English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Surrounded

Surrounded translate Turkish

4,712 parallel translation
And eventually killed himself in a bathtub surrounded by 12 pairs of ladies'shoes.
Ve sonunda da, kendini bir küvette öldürdü. Yanında da 12 çift bayan ayakkabısı vardı.
♪ Surrounded by its fallen friends
Düşmüş arkadaşlarının hemen yanında
Here we're surrounded by miles and miles of wheat and canola fields... and soaring mountains.
Burada, etrafımızda kilometrelerce uzunluğunda buğday ve kanola tarlaları var. Bir de yükselen dağlar.
Here we're surrounded my miles and miles of wheat and canola fields... and soaring mountains.
Burada, etrafımızda kilometrelerce uzunluğunda buğday ve kanola tarlaları var. Bir de yükselen dağlar.
My cos come to work ten hours a day completely surrounded by assholes like you who spend 24 trying out how to murder him.
CO 10 saat calismaya geliyor. ... senin gibi pisliklerle cevrili burasi. enerjisini 24 tane cinayetle harcayan.
After today, I know that... even terrible days aren't so bad when you're surrounded by the people you love.
Bugünden sonra, biliyorum ki... korkunç günler bile o kadar kötü olmayabilir etrafında seni seven insanlar oldukça.
Surrounded by all that temptation.
Her tarafından çekicilik fışkırıyor.
New York's charm is you're surrounded by things you can't have.
New York'un büyüsü asla sahip olamayacağın şeylerle çevrelenmiş olmandır.
All right, boys, we've got you completely surrounded.
Pekâlâ beyler, etrafınız tamamen çevrildi.
That's not what we set out to do, is to be fucking surrounded in a field by fucking weirdos.
Arazinin ortasında tuhaf herifler tarafından çembere alınmak için yola çıkmamıştık.
There is such a difference, though, in wanting extreme shit and knowing, okay, we're going to do an extreme haunted house, to brushing teeth and getting ready to go to bed and be surrounded by redneck hillbilly assholes
Ekstrem şeyleri yapmak istemekle, bunu bire bir yaşamak arasında çok fark var. Tamam, ekstrem lanetli eve gidiyoruz ama tam dişlerimizi fırçalayıp uyuyacakken cahil köylü kırolar etrafımızı çevirip bizimle taşak geçiyorlar.
We have the house surrounded.
Etrafınızı kuşattık.
Because I was surrounded by my brothers.
Çünkü etrafımda kardeşlerim vardı.
I'm gonna die surrounded by the biggest idiots in the galaxy.
Galaksideki en büyük aptallarla etrafım sarılı halde öleceğim.
I have lived most my life surrounded by my enemies.
Hayatımın çoğunu etrafımı saran düşmanlarımla geçirdim.
We're surrounded!
Etrafımız sarıldı!
He's surrounded by cops.
Heryerde polisler var.
I'm sure somebody who is surrounded by movies must be able to make them.
Eminim, etrafı filmlerle çevrili olan birisi, o filmlerin nasıl yapılacağını da, gayet iyi bilir.
We have him surrounded.
Etrafını saracağız.
Surrounded!
- Saracağız. - Eğer...
We're fucking surrounded by cops right now.
Etrafımız polislerle çevrildi.
The family audience has surrounded you from all sides.
Etrafın aile tarafından sarıldı.
Dáin is surrounded.
Dain'in etrafı sarılmış.
is surrounded.
Etrafı sarılmış.
This watchtower will be completely surrounded, there'll be no way out.
Bu tepenin etrafı tamamen sarılacak. - Beklersek çıkış olmaz.
A beautiful girl surrounded by people.
İnsanların tarafından kuşatılmış güzel bir kız.
Try to enjoy the view because shortly the building that you're currently standing in will be surrounded by the Azmanastan army.
Manzaranın tadını çıkar çünkü kısa süre sonra bulunduğun bina Azmanastan askerleri tarafından kuşatılacak.
