezi'nde, Sentox sinir gazı kutularından birini... -... yaymakta yardım etmesini bekliyorlar.
They're expecting Jack to help them release a canister of Sentox nerve gas in the Sunrise Hills shopping mall.
Jack'ten, Sunrise Hills Alışveriş Merkezi'nde, Sentox sinir gazı kutularından birini yaymakta yardım etmesini bekliyorlar.
Sentox was responsible for the death of the people in the mall less than two hours ago.
İki saat kadar önce Sunrise Hill Alışveriş Merkezindeki insanların ölümünün sorumlusu Sentox'tu.
It was painted at sunrise on the day this island was founded.
Bu adanın kurulduğu gün, günbatımında yapılmış.
This ceremony didn't take place at sunrise, it took place at sunset.
Bu tören gündoğumunda olmamış.
By sunrise, we'll be open for business, and I'd be honored to make you a killing.
Güneşin doğuşuyla, iş için açık olacağız, ve size büyük bir kazanç sağlamaktan onur duyacağım.
He may also indict the sunrise.
Güneşin doğmasını da suçlayabilir.
- I already got some. I saw the sunrise.
Bütün faturalarımı ödedim.
Just taking in the sunrise, Ryan.
Sadece gündoğumunu izliyorum Ryan.
Yeah, sunrise, sunset.
Evet. Gün doğar, gün batar.
Hurry, we've got to find a shelter before the sunrise.
Böyle giderse karanlıklar içinde acı çekmeye devam edeceksin. Acele et, güneş doğmadan önce sığınacak bir yer bulmalıyız.
Take him to Sunrise Hospital.
Onu hemen hastaneye götürün.
I drafted a letter to the families of the victims of the Sunrise Hills Mall.
Bayan Logan... Sunrise Hills alışveriş merkezindeki kurbanların aileleri için... taslak bir mektup hazırladım.
Have her home by sunrise.
Gündoğumunda evde olsun.
The location is not on any map and we need the task to be completed by sunrise tomorrow.
YER HARİTADA İŞARETLİ DEĞİL, VE GÜNDOĞUMUNDAN ÖNCE İŞİN HALLEDİLMESİ GEREKİYOR.
Now, most were around the house he owned in Sunrise Manor.
Şimdi, bunların çoğu zanlının Sunrise Manor'daki evine yakın yerde.
I think I know what Meg meant by "sunrise."
Meg'in Gün Doğumu demekle neyi kastettiğini anladım sanırım.
Look into that hole at sunrise and wish something, it will come true.
Gün doğarken o boşluğa bak ve bir şey dile, gerçek olacaktır.
I woke up at 4 : 00 this morning so I could raise money at the fish market, and then I caught the end of the graveyard shift at the meat plant, then sunrise aerobics at the Yoga Mat...
Balık pazarında para toplayabilmek için bu sabah saat 4.00'te kalktım. Sonra et fabrikasında gece vardiyasının sonunu yakaladım, sonra Yoga Mat'ta gündoğumu aerobik...
Okay. I had my dream right after sunrise.
Ben de rüyamı gün doğarken gördüm.
Cavalry rides at sunrise.
Süvariler gün ışığıyla yola çıkacaklar.
If only I could make you see. That's it.
Yes, Bay Shershow Sunrise Valley'dan gelen bir kız olabilirim,
Be here tomorrow, sunrise, begin your training.
Yarın şafak vakti burada ol, eğitimine başlayalım.
Sunrise!
Tam şafak vakti burada ol!
So... Shall we say... sunrise tomorrow? Hm?
Şimdi yarın gündoğumu diyelim mi?
We have two mothers to rescue before sunrise.
Gün doğmadan kurtarmamız gereken iki anne var.
We leave before sunrise.
Güneş doğmadan önce gideceğiz.
I found his body just after sunrise.
Cesedini güneş doğduktan hemen sonra buldum.
And second : We're entering into a joint venture with Sunrise Handicrafts...
İkincisi ise, şirketi birleştiriyoruz.
You know when's sunrise, right?
Süprizlerin zamanını biliyorsun, değil mi?
After sunrise, I'll take you to a road nearby.
Gün ağarınca, sizi yolun yakınlarına bırakırım.
The only abnormality in the last 24 hours is a spike in the pollen count from 11 : 53 P.M. to 6 : 23 A.M., sunrise.
Son 24 saat içindeki tek anormallik güneş doğmadan, akşam 11 : 53 ile sabah 6 : 23 arasında polen sayısının yükselmesi.
Sunrise is the time when the sun is first seen.
Güneşin ilk görüldüğü zamana Güneşin Doğuşu denir.
Sunrise and sunset are not the result of the sun's movement but the Earth's turn around its own axis.
Güneşin doğuşu ve batışı güneşin hareketinin değil dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesinin bir sonucudur.
McGee and I watched the sunrise together.
McGee'yle gün doğumunu izledik.
How would our ancestors have responded to the sunrise?
Atalarımız güneşin doğuşuna nasıl tepki vermişlerdir?
- Sunrise?
- Gün Doğumu...