English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sweep

Sweep translate Turkish

3,073 parallel translation
It's got a lot of power, a compact frame that allows you to go around corners and sweep stairwells- - it's a bit of a beast.
Çok güçlü bir silah, ufak yapısı sayesinde köşelerden ve merdiven boşluklarından geçmenize olanak sağlıyor, tam bir şeytan işi.
Stop the sweep.
Firariyi yakalayın!
It has to be something that will sweep her off her feet.
Kızın aklını başından almalısın.
I asked you to tidy up the booze, you couldn't even sweep out a room.
Senden içki konusunu toparlamanı istedim sen daha bir odayı toparlayamıyorsun.
Your father promised me he was gonna sweep that.
Baban temizleyeceğini söylemişti.
Use the left sweep all night.
Bütün gece soldan yüklen.
those who sweep and those who get others to sweep.
Süpürenler ve süpürtenler.
You sweep the floors.
Yerleri süpürürsün sadece.
Sweep your fuckin'floors, maybe?
Yerleri süpürebilirim belki?
Walk the pavement, sweep the train yard, every second that passes is bad.
Hemen yola koyulup tren garını iyice araştırın. Geçen her saniye aleyhimize çalışıyor.
That's why all the Gats came here, the whole crew is armed up to make up a sweep.
Bu yüzden bütün Avcılar buraya geldi, tüm ekip onu yok etmek için silahlandı.
- We will sweep up, room to room.
Her yeri oda oda arayacağız.
I'll supply technical backup and the sweep and clean.
Teknik destek, tarama ve temizlik sağlayacağım.
So we sweep the beach daily to salvage what we can.
Enkazdan gelenleri günlük olarak toplarız.
Sweep west, keep the sun at your back.
Batıya doğru ilerleyip, güneşi arkanıza alacaksınız.
They sweep the cities that we leave behind and pick up the leftovers.
Arkamızda bıraktığımız şehirlere gelip yaralı olan artıkları topluyorlardı.
We are gonna sweep this kid right off his feet.
Her taraf süpürülüp temizlensin.
Don't sweep up where I just cleaned then.
Henüz temizlediğim yeri süpürme o zaman.
Aren't any floors for me to sweep,
Silmem gereken yerler yok,
I'm going to sweep the leg.
Şimdi tozunu attıracağım senin.
We'll sweep the parking lot.
Otoparka kaydıracağız.
{ * The brass makes it seems like Operation Clean Sweep really lived up to its name, } They're acting like Operation Clean Sweep was a success, but somebody forgot to give the Toasters that memo.
Boş kovanlara bakılırsa Kökünü Kazıma Operasyonu amacına ulaşmış. Ama birisi bu bilgiyi tost makinelerine vermeyi unutmuş.
An anti-terrorist sweep is now in operation.
bir anti-terörist operasyonun içine sızdı.
I EXPECTED A GREAT WAVE OF REALIZATION TO SWEEP OVER ME.
Büyük bir farkına varma duygusunun beni çevreleyeceğini ummuştum.
Squads to sweep the countryside by nightfall.
Birlikler gün batımında kırsal bölgelere dağılsınlar.
Scramble all security teams and sweep the corridor with the laser grid.
Tüm güvenlik ekipleri Scramble ve Lazer ızgara ile koridor Sweep.
How many chimneys did you sweep today?
Bugün kaç baca süpürdün?
- A nice big sweep.
- Nazikçe silip süpüreceksin.
- Big sweep?
- Silip süpürmek mi?
- That was a nice big sweep there.
- İşte bu tam bir silip süpürmeydi.
It will be no simple task to sweep such an area.
Böyle bir bölgeyi aramak kolay olmaz.
So let us sweep aside differences, and in union see him forced to knee.
O yüzden fikir ayrılıklarımızı bir kenara bırakalım ve beraber onun dizlerinin üzerine çökmesini sağlayalım.
Cops did a final sweep of the getaway car, found stashed under the front seat.
Polis kaçtıkları arabayı detaylı olarak inceledi ve ön koltuğun altında saklanmış olarak buldu.
You sweep that fucking thing like a goldfish bowl.
O lanet yeri bir akvaryum gibi süpüreceksin
I mean if Henna's not present for the award, then.. .. Can't say about the broom, but you'll sweep the awards.
Yani, eğer Henna ödüle gelemezse o zaman sorun kalmaz.
You must really sweep your girlfriend off her feet.
Sevgilini nasıl etkilediğin anlaşılmış oldu.
We're doing a second sweep now.
İkinci bir tarama yapıyoruz.
God has chosen us to sweep the Vatican clean of corruption.
Tanrı bizi Vatikan'ı yozlaşmadan temizlememiz için seçti.
Did you a favor. Now you can come in and sweep her off her feet.
Şimdi devreye girip onun ayaklarını yerden kesebilirsin.
Oh, I knew I should've done another security sweep.
Bir güvenlik kontrolü daha yapmam gerektiğini biliyordum.
- Let's sweep!
- Haydi temizleyelim!
When he's blinded, use a flip kick with leg sweep.
Göremediği zaman, bir uçan tekme çakarım.
Well, we did a sweep of Chuy's headquarters and residence, and unfortunately, none of the dozen guns we recovered and the scene match the ballistics of the one that shot Deacon Jones.
Chuy'un karargahını ve evini altına üstüne getirdik ne yazık ki, bulduğumuz düzinelerce tabancadan hiç birisi Deacon Jones'u vuran tabancaya uymuyor.
So if you could just sweep all this under the rug, that would be great.
Eğer bunu örtbas edebilirsen, harika olur.
As you know, with President's war against organized crime declaration, Busan Prosecutor's Office will execute its operation to sweep 34 active gangs with 550 members in Busan area starting midnight Friday.
Bildiğiniz gibi Başkanın organize suça karşı savaş ilanıyla birlikte Busan Savcılığı 34 faal çeteyi çökertmek için cuma günü gece yarısından itibaren Busan bölgesinde 550 polisle operasyona başlayacak.
I'll swing for that bleedin'sweep!
Kanayan kısmın üstünü örteceğim!
Is that supposed to sweep me off my feet?
Bunun benim ayaklarımı yerden kesmesi mi gerekirdi?
I'd have to do a thorough, sweep to, uh, find out.
Bulmak için derinlemesine bir inceleme yapmalıyım.
But I'm also competitive, so hang on. I'm about to sweep you off your feet.
O yüzden sıkı dur, ayaklarını yerden kesmek üzereyim.
Well, fire this bad boy up and sweep up the dust.
Pekala çalıştır şu oğlanı ve tozları temizle.
Science Division's doing a sweep.
Bilim departmanı elden geçiriyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]