We are surrounded by plants and animals... struggling for survival... as we glide effortlessly down the river.
Etrafımız hayatta kalma mücadelesi veren sayısız bitki ve hayvanla çevrili biz ise zahmetsizce suda ilerliyoruz.
You'll have surrounded me.
Beni çevrelediniz...
And every generation of kids born after 1980 has grown up surrounded by these highly addictive foods.
NEDEN İŞİN İÇİNE ÇOK GENÇ MÜŞTERİLERİ SOKARIZ 1980'den sonra doğan her kuşak bu aşırı bağımlılık yaratan yiyeceklerle çevrelenmiş durumda.
d When you're surrounded by d Something strange d And so brand-new d It's not complicated d It's just another point of view d So now let's celebrate it d A change is so long overdue d And we should be home by now
ÇOCUK MENÜLERİNDEN KAÇIN DEVLET OKULLARININ % 80'İ COCA COLA VEYA PEPSİ'YLE ANLAŞMALI BİR KUTU KOLADA ON KAŞIK ŞEKER VAR
That's how you grow up. Surrounded by the realms of unimaginable time and space.
İşte böyle büyürsünüz ve her şey göz açıp kapayıncaya kadar... anlaşılmaz bir zaman-mekanla çevrelenmiş bir dünyada olup biter.
With nowhere to go I landed in a charity ward surrounded by other big bellies and trotted bedpans until my time came.
Gidecek olan bir sadaka koğuşunda indi Diğer büyük karınlarına ve trotted bedpans çevrili Benim zaman gelene kadar.
She can't go back to the hotel, the paparazzi have surrounded the place.
Otele geri dönemez. Paparazzi etrafı sarmış durumda.
And now, they are surrounded by water.
Ve şimdi, etrafları su ile kaplı.
They are going to make your movie, and you'll be feted and rich, and surrounded by women.
Filmini çekecekler. Sen de saygın ve zengin biri olacaksın etrafını kadınlar saracak. Bunu kaldırabilir misin?
She puts guys uncomfortable, a girl who is in charge. And who is always surrounded by other guys.
Bu bir erkek için kızı yatağa atmak olarak görünebilir fizikseldir, ve diğer bir çok erkek için geçerlidir.
If you win, you will be surrounded by government goons with guns.
Kazanırsan, etrafın eli silahlı hükümet çalışanlarıyla çevrilecek.
High heels. The urge to watch naked men surrounded by clothed women. And long hair in every variety.
Etrafı giyinik kadınlarla çevrili çıplak erkekleri seyretme dürtüsü ve her çeşit uzun saç.
I'm surrounded by barbarians.
Ben barbarların çevrili.
We're surrounded by Krauts.
Etrafımız Almanlarla çevrili.
I'm surrounded by fools and liars.
Aptallar ve yalancılar tarafından çevrelendim.
You are surrounded by people with the necessary skills.
Sen insanlar tarafından gerekli beceriler ile donatıldın.
A French decathlete found completely out of his mind, surrounded by 1,812 matchboxes, all empty except this one.
Fransız bir dekatlon atleti 1,812 kibrit kutusuyla beraber delirmiş bir biçimde bulundu. Bunun dışında hepsi boştu.
It's surrounded by many plains, forests...
Etrafından bir sürü yeşillikler, ormanlar var.
We have you surrounded.
Etrafınız sarıldı.
Well, can I help it if I'm surrounded by assassins?
Hoş, eğer suikastçiler tarafından çevriliysem fayda eder mi?
The restaurant has been surrounded.
Restorandın etrafı sarılmış durumda.
Surrounded by idiots.
Moronlarla birlikte yaşıyoruz.
And speaking of Bauer, you should know that right now, he's three levels below us, completely surrounded by Marines.
Bauer'den bahsetmişken de, şu anda üç kat aşağımızda, etrafı tamamen askerle çevirili durumda olduğunu bilmelisiniz.
Surrounded by some bad news.
Hiç iyi görünmüyor doğrusu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